Pazar ‘Kadrolu olimpiyat fotoğrafçısı sayılırım’

‘Kadrolu olimpiyat fotoğrafçısı sayılırım’

05.08.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Londra Olimpiyatları’nda resmi fotoğrafçı olarak bulunan Mine Kasapoğlu: “Tabii ki en çok bizim sporcularımızın fotoğrafını çekerken heyecanlanıyorum. Bazen işi gücü unuttup bağırmaya başlıyorum”

‘Kadrolu olimpiyat fotoğrafçısı sayılırım’

Mine Kasapoğlu (33) liseden arkadaşım. Birçoğunuz gibi biz de birbirimizi Facebook’tan ekledik ve arada sırada fotoğraflarımıza yorum yaparak iletişimimizi sürdürüyoruz. Zaten bu röportajı yapmaya da yüklediği bir fotoğrafı gördükten sonra karar verdim. Meğer bizimki 2012 Londra olimpiyatlarının resmi fotoğrafçısı olmuş ve sekiz meslektaşı ile birlikte tüm gün müsabakalar arasında koşuşturuyormuş.

Haberin Devamı

‘Kadrolu olimpiyat fotoğrafçısı sayılırım’
Hemen mesaj attım. Mine’den hepimizi televizyon başına kilitleyen o görkemli açılışın ardından Londra’da neler yaşandığını ve “2020 İstanbul Olimpiyatları” fikri için ne düşündüğünü öğrendim.

Londra Olimpiyatları’na resmi fotoğrafçı olarak gittin. Bu tam olarak nasıl oldu? İçeriden biri olarak bize olimpiyat ortamını anlatsana...

Burada resmi fotoğrafçı olarak bulunuyorum. Ancak olimpiyat hikayem daha eski. 2002 Salt Lake Olimpiyatlari organizasyon komitesinin fotoğrafçısıydım. Spor fotoğrafçılığına orada ilgi duymaya başladım zaten, olimpiyat ruhuna âşık oldum ve kendi kendime “Bundan sonra düzenlenen tüm olimpiyatlara gideceğim” dedim. Bunu hayat boyu sürecek bir proje olarak görüyorum. 2004 Atina Olimpiyatları’na gönüllü olarak gittim. 2006 Torino ve 2008 Pekin Olimpiyatları’da ise Türkiye Olimpiyat Komitesinin resmi fotoğrafçısı olarak bulundum. 2010 Vancouver Olimpiyatları’nda Uluslararası Olimpiyat Komitesinin görevlendirdiği altı fotoğrafçıdan biri de bendim. 2010 Singapur Gençlik Olimpiyat Oyunları, 2012 Innsbruck Gençlik Kış Olimpiyat Oyunları ve 2011 Trabzon EYOF Avrupa Gençlik Olimpiyat Festivali’nde de Uluslararası Olimpiyat Komitesinin fotoğrafçısıydım. Kadrolu olimpiyat fotoğrafçısı sayılırım yani.

Haberin Devamı

Televizyondan gördüğüm kadarıyla açılışa bayıldım. Sen bir de stattan izledin...

Yerim çok güzeldi. Fotoğraf çekerken bazen tam olarak olan biteni izlemek mümkün olmuyor, vizörün arkasından izliyorsun ve o da en nihayetinde küçücük bir pencere ama sana ne hissettiğimi söyleyeyim: Büyülüydü! Tüm dünyanın gözleri oradaydı, inanılmaz bir bütünlük duygusu kaplıyordu içimi. Olimpiyat ruhu denilen şey de bu işte. Sporun bütün dünyayı birleştireceğini düşünüyorum. Eski milli sporcu olduğum için böyle düşünüyor olabilirim. Türkiye snowboard şampiyonluğum var. Milli takımdaydım, bir dönem milli takıma antrenörlük yapıyordum.

Biraz da çalışma koşullarından bahsedelim. Günde kaç saat çalışıyorsun? Bir gün içerisinde kaç kare çekmiş olman gerek?

Hiç boş zamanım yok. Sabahtan akşama kadar fotoğraf çekiyorum. Bir de burada zaman garip geçiyor. Ya çok hızlı ya da yavaş. Her dakika gitmen gereken bir yer, fotoğraflaman gereken bir müsabaka var. Kare sayısı net değil, günden güne değişiyor.

Haberin Devamı

‘Kadrolu olimpiyat fotoğrafçısı sayılırım’
‘Kadrolu olimpiyat fotoğrafçısı sayılırım’

Kasapoğlu’nun Londra Olimpiyatları’nda çektiği fotoğraflardan...


“Keşke daha uzun sürse’ dediğimiz anları fotoğraflamayı seviyorum”

Fotoğrafçılığa nasıl başladın? Lisede bununla ilgilendiğini hatırlamıyorum...

Sonradan merak sardım bu işe. Üniversite için Amerika’ya gittim. Orada Pennsylvania’daki Gettysburg College’de Ekonomi ve Felsefe okuyacaktım. Derken bir yandan da Güzel Sanatlara devam etmeye karar verdim. İki bölümü birlikte yürüttüm yani. O sırada da fotoğraf girdi hayatıma. Baktım ki istediğim iş bu. Eğitimime devam ettim. Paris’e gidip Speos Photographic Institute’ta eğitim aldım.

Uzmanlaşmak istediğin bir dal var mı? moda fotoğrafçılığı, spor fotoğrafçılığı gibi...

İnsanların gerçek hayatta daha uzun bakmaları gereken, daha doğrusu “Keşke daha uzun ve detaylı görebilseler” dediğim anları yakalamayı seviyorum. Doğal olarak spor fotoğrafçılığı yani içinde aksiyon olan kareler bu tanıma uyuyor. Ama portre çekmeyi de seviyorum. Durgundur, hareketsizdir ama bir bakış yakalarsın sanki o bakışın içinde fotoğraftaki kişi milyonlarca hareket yapıyordur. Kısaca hem spor hem de portre konusunda uzmanlaşmak istiyorum.

Haberin Devamı

“2020 olimpiyatları için tek dezavantaj trafik”

En çok Türk takımı ile vakit geçiriyorsundur...

Tabii, birincil görevim onların fotoğraflarını çekmek zaten. Bir de kendimi takımdan biri gibi hissediyorum artık. Uçakla gelirken bile birlikteydik. Uçağın yarısı olimpiyat takımıydı, basketbolcular, voleybolcular, halterciler, judocular vardır. Zaten onların müsabakalarını izlerken bazen heyecandan fotoğrafı unutuyorum, kendimi kaptırıp seyirci gibi bağırmaya başlıyorum.

“2020 Türkiye Olimpiyatları” ile ilgili görüşün ne? Birçok kişi organizasyonun altından kalkamayız” diyor. Sence?

En büyük hayalim İstanbul’da olimpiyatların düzenlenmesi. 2020’ye inanıyorum. Bence olacak. Tamam, çok büyük ve zor bir organizasyon ama altından kalkabiliriz. En büyük avantajımız da misafirperver, iyi niyetli ve pratik zekalı oluşumuz. Tek dezavantaj trafik, onu da bir şekilde çözeriz.