Pazar “Her zorla evlendirmede kendimi gördüm”

“Her zorla evlendirmede kendimi gördüm”

05.12.2021 - 03:00 | Son Güncellenme:

Dilek kutusu modeliyle 40 kız çocuğunu zorla evlendirmekten kurtaran Diyarbakır’ın tek kadın muhtarı Dilek Demir “İhbarlar babalara gücü yetmeyen annelerden ya da çevredeki duyarlı insanlardan geliyordu. Aileleri önce ikna etmeye çalıştım, sonra şikayetle tehdit ettim” diyor.

“Her zorla evlendirmede kendimi gördüm”

Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi Muradiye Mahallesi’nin 8 yıllık muhtarı Dilek Demir. Göreve gelir gelmez yaptığı ilk iş, muhtarlık bürosu önüne bir dilek-şikayet kutusu koymak oldu. Henüz 14 yaşında, yedinci sınıftayken okulundan koparılıp 27 yaşında bir erkekle zorla evlendirildiğinde tek isteği, yardım isteyebileceği böyle bir kutuya sahip olmaktı çünkü. Bu dilek kutusu sayesinde tam iki yılda, yaşları 13-16 arasında 40 kız çocuğunu zorla evlendirilmekten kurtarmakla kalmadı, çocuk istismarıyla ilgili şikayetlere müdahale etti, her tür probleme çözüm üretti. Mahalleli için ‘Muhtar Anne’ye dönüşen, şehrin tek kadın muhtarı Dilek Demir’le bu mücadelesini ve örnek bir model sunan dilek kutusunu konuştuk.

Haberin Devamı

Dilek kutusunu neden bir ihtiyaç olarak gördünüz?

2014’te muhtar seçildiğimde, bir daha hiçbir kız çocuğu gelin olmayacak diye yemin ettim; çünkü ben de onlardan biriyim. Var olduğum sürece buna izin vermeyeceğim dedim. Göreve yeni başlamışım, beni tanımayanlar var, konuşmakta zorluk çekenler var… Böyle bir kutu koyuyorum, bana gelemeyenler, akıllarına gelebilecek tüm sıkıntılarını yazıp atabilir, söz veriyorum elimden geleni yapacağım diye duyurdum. Ve oraya iki yılda 80 çocuk ihbarı geldi. Sadece Muradiye Mahallesi de değil, civardaki diğer mahallelerden de; çünkü bu konuyu gidip bir erkek muhtara da anlatamazsın, çekinirsin. Bu ihbarların 40’ı zorla evlendirilmek istenen kız çocukları hakkındaydı. 15’i bağımlılardan, kurtar bizi abla diyenler. Geri kalanı da çocuk istismarıyla ilgiliydi. Hepsine el attık, 80 çocuğu hayata bağladık çok şükür.

Haberin Devamı

Zorla evlendirme ihbarları kimden geliyordu?

Babalara gücü yetmeyen annelerden. Tıpkı benim yaşadığım durum gibi. Ya yakın komşulardan ya da çevredeki duyarlı insanlardan. Bazen de kız çocuğunun yakın arkadaşlarından. Çocuk derdini onlara dile getirebiliyor çünkü. Bunun üzerine gidip aileyle görüşüyorduk. Kolay ikna olanlar da oldu, sen karışamazsın, işine bak diyenler de oldu.

O zaman ne yaptınız?

O zaman devreye tehdidi koydum. Dedim ki bak kardeşim, eğer bu kızı evlendirirsen seni gerekli mercilere şikayet ederim. Seni çocuğu evlendirmekten içeri alırlar, evlendireceğin kişiyi de istismardan alırlar. Çocuğu da elinden alırlar, bir daha göremezsin. Üç taraftan insanları zebil ziyan edersin, kendini de ebedi mahkum edersin. Böyle konuşunca, biliyorsunuz cezaydı, mahkumiyetti, bunlar caydırıcı oluyor. Bazı aileleri ikna etmekte gerçekten çok zorlandık ama böyle başardık.

Kız çocuklarının kendileri yardım talebinde bulundu mu hiç?

Olmadı, burada o kadar cesaret edemezler. Ama ben evlerine gidince hüngür hüngür ağlıyorlardı. Benim ailelerinin karşısında durmam onları da cesaretlendirdi. Evlilik işinden vazgeçince ailelerin bir süre bu kızlara sert davrandığı oldu. Bizim sözümüzü dinlemedin, dışarıdan birinin aklına uygun diye. Ama bunları sorun etmediler. Hepsi okudu, kimisi meslek sahibi oldu kimisi evlendi. Aileleri bizim onlarla irtibat kurmamızı istemedi. Bizi öcü gibi gördüler; önlerini tıkadık ya. Çoğunun derdi başlık parası. Bitti diyorlar ya, bitmedi. Hala süt parası adı altında başlık alınıyor kızlardan.

Haberin Devamı

“Kutu devre dışı kaldı”

İhbar bilgisi nasıl veriliyordu?

Çok detaya girmeden, adres, telefon. Şu yaşta evlendirilen bir kız çocuğu var. Kendi isteğiyle değil. Zaten o kendi isteğiyle değil cümlesini görünce benim nevrim dönüyordu. Sanki küçük Dilek’i tekrar evlendiriyorlar, her zorla evlendirme olayında kendimi görüyorum. O zaman da Tutun beni tutabilirseniz. Çat kapı kahve içmeye geldim diye gidiyordum ama eğer bir evlenme meclisiyse o zaman düğün başlamadan yardımcılarımla birlikte 10 kadın 10 erkek baskın yapıyorduk. Durdurmak zorunda kalıyorlardı.

Hâlâ bu konuda ihbar geliyor mu dilek kutusuna?

Benim mahallemde zorla evlendirme tamamen bitti, bunu çok net söyleyebilirim. Ben var olduğum sürece de asla olamaz. Şu an okuyan kız çocuklarımıza destek olmaya çalışıyoruz. Başka sıkıntılarımız var, her yere elimi uzatmaya çalışıyorum. Dilek kutusu da iki yılın sonunda inanın devre dışı kaldı, herkes gelip derdini yüzyüze anlatıyor artık. Ama biliyorum ki kurtarılmayı bekleyen daha çok Dilekler var. Onlara da ulaşabilmeyi istiyorum.

Haberin Devamı

“Boşandım, üniversiteye hazırlanıyorum”

Muhtar Dilek Demir, 14 yaşında zorla evlendirilmiş olmanın hayatına etkisini şöyle anlatıyor: “Bir gün okuldan eve geldim, babam dedi ki akşam misafirimiz var, seni istemeye gelecekler. Nasıl olur dedim. Hani ben okuyacaktım, hani bana destek verecektin? Yok evleneceksin dedi. Ölsem kabul etmem dedim. Beni hortumla dövdü. Kafama tavayı vurdu, kulpları elinde kaldı. O dayak sonucu sol gözümde şaşılık oluştu, ameliyat oldum. Beni 27 yaşında bir adama verdiler. Hiçbir şekilde sözüm, gözyaşım para etmedi. Çalabileceğim bir kapı yoktu. Gidebileceğim bir Dilek Anne yoktu. 15 yaşımda büyük oğlumu doğurdum. Bir gün ateşlendi. Ben de bilmiyorum ateş olunca ne olur, nasıl düşürülür. Havale geçirdi, bu yüzden işitme engelli oldu. Benim o yaşta anne olmamın kurbanı oldu. Annelik gerçekten kutsal bir şey, o yüzden çocuklar anne olmasın. Ben hiç yılmadım. 15 yıl sonra eşimden ayrıldım. 4 çocuğum var, 2 kız 2 erkek. Hepsine üniversiteyi okuttum. İkisi meslek sahibi, iki kızım atama bekliyor. Ben de ortaokulu, liseyi bitirdim. Şimdi üniversite sınavına hazırlanıyorum. Sosyal hizmetler bölümünü istiyorum.”