İstanbul’a deniz üstü kültür merkezi

Le Vapeur Magique, geçen hafta itibarıyla Boğaz’ın sularında salınmaya başlayan siyah renkli, yaldızlı, gizemli geminin adı. Yolcu gemisi olarak yaklaşık 40 yıl hizmet verdikten sonra hurdaya çıkarılan Şehit Adem Yavuz gemisinin art deco tasarımla yenilenerek deniz üstü bir kültür merkezi olarak İstanbul’a kazandırılan yeni bir mekan. Şu anda içinde sergi alanı, toplantı salonu ve 120 kişilik bir restoran var. Yakın zamanda, cep sineması ve tiyatro gösterilerinin yanı sıra akşam seferlerini renklendirecek caz konserleri de olacak. Le Vapeur Magique’in marka tasarımcısı ve küratörü Bülent Fidan, denize taşıdıkları bu mekanı şöyle anlatıyor: “Bir deniz kenti olmak denizi değerlendirmeyi gerektiriyor. Biz ne yazık ki, İstanbul’da hep karalara sıkışmışız, denizde yaşayan mekan üretememişiz. Bugün, ulaşım amacı dışında Boğaz’da sadece yolcu tekneleriyle tur yapabiliyorsunuz. Biz, hem deniz üzerinde turizme hizmet edecek nezih bir ortam yaratalım hem de yeri geldiğinde iş dünyası ve gençlerin de yararlanabileceği bir mekan üretelim istedik. Bu gemi sıfırdan da yapılabilirdi ama bir yandan da 1974’te Kıbrıs’ta şehit düşen gazeteci Adem Yavuz’un da anısını korumak istedik.”

Le Vapeur Magique (Sihirli Gemi) ismi, Osmanlı döneminde ilk vapurların Fransa’dan gelmesi nedeniyle Fransızca tercih edilmiş. Sarayburnu’nda demirleyen gemi, haftaiçi 12.30 ve 15.30, hafta sonu 12.30, 14.30 ve 17.00 olmak üzere sefere çıkıyor. Bilet ücretleri ise tam 60, indirimli 40 lira. Sarayburnu’ndan kalkış yapan vapur, Anadolu Kavağı’nı geçtikten sonra dönüş yaptığı bir rota izliyor. Vapurda şu anda, aralarında Kaplumbağa Terbiyecisi, İnci Küpeli Kız, Arles’teki Yatak Odası gibi ünlü tabloların 3D reprodüksiyonlarının yer aldığı bir sergi var. Tablolar, sahne tasarımcısı Hakan Dündar ve ekibinin elinden çıkmış. Vapurun iç tasarımında Emre Doğ, üniformaların tasarımında ise moda tasarımcısı Nej rol almış. Sergi alanlarının 3-6 ayda bir düzenli olarak değişmesi planlanıyor. Bunun dışında 45 kişilik toplantı salonu ve üst katındaki teras, iş ortamını denizin üzerine taşımak isteyenler için ideal bir alternatif. En üst kattaki restoran ise akşamları caz konserlerine sahne olacak, hatta bazen de sandalye düzeniyle yalnızca konser amaçlı kullanılacak.




Vapurun tadını en çok çıkarmaya uygun ortam ise akşam seferleri. Saat 18.00’den sonra sadece restoran olarak hizmet veren vapura binip Boğaz’ın sularında bir akşam yemeğine çıkmak mümkün. Üst kattaki restoran, Fidan’ın deyimiyle Le Vapeur Magique’i, “içinde kendi mutfağı olan tek gemi” konumuna yükseltiyor: “Benzer konumda olan Halas’ın da mutfağı vardı ama bildiğim kadarıyla şu an bu hizmeti vermiyor. Biz en başta Osmanlı mutfağı düşündük ama o gerçekten zor. Sonra Antakya mutfağında karar kıldık. Hem meze var hem kebap, mezeler çok hafif ve lezzetli. Şefimiz Mehmet Eskiocak bu işin ustası. Bireysel ve toplu etkinliklere de açığız ama şimdiden söyleyeyim, kesinlikle düğün olmayacak.”