İnsanlığın alemi yok!

tubakyol@yahoo.com Kadın farkında bile değil; üstündeki kürkle klip çekimi için etrafta bulunan hayvanlar arasındaki irtibatın. Gazeteciler "Ama canlı hayvanlar..." falan diye ısrar edince anlar gibi oluyor. "Ben sevdiklerimi bir şekilde yanımda taşırım" diye "espri" yapıyor. Gülünüz... Gülşen hayvanlarla bir klip çekti. Klip çekiminde üstünde kürk vardı. Kürkünü soran gazetecilerin ne sorduklarını ilk anda anlamadı bile: Ay kürk giyen kadınlara da hep bunu soruyorlar. Bengü'nün de klibinin senaryosu gereği -kim yazdıysa bu senaryoyu- kucağında bir kediyle oturması gerekiyor. Senaryoya göre kedi, insanların "kedi gibi" dedikleri şekilde davranmalı, yani mırıl mırıl yatmalı. Ama kedi kendi bildiği "kedi gibi" davranıyor. Olmuyor. Gelsin yatıştırıcı iğneler... Kedi fenalaşıyor. Fakat kedili klipten vazgeçilmiyor. Bu pek mühim klipte kedinin rolü de çok mühim zira. Klibi izleyenler "Ayyy, ne şekerrr" diyecekler ya... Muhitimde kedisever bir kimse olarak tanınmam. Hayvansever de sayılmam. "Hayvanları sevmeyen insanları da sevemez" klişesinde bir gerçek payı olduğundan mıdır, nedir; itiraf ediyorum, insansever de değilim. Hiç değilim.Hindistan'da bir adam, 15 yıl önce iki köpeği taşlayarak öldürüp leşlerini bir ağaca astıktan sonra bir daha rahat yüzü görmemiş, kolları ve bacakları felç olmuş, bir kulağı sağır olmuş falan diye, köpeklerin lanetini ortadan kaldırmak için bir köpekle evlendi ya geçenlerde.Hastayım insanların şu özgüvenine! Köpeklerin lanetini ortadan kaldırmak için buldukları yola bak. Akılları sıra jest yapıyorlar köpeğe. Fakat onu da işte insanca yapıyorlar. Hindistan'daki adamın evlenmek için seçtiği köpeğe sordular mı bakalım "Sen bu herifle evlenmek istiyor musun?" diye. Köpeklerin laneti diye bir şey varsa, sırada zorla evlendirilen gelinin laneti olmalı.* * * Bu kafayla bakarsak, hayvanları istismarın bedeli olarak Bengü'nün bir kediyle, Gülşen'in de diyelim "kara böcüklerle" evlenmesi gerek.Tabii eğer onlarla evlenmeyi kabul eden bir hayvan bulabilirlerse...Hayvanın içi kalkar be, sıra gelini öpmeye gelince. Gelinin laneti... Erdoğan partililerine Bush'la görüşmesini anlattı: "Ne söylenmesi gerekiyorsa söyledim. 'Siz Teksaslıysanız, ben de Kasımpaşalıyım' bile dedim." Yaa lütfen yaa, çevirmeniniz olayım, ben de orada olayım. Kaçmaz böyle muhabbet. Bunlar konuşuyor, kesin en çok çevirmenler eğleniyor. Böyle içlerine akıta akıta gülüyor olmalılar. Tabii bu esnada da ne deniyorsa, aynen de çeviriyorlar. Bu tür görüşmelerde çevirmen inisiyatif kullanamaz çünkü. "Dur ben iki dak'ka açıklayayım Kasımpaşa ne're" diyemez.Erdoğan zaten bizzat açıklamış. "Amerika'da Teksas ne ise Türkiye'de de Kasımpaşa odur" demiş.Eee? Ne anladı Bush bundan peki? "Demek Türkiye'de de kovboylar var. Mistır Tayyip de kovboy herhalde. Bir dahaki sefere, jest yapmak icap ederse, at binmeye davet edeyim" diye mi düşündü acaba?Bilmez ki ne alaka at falan, bizim başbakan bir kere kalkıştı o işe, onda da düştü.Akıllı insanlar da her söyleneni anlamazlar ama akıllı oldukları için anlamadıkları şeyi sorarlar. Aptallar ise anlamadıkları şeyleri kendi aptallıkları yüzünden anlamadıklarını zannedip soramazlar.Bush acaba biraz daha izahat istemiş midir: "Nasıl yani aynı, Mistır Tayyip?" Bush eğer sormadıysa ve Erdoğan'ın "kovboyluktan" bahsettiğini zannettiyse, yine iyi. Ama Teksas, biliyorsunuz, kovboyları kadar petrolcüleri ile de ünlü. Ya tam da Türkiye'nin Kuzey Irak'a müdahalesi konuşulurken, Erdoğan'ın "Ben de petrol işindeyim Corç" dediğini sandıysa... "Ben de petrol işindeyim Corç" Einstein-Podolsky-Rosen Paradoksu'na kafayı taktım. Biz de şurada sizinle "iki ilintili parçacık" sayılırız. Bununla ilgili iyi ve en yeni ve tabii benim anlayabileceğim gibi kaynakları bilenlerin, fotonlar aşkına bu kaynakları bana "ışınlamaları" mümkün mü? Manasızca manik manik dolanmayayım artık internette... manik depresif köşe