Pazar Hem buz hokeyi bileceksin hem Ortadoğu tarihini

Hem buz hokeyi bileceksin hem Ortadoğu tarihini

07.03.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:

Eurosport Türkiye’nin spikerleri yayında sadece spor değil, onunla bağlantılı çeşitli hikayeler de anlatmak zorunda. Üstelik sadece futbol spikerliği yapmıyorlar; yeri gelince “sepak takraw” sporunu da anlatıyorlar

Hem buz hokeyi bileceksin hem Ortadoğu tarihini

Beşiktaş’ta bir apartmanın giriş katındaki küçük bir dairedeyiz. Yaklaşık 20 kişi yaşıyor burada. “Yaşıyor” diyoruz çünkü gerçekten de hayatlarının büyük bir bölümü bu dar alanda “paslaşarak” geçiyor. Dünyanın en büyük spor kanallarından Eurosport’un Türkiye’deki küçük ofisindeyiz. Normalde telaşlı bir koşuşturmacanın hakim olduğu ofiste şu sıralar büyük bir rahatlık var. Ne de olsa Kanada Vancouver’deki 2010 Kış Olimpiyatları’nı geride bırakmış, biraz nefes almış durumdalar. Biz de bu kısa süreli soluklanma sürecini fırsat bilip spor yazarı Bağış Erten yönetimindeki Eurosport’un spikerleriyle bir araya geldik. Ve gördük ki bu küçük ofiste çok büyük işler yapılıyormuş...
Eurosport 2001’den beri Türkçeleştiriliyor. Kanal, Bağış Erten yönetiminde ise dört yılını geride bıraktı. Çok genç ancak çok tecrübeli bir ekiple karşı karşıyayız. Hepsi en az iki-üç dil biliyor, ayrıca kültür-sanat, tarih, coğrafya, edebiyat, müzik, sinema, tiyatro, politika gibi konularla da yakından ilgililer. “Bunu özellikle istiyoruz. Çünkü biz sadece spor değil, hikayeler de anlatıyoruz” diyor patron Bağış Erten.

“Sporcuların yiyip içtiklerini ezberledik”
“Buradaki bütün spikerler yayına hazırlanırken çevredeki ağaçların türünü bile öğrenmek durumunda. Bize ilk olarak bu öğretilir burada” diyor bisiklet, atletizm, buz hokeyi ve basketbol konusunda uzman olan Caner Eler. Dağhan Irak ise bir keresinde anlattığı Mısır-Cezayir maçında Ortadoğu tarihinden bile söz etmesi gerektiğini söylüyor.
Ekibin aynı zamanda tiyatrocu ve müzisyen olan muzip spikeri Gürsoy Ercan atlıyor lafa: “Artık bir sporcunun annesi-babası ne zaman ayrıldı, nereye ne zaman taşındılar gibi detaylara kadar biliyorum. Nijerya’nın gayri safi milli hasılasını bile anlatıyoruz.” Sporcuların ne yiyip içtikleri de tenis, yüzme ve snooker uzmanı Emre Yazıcıol’dan soruluyor. Yüzücü Michael Phelps’in üç öğün mönüsünü, 12 bin kalorilik Olimpiyat diyetini, günde tükettiği üç tost, mısır gevreği, krep, yumurta, makarna ve pizzayı anlatıyor bize. Bir diğer detay ise snooker maçlarında Stephen Maguire’ın bir cilt rahatsızlığından dolayı papyon takmaması.

“İki kişinin izlediği oyun için Şampiyonlar Ligi maçı kaçıyor”
Eurosport’ta uzmanlaşmak önemli. Ancak her spiker her türlü sporu sunmak zorunda da kalabiliyor. Eurosport’un yurtdışındaki merkezinden de beslendiklerini söylüyorlar. “Her sporla ilgili merkezden bilgi geliyor” diyor Bağış Erten. Özellikle de daha önce hiç duymadıkları sporları anlatmaları gerektiğinde ciddi bir araştırma içerisine giriyorlar. Mesela “Tuz Buz” olarak çevirdikleri “Crashed Ice” (Tuzaklı bir kızak pistinde yapılan yarış), merkeze “Ne dediğinizi anlamıyoruz, lütfen yazılı olarak verin” dedikleri “Sepak Takraw” (Ayak voleybolu), kelebek avlamaya yarayan sopalarla rakip kaleye gol atmaya çalışılan Kızılderililerden kalma en eski takım oyunu “Lakros” karşılaştıkları en acayip sporlar arasında. “Bardak dizme” ise belki de insanı en çileden çıkaran oyun. Burada altı bardağı üç, iki ve bir olarak en hızlı dizen kazanıyor. “Bazen bu gibi sporlar önemli maçlarla çakışıyor. Herkes Şampiyonlar Ligi’ni seyrederken, aynı saatte belki iki seyirci için ‘bardak dizme’ oyununu anlatıyorsunuz” diyor Yazıcıol.


Takımın resmi büyücüsü sahada
-Tabii ki pot kırıyorlar.
“Face off” yerine, “facebook”, “powerplay” yerine “foreplay”, “raket” yerine “roket”, “Tenisçi Justine Henin’in back hand”i yerine “Back hand’in Henin’i” şeklindeki dil sürçmeleri özellikle de 12 saat aralıksız yayın yaptıklarında ortaya çıkabiliyor.
-Emre Yazıcıol 2002 Afrika Uluslar Kupası maçı sırasında sahaya rengarenk tüyler içinde bir büyücü çıkınca şaşkına dönmüş: “Senegal kalesine büyü yapıldı, maç başlayamaz diye statta çıngar çıktı.
Tüyler takmış bir adam indi sahaya. Meğer takımın resmi büyücüsü varmış. O an
hem ciddiyetimi korumam
hem de durumu açıklamam gerekiyordu. Maç için ‘Büyünün bozulmasını’ bekledik.”
-Dağhan Irak: “Kayaklı koşu anlatıyordum, görüntü gitti. İngilizce yayını ve kayak
sesleri duyuyordum. İki kayak sesi geliyorsa atak vardır, tek kayak sesi geliyorsa yalnız geliyordur finişe şeklinde tahmin ederek sundum.”
-Eurosport’taki tek kadın spiker Başak Ünalan artistik buzpateni ve binicilik anlatıyor: “Daha önce bankacıydım. Sporu çok seviyorum ama hiçbir kız arkadaşım spordan anlamıyor, onlarla konuşamıyorum.
O yüzden burası bazen bir erkek yurduna dönüşse de halimden memnunum.”



Bağış Erten: “Yakında bir rock grubu kuracağız”

Hem buz hokeyi bileceksin hem Ortadoğu tarihini

“Yiğit blues gitaristi. Göksoy tiyatrocu, perküsyon, darbuka çalıyor. Burak’ın sesi çok iyidir. Bir rock grubu kurmak istiyoruz. Yeterli donanımımız var. Eurosport Rock Band olarak sahneye çıkacağız. Ben bir şey çalmıyorum ama orkestra şefi olabilirim.”