“Hologram iki sene sonra herkese doğal gelecek”

İki yıl önce düzenlenen Coachella müzik festivalinde 1996’da hayatını kaybeden Tupac Shakur’u sahnede görmek herkesi şaşırtmıştı. Henüz -teknoloji guruları dışında- hiç kimse hologram teknolojisinin nelere kadir olduğundan habersizdi çünkü. Bu teknolojinin bir projeksiyon aracılığıyla hazır ya da canlı bir görüntünün üç boyutlu halini istenilen yere yansıtabileceğini sonradan öğrendik. Aradan iki yılın üzerinde bir zaman geçti. Birçok hologram tecrübesi yaşadık, hatta eski Başbakan ve Seçilmiş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hologramını bile gördük. Peki gözlerimize inanabildik mi? Hayır. Teknoloji neslinin birer neferi de olsak, hologramla imtihanımız büyükanne ya da büyükbabalarımızın dokunmatik ekranlarla imtihanına benziyor; tüm bunların nasıl gerçekleştiğine inanamıyoruz... Neyse ki meraklıyız. İmkan bulunca bu teknolojiye yakından bakmaya tereddüt etmiyoruz.

Etkilenmedim desem yalan söylemiş olurum

Benim “hologramlarla dans”ım da işte tam böyle başladı. Hologram teknolojisinin öncülerinden Musion’ın İstanbul Beykoz’daki ofisine, kafamda şirketin kurucu ortağı Murat Günenç’e soracağım sorularla attım kendimi. Günenç beni ve foto muhabiri arkadaşım Ece Yılmaz’ı hemen stüdyoya davet etti ve bizim için hazırlattığı “şov”u seyrettirdi. Açıkçası ilk defa bir holograma bu kadar yakından baktım. Etkilenmedim desem yalan söylemiş olurum. Bir anda karşınızda Will.i.am, Tupac, Pixie Lott ya da Rihanna’yı görmek sizi afallatıyor. Hele benim gibi sahneye çıkarsanız ne yapacağınızı şaşırıyor, elinizi kolunuzu koyacak yer bulamıyorsunuz.

“Aklıma ilk gelen fikir eğitimle alakalıydı”

Murat Günenç daha önce IBM ve Oracle gibi dev teknoloji şirketlerinde çalışmış.
“Son teknolojiye ilk müşteriyi bulmak için uğraşırken saçlarım beyazladı” demesi bu yüzden. Fakat halinden memnun. Hologram teknolojisini ilk gördüğünde aklından geçenlerin peşinde şimdi; hologramın eğitim ve öğretimde nasıl kullanılabileceği üzerine çalışıyor. “Ben bu teknolojiyi ilk gördüğüm zaman aklıma gelen ilk fikir eğitimle alakalıydı. Eskiden en önemli şey bilgiydi. Bu bilgi de belirli bir zümrenin elindeydi. Şimdi bilgi her yerde. Öyle ki artık tek kaygımız bilgi kirliliği yaşanması. Bugünlerde bilginin yerine önem kazanan şey ise bilgi sahibi insanlar yani eğitmenler” diyor. Hologram teknolojisini kullanarak eğitimi zaman ve mekandan bağımsız hale getirmek niyetinde.

Günenç’e göre hologram iki sene sonra herkese çok doğal gelecek. Sadece zamana ve hızlı bir internet bağlantısına ihtiyacımız var. Eğitim kurumları bu teknolojinin mekanlarında kalıcı ya da portatif bir şekilde yer almasını sağlarsa Amerika ya da Japonya’daki bir profesörün verdiği ders üç boyutlu olarak takip edilecek. Üretilen içeriğe bağlı olarak bir makinenin tüm dişlileri ya da bir insan kalbi de çok yakından incelenecek.

“Fiyatlar astronomik değil”

Yeni bir teknolojinin kabul görmesi ve gerektiği gibi kullanılması için gereken, bu teknolojinin ulaşılabilir olmasıdır. Bir başka deyişle bu teknolojilere paramız yetmeli. Murat Günenç’e göre uzakan eğitim amacıyla kullanılacak hologram teknolojisi ulaşılabilir durumda. Fiyatların astronomik olmadığını anlatıyor, “Türkiye’deki eğitim yatırımlarından fazla değil” diyerek. Fakat bu teknolojinin
bir muadili olmadığı için ucuz-pahalı karşılaştırılmasının yapılamayacağını savunuyor.
Peki hologram teknolojisi geleceği nasıl şekillendirecek? Günenç’e “Hologramı iletişim aracı olarak kullanabilecek miyiz sizce?” diye soruyorum, cevabı çok net veriyor: “Evet.” Sonra devam ediyor: “Hologram da dahil şimdi kullandığımız hiçbir teknoloji gelişimini tamamlamamıştır. Gelişmelere açık teknolojilerdir.”