Pazar "İlk gay kulübü ben açtım"

"İlk gay kulübü ben açtım"

17.03.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

"İlk gay kulübü ben açtım"

İlk gay kulübü ben açtım



İlk gay kulübü ben açtım


Ceylan Çaplı son 10 yılda Türkiye’de eğlence anlayışını değiştiren öncülerden biri. Kulüp kültüründe yer edinen birçok şeyi ilk o yaptı. İlk elektronik müzik çalan kulübü açmak, ilk özel, büyük ve her şeyin bedava olduğu partileri düzenlemek gibi.
İlk olarak Tekila’yı işleten Çaplı, daha sonra 14’ü, ardından da "ilk gay diskoteği" dediği 20’yi açtı. Kulüplerine koyduğu isimler de aslında oralara belediyenin verdiği kapı numaraları.
14’ün işletmeciliğini kısa süre önce İzzet Çapa’ya devreden Çaplı ile sahibi olduğu eski 20’de, şimdiki 2C’de buluştuk.

Kulüp işletmeciliğinden önce ne yapıyordunuz?
Tiyatrolarda çalışıyordum. En son Şan Tiyatrosu’nda Egemen Bostancı’nın idari işlerini yaptım. Ondan önce Ali Poyrazoğlu’yla çalıştım. Egemen’le birkaç tane büyük iş yaptım. "Neşe-i Muhabbet", "Büyük Kabare" gibi.

"Gay’ler ile heteroseksüeller kavga ederlerdi"
İstanbullu musunuz?
Tarsusluyum. Biz parçalanmış bir aileyiz. Annemle babam ayrıydı. Sonradan tanıdığım kardeşlerim oldu. 7 yaşından itibaren çalıştım. Sakız, gazete sattım. 1976 yılında İstanbul’a geldim. Bir daha da dönmedim. Zaten üniversiteye de gelmiştim. Hem de tiyatrodaydım.

İşletmeciliğe nasıl başladınız?
Tesadüf oldu. Her gece çıktığım için bu alemdeki insanları tanıyordum. Bana "Madem her gece çıkıyorsun. Orada iki tane kulüp var. Git otur başında" dediler. Daha sonra ünlüler falan gelmeye başlayınca kulüpler popüler oldu. Beni de sardı bu iş. Çünkü turnelerden yorulmuştum.

20 de bir ihtiyaçtan mı açıldı? Çünkü burayı 14’ün en popüler olduğu dönemde açtınız.
14 gay bardı. İçerisi tıklım tıklımdı ama ben baş edemiyordum insanlarla. Çünkü gençler ve yaşlılar olmak üzere iki jenerasyon vardı. Müzik yüzünden kavga ediyorlardı. Sonra bir tane daha küçük bir yer yapayım dedim ve burayı aldım. Günümüzdeki gibi elektronik müzik çalan ilk yer burasıdır.

20, Türkiye’de açılan ilk kulüp. Nasıl karşılandı o dönemde?
Çok abartıldı. Ben mayısta açmıştım 20’yi. Eylülün 15’inde bir geldim kapıdaki kuyruk metrelerce uzuyor. Ne olduğunu anlayamadım. Mekan yetmeyince yandaki yeride aldık. Daha rafine ve net bir gruba hitap etmeye başladık. Bu da 1990 yılına rastlıyor. Çok fazla tepki alıyorduk o dönemlerde.

Nasıl tepkiler alıyordunuz?
Çok şey oldu o aralar. Biz 20’yi bir gay diskoteği olarak açtık. Önceleri gay’ler çok ilgi göstermedi. Sonra gay’lerle heteroseksüeller arasında kavgalar oldu. Çünkü tanışmıyorlardı, birbirlerini itip kakıyorlardı. İlk defa eğlenmek için bir araya geldikleri yer burasıydı. Aralarında mutabakatı sağladık. Ben taraf tutamıyordum.

Kulübünüzün şartları var mıydı?
Evet. Mesela içeride kesinlikle masa olmayacak, herkes ayakta takılacaktı. Gelen insanların spor giyimli olması şarttı. Kravatlı, sakallı müşteri alınmazdı. Basın görüntü alamazdı.

O dönemdeki müşterileriniz bunlara uydu mu?
Evet. Müşterilerim arabaların arkasına jean’lerini koyup buraya gelmeden değiştiriyorlardı. Avangard bir kulüp yapmak isterken sosyetik olduk. Şamdan’da kırmızı halılarla karşılananları kurallara uymazlarsa biz içeri almıyorduk.

14’ün popülerliğinde en büyük etkenlerden biri Zeki Müren’di galiba.
Zeki Müren 10 yıl 14’te oturdu. Evinin salonu gibiydi artık. Kendine ait bir sandalyesi vardı. Çiçeği ve kolonyası yanında. Müzeyyen Senar ve Gönül Yazar gibi ünlüler de oradaydı hep. 1986’da ben açtım orayı, 1989’da genç gay’ler gelmeye başladı. Ama Zeki Müren hep oradaydı.

14’ün duvarında Zeki Müren’in fotoğrafının olduğu söylenir. Var mıydı öyle bir fotoğraf?
Evet, asılıyordu. Hâlâ da durur. Ben Zeki Müren geldiği için bar yapmadım; ben bar yaptım, Zeki Müren geldi. Resmini astı oturdu. Orası onun saklandığı bir yerdi. Zeki Müren basınla görüşmek istemiyordu. O rahatlığı sağladık ona. Çünkü Valentino’ya gittiği dönemlerde basın onu rezil etti. Kapıda sarhoş yakaladı. İçeride çekilen resimlere "Paşa sarhoş" diye başlıklar atılıyordu. Barıma geldiği zaman bu garantiyi verdim ona.

Dans eder miydi?
Oturuyordu. Neden dans etsin ki? Kendisi çok kontrollü bir adamdı. Birdenbire samimi olduğunu hissedersin. Sonra bir mesafe koyar, her şey biter. Ama çok da komikti.

Birçok olay yaşanan ve eğlencelerin hâlâ konuşulduğu 2019’u Maslak’ta bir araba mezarlığının içinde açtınız. Nasıl karar verdiniz buna?
Kulüplerim tıklım tıklımdı. Yeni bir yer için ısrar eden çoktu. Maslak’taki yeri bulduk. Parçalanmış otomobiller, altı dönümlük büyük bir arazi... İsmini de 19 ve 20’nin birleşmesiyle koyduk. İsim babası da Özkan Uğur’dur. Bu işe kalkışırken başımın ağrıyacağını biliyordum, nitekim ağrıdı da. Bir sezon yapacaktım ama Adnan Hocacılar olayı olunca, yasalar da beni suçsuz bulunca ikinci sezonu da inat ve kendimi aklama uğruna yaptım.

Adnan Hocacılar olayı neydi?
Gizli kamerayla çekim yaptılar. Aynı şekilde 20’de de çekim yaptılar. Onları yayınladılar. Öğrendiğim gün bir şokla uyandım; kıyamet kopuyor televizyonda. Burada yapılmış bir striptiz şovu vardı. Ben onu 100-150 kişiye seyrettirmiştim. O şovu çekip milyonlarca kişiye izlettirdiler. Beni mahkemeye verdiler ama beraat ettim. Sonra ben tazminat davası açtım ve kazandım.

İnsanlara ne verdiniz de o günler hâlâ konuşuluyor?
Özgürlük. Kapıda insanları çok sıkı aramayla alıyorduk ama içeride sonsuz özgür bırakıyorduk. Asla içeride bodyguard bulundurmadım. Bir kadın tek başına bir kulübe gidemezdi, benim kulübüme geldi ilk. İnsanlara eğlenme özgürlüğünü verdim kulüplerimde.

Kimler geliyordu?
İsim vermek istemiyorum ama Türkiye’de bilinen herkes geliyordu. Onların dışında Metallica, Elton John daha doğrusu Ahmet San’ın getirdiği bütün sanatçılar geldi. Metallica üyeleri sabah 7’ye kadar dans etti.