Pazar Gezegene çağ atlattık!

Gezegene çağ atlattık!

11.09.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Bilim insanları dünyanın yeni bir jeolojik çağa girdiğini kabul ettiler. Ancak ortada gurur duyacağımız bir tablo yok. Gezegende köklü bir değişime yol açtığımız bu “yeni çağ”, yok oluşumuzun başlangıcını işaretliyor

Gezegene çağ atlattık

Yeni bir devrin başlangıcı... İnsanlık çağ atladı! Tarihte çığır açan gelişme! İnsan ırkı olarak oldum olası büyük dönüşümleri seviyoruz. Her şeyin çok daha farklı, yeni ve heyecan verici olma fikrini ilham verici buluyoruz. Uzayda ilk insanın yürümesiyle yeni bir çağın başladığı söylenmişti, gerçekten de öyle oldu.

Haberin Devamı

Bilim ve teknolojideki gelişmeler, büyük sıçramalara yol açtı. İnternet ve cep telefonları gezegeni küçültürken yaşayış biçimini de baştan sona değiştirdi. 2000’li yıllarda doğan çocuklar, internet ve cep telefonu olmayan bir dünyayı bilmiyor, hayal edemiyorlar. Fakat onların hayal güçleri, geleceği şimdiden tasarlamaya başladı bile. Tıp ve genetik alanındaki gelişmelerse evrimin geçiş aşamalarını hayli hızlandıracağa benziyor.

Korkunç bir rakam

İnsanın yarattığı bu değişim fırtınası sonunda öyle bir noktaya vardı ki fiziki olarak gezegenin taşını toprağını, havasını suyunu değiştiren yeni bir çağa geldik. Geçtiğimiz hafta 35. Uluslararası Jeoloji Kongresi’nde toplanan bilim insanları, oybirliğiyle dünyanın yeni bir jeolojik çağa girdiğini kabul ettiler.

Haberin Devamı

Söz konusu değişim, bilimsel olarak ancak on binlerce, hatta milyonlarca yılda bir tanımlanıyor. İçinde bulunduğumuz Holosen çağı, yaklaşık 11 bin 500 yıl önce Buzul Çağı’nın (Pleistosen) sona ermesiyle başlamıştı. Yeni çağın adıysa Antroposen Çağı. Antro, insan demek; “sen” ise yeni anlamına geliyor. Yani insan eliyle gelen yeni çağ. Ancak ortada gurur duyacağımız bir tablo yok. Gezegende köklü bir değişime yol açtığımız bu “yeni çağ”, aydınlanışımızı ve yükselişimizi değil, yok oluşumuzun başlangıcını işaretliyor.

Böylesine bir değişimin kabul görmesi için yeryüzünde gerçekten çok ciddi jeolojik hareketlilikler olması gerekiyor. Küresel ısınma, ağaçların yok edilmesiyle gelen büyük erozyonlar, deniz seviyelerinin yükselmesi, fosil yakıtlarının neden olduğu is ve kül birikimi, soyu tükenen ve aşırı biçimde çoğalan hayvanlar, mercanların yok olması ve okyanus yaşamındaki dengesizlikler gibi faktörler, Dünya’nın zemin yapısında geri döndürülemeyecek hasarlara sebep oluyor. Çözülerek okyanusların ve karaların dokusuna karışan mikroplastikler, binlerce yıl sonra bile kaydedilecek ölçüde değişikliğe yol açıyor.

Önceki jeolojik çağın sona ermesine neden olan en büyük etkense nükleer bombalar. 1945’teki ilk nükleer bomba denemesinden bugüne kadar dünya üzerinde 2 bin 53 adet nükleer patlama gerçekleştirildi. Korkunç bir rakam. Her patlama sonrasında atmosfere yayılan radyoaktif parçacıklar, gezegenin jeolojik yapısını değiştiriyor. Dolayısıyla Antroposen Çağı’nın başlangıcı olarak 1950’ler kabul ediliyor.

Haberin Devamı

Kanıt aranacak

Antroposen Çağı’nın resmi olarak ders kitaplarına geçmesi için oylamayı yapan kurul, önümüzdeki üç yıl boyunca araştırma yaparak en ikna edici kanıtları arayacak. Yeryüzü tabakası incelenecek, analizler yapılacak ve kayalardaki damarlar gibi jeolojik değişimi sembolik anlamda ortaya çıkaran fiziki izler tespit edilecek. Elde edilen kanıtlar Uluslararası Jeolojik Bilimler Birliği’nin İcra Komitesi tarafından onaylanacak ve insan isminin gezegene büyük bir leke olarak kazındığı, binlerce yıl sürecek yeni çağa resmen geçmiş olacağız...

Çevrenizde hayvanlara ve doğaya sevgiyle dolu, hiçbir canlıya kıyamayan yeni çocukların varlığını fark ediyor musunuz? Gezegenin halinden anlayan, kendi benliğinin çokça farkında, üç-beş yaşlarında ışıklı çocuklar. Kim bilir belki de onlar, bu yeni çağın isminin ne anlama geldiğini hiç unutmazlar ve büyüklerinin bozduğunu iyileştirmeye çalışırlar. Yeter ki onların işini daha da zorlaştırmayalım.