Pazar “Hayatın ana teması aşk”

“Hayatın ana teması aşk”

11.12.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Aykut Gürel önderliğinde bir caz ve şiir albümü çıkaran Selçuk Yöntem “Şiirin temelleri aşk üzerine kurulu. Protestoda, ajitasyonda, eleştiride bile yine aşk var. Hayatın esasında ana teması aşk” diyor

“Hayatın ana teması aşk”

sta oyuncu Selçuk Yöntem, bu hafta caz ve şiirin bir arada olduğu bir albüm çıkarıyor. Yani Aykut Gürel Presents projesinin ikinci albümü olacak “Aşk İçin Önsöz” ile kendine has sesinden caz eşliğinde şiirler dinleyebileceğiz. Bu vesileyle biz de Yöntem ile Wyndham Grand İstanbul Kalamış Marina Hotel’de bir araya geldik. Aştan, albümden, hayattan konuştuk...

Haberin Devamı

Daha önceki röportajlarınızdan caz ve şiir aşığı olduğunuzu okumuştum. Şimdi ikisi bir arada bir albüm projesinin içindesiniz...

Caz benim için çok önemli, dinlemeyi çok seviyorum, bıktırmayan, her zaman dinleyebileceğiniz bir müzik. Şair değilim, şiir yazmıyorum ama hayatımda şiir de var, okumasını seviyorum. Bu proje de Aykut Gürel’in fikriydi. “Farklı bir şey yapalım. Hem müzik hem şiir dinletisi olsun” dedi. Biz de ikisini birleştirdik. Dünyada ilk kez canlı orkestra üzerine şiir okuyarak kayıt yaptık. Levent Yöntem güzel şiirler seçti. İstanbul Ensemble ve Aykut yorumladılar besteleri. Önümüzdeki günlerde lansmanı olacak.

Hissiyat olarak nasıl bir albüm oldu sizce?

Müzik çok güzel bir gıda ruhumuza. İnsanların sakinleşmeye, kendiyle baş başa kalmaya, bazı cümleleri tekrar duymaya, dinlemeye, müzikle birlikte o yoğunluğu yaşamaya gereksinimi var. Biz bunu bir araya getirdik. Güzel bir dinleti oldu.

Haberin Devamı

İkisi de bildiğiniz alanlar ama ikisinin birlikte olduğu bir çalışmada zorlandığınız oldu mu?

Çok enteresan, hiç zorlanmadık. Hatta hangi şarkıyı seçtiysek onun üzerine okuduğum şiir cuk oturdu. Nâzım Hikmet, Pablo Neruda, Özdemir Asaf, Borges, Ümit Yaşar Oğuzcan’ın şiirleri var. Haydar Ergülen’in iki şiiri var. Bir de albümde Peppino Di Capri’nin bir bestesi var; “Champagne”. Onu biraz değişik yorumladık, biraz şarkı biraz şiir gibi.

Daha çok aşk şiirleri mi var albümde?

Aslında aşk her türlü var şiirde; doğa aşkı, insan aşkı, çocuk aşkı... Zaten şiirin temelleri aşk üzerine kurulu. Protestoda, ajitasyonda, eleştiride bile yine aşk var, aşk ana tema. Hayatın esasında ana teması aşk.

Sizce gerçekten var mıdır aşk için bir önsöz?

Herkese göre aşk için önsöz değişir. Hepimizin yaklaşımları, renkleri farklıdır. Herkesin güzel bir tadı, güzel bir emeği vardır bence aşk için önsözlerde.

Sizin için nedir mesela?

Benim için doğallık, samimiyet, dürüstlüktür o önsöz. Bunların üzerine her şeyi inşa edebilirsiniz. Aşkı da çok güzel inşa edersiniz. Tabii aşk hiçbir zaman düşündüğünüz, hayal ettiğiniz gibi gelişmiyor hayatta ama düşündüğünüz aşkı yaşamak için elinizden geleni yaparsınız. Yaşarsanız ne mutlu, yaşayamazsanız bir dahakine bakarsınız.

Haberin Devamı

Eski aşklar kalmadı deniyor şimdi...

Bence de kalmadı, çok tüketilen bir hale geldi ilişkiler çünkü çağ çok süratli akıyor. Eskiden dünya daha saf, temiz, güzel ve ağır dönüyordu. Şimdi maddiyat da işin içine girince herkes çok akılcı bakmaya başladı. Halbuki aşkta, duyguda akılcılık yoktur; yürek vardır, zeka vardır. Zekanın olmadığı yerde de aşk yoktur. Şimdi “akıllı aşk”lar başladı ama onlar da hiçbir yere varmıyor.

“Hayatın ana teması aşk”

“Hayat ne isterse o oluyor”

Sizi ekranlarda görebilecek miyiz yakın zamanda?

Geçen yıl beş bölümlük mini bir dizi yaptık, “Son Destan” diye BKM ile TRT’ye. Yanılmıyorsam ocakta yayına girecek. Onunla biraz özlemimi giderdim. Sunduğum yarışma programı zaten başlı başına bir zaman alıyor. Dizilerin yoğunluğu çok fazla. Hayatın da biraz izin vermesi lazım tekrar o ortamın oluşması için çünkü hepsi bir arada çok yorucu oluyor. Şu an öyle bir durum yok, öyle bir senaryo da yok. Bu işin özü senaryo, yapmış olmak için yapmamak gerekiyor.

Haberin Devamı

Sinema ya da tiyatro var mı?

Sinemayı çok seviyorum ama onun da iyi senaryosu olması gerek. Tiyatro da yapmak istiyorum, onun da kendimi iyi hissetmem gereken bir zaman diliminde olması lazım. Esasında siz isteklerinizi hayata atıyorsunuz ama sonunda hayat ne isterse o oluyor. Tren gidiyor, biz ancak içinde koltuk değiştirebiliyoruz.

“Sesim ele veriyor beni”

Sizin 20 yaşında da, 60 yaşında da hayranlarınız var. Nasıl hissettiriyor bu?

Çok mutlu oluyorum. Çok güzel bir bağ, her yaş aralığından izleyiciyle sıcak bir elektrik var.

Sesinizin karizmatikliği de bilinen bir gerçek. Bu anlamda unutamadığınız bir anınız var mı?

Mesela telefonda ya da internette bir arıza oluyor, arıyorum “Alo, iyi günler” diye. Daha ismimi söylemeden “Buyrun Selçuk bey ne oldu?” diyorlar. Ya da bir taksiye bindiğimde görmeden “Aa Selçuk bey” diyorlar. Hoşuma gidiyor ama kendimi saklayacak bir tarafım da kalmamış onu anladım. Çok ele veriyor beni artık.

Haberin Devamı

Yaşlanmıyorsunuz sanki... Dikkat ettiğiniz şeyler var mı?

Yüzüme, cildime dikkat ederim. Bazen bakım yaptırırım, krem, nemlendirici sürerim. Yürüyüş yapıyorum, egzersizlerim vardır konservatuvardan beri yaptığım, her gün muhakkak onları yaparım. Bir ara pilates yapıyordum geçen yıl, sonra ara verdim ama tekrar yapmayı düşünüyorum.

Bir giyim tarzınız da var...

Evet, evde de hep böyleyimdir, pijamayla dolaşmaktan hiç hoşlanmam. Kılık kıyafetin derli toplu olması gerek, sevmiyorum o dağınıklığı. Kendimi bildim bileli okulda nasıl giyiniyorsam öyle giyinmeye çalışıyorum, sadelikten hoşlanıyorum.

“Halk yarışmayla soluk alıyor”

“Kim Milyoner Olmak İster” devam ediyor. Nasıl gidiyor çekimler?

Çok iyi bir ekip var, titizlikle çalışıyorlar. Halk çok seviyor programı. Bence soluk alıyor, bilgilerini sınıyor, yarışmacıyla özdeşleşiyorlar.

Genel olarak nasıl geçiyor günleriniz?

Bir bilsem... Seslendirmeler, röportajlar, özel geceler oluyor. Eş dostla zaman geçirip akşam yemeği yiyebilirsek ne mutlu. Hayat çok süratli geçiyor son dönemlerde. Müzik dinlemek, gazete, kitap okumak, film seyretmek beni çok mutlu ediyor. Ders de veriyorum şimdi Sahne Tozu Tiyatrosu’nda.

Oyunculuk dersi herhalde değil mi?

Evet, her hocanın bir sınıfı var. Hareket, oyunculuk, diksiyon, hepsini bir arada pratik bir şekilde değerlendiriyoruz.