“Kansız bir dünya için çalışıyorum”

Adı Janna Jihad, 10 yaşında. Filistin’in Ramallah bölgesinde yaşıyor. Tüm dünya onu Filistin’in en küçük gazetecisi olarak tanıyor. Köylerindeki bir protesto yürüyüşünde başlıyor Janna’nın gazetecilik hikayesi. Annesinin cep telefonundan İsrail askerlerinin köylerine yaptığı baskını kaydediyor ve yaşananları İngilizce olarak anlatıyor. Videonun sonunda ise “Janna Jihad Filistin” diyor. Kendisine bir Facebook hesabı açıyor ve üç yıl içinde Filistin’deki savaşın büyük seslerinden biri oluyor.

Janna Jihad geçtiğimiz hafta Diyanet Vakfı tarafından verilen Uluslararası İyilik Ödülleri’nden birinin sahibi oldu. İstanbul’a gelen Janna’yla Miniatürk’te buluştuk ve İsrail askerleri tarafından içeri girmelerine izin verilmeyen Mescid-i Aksa’nın maketinin önünde çektiği anonsunu seyrettik. Profesyonel bir muhabiri aratmayan Janna’nın en büyük hayali acı çeken tüm çocukların sesi olmak.

Bize kendini, yaşadığın yeri anlatır mısın?

Amerika doğumluyum ama Filistin’de büyüdüm. Annemle babam ayrı. Annem devlette çalışıyor, memur. Ben annemle birlikte Ramallah’a bağlı Nebi Salih köyünde yaşıyorum. Ramallah’a 20 dakika uzaklıktayız. Köyümüzde 650 kişi var. Tarihi bir yer.

İngilizceyi nasıl öğrendin?

Ben 5 yaşındayken bir daha Amerika’ya gittik ve bir sene yine orada yaşadık. Yuvada öğrendim. Filistin’de de annem beni İngilizce eğitim veren bir okula gönderiyor.

İlk yayınını nasıl yaptın?

Köyümüzün orada Helmic diye bir yer var, İsrail askerleri oraya çok saldırıyor, her yeri ateşe veriyor ve çocukları öldürüyor. Biz de her cuma günü orada yürüyerek protesto yapıyoruz. Üç yıl önce de yine bir yürüyüşteydik, annemin telefonu yanımdaydı, her şeyi kaydettim. Sonunda da Janna Jihad, Filistin diyerek bitirdim. Annem sonra videoyu bulmuş telefonunda ve Facebook’ta paylaşmış. Dünyada birçok insana ulaşınca bana bir sayfa açtık. Üç yıldır videoları oradan yüklüyorum.

“Sürekli tehdit ediliyoruz”

Senin gibi yürüyüşlere katılan, videolar çeken yaşıtların var mı?

Yürüyüşlere gelenler oluyor ama kayda alıp rapor eden sadece ben varım.

Savaşın içinde yaşadığını biliyorum ama bulunduğun yerler tehlikeli, korkmuyor musun?

Tabii ki korkuyorum. Gelip her yere gaz bombası atıyor, mermi sıkıyorlar. Özellikle ailemden, sevdiklerimden birine zarar gelir diye çok korkuyorum. “Kayıt yapmayı bırakmazsan anneni tutuklarız” diye tehdit ediyorlar. Bize bir şey yaparlar diye korkuyorum ama bu vazgeçmem için bir sebep değil.

Şu anda durum nasıl yaşadığın yerde?

Genelde geceleri geliyorlar, evleri arıyorlar, bazen ateşe veriyorlar, bazen tutukluyorlar ama ben Filistin’in yakın zamanda özgürlüğüne kavuşacağına inanıyorum.

Bir video yayınladın ve sesini dünya duydu. Nasıl bir duygu sesini dünyaya duyurabilmek?

Böyle bir aşamaya geleceğini hiç düşünmezdim. Gururlu bir his. Filistin’de çocukların neler yaşadığını dünyaya duyurabildiğim için çok mutluyum. Sevinçliyim çünkü dünyanın acısız ve kansız bir yer olması için çalışıyorum. Aynı zamanda hüzünlüyüm de çünkü Irak’ta, Suriye’de ya da başka yerde çocuklar acı çekmeye devam ediyor.

“Büyüyünce üç şey olmak istiyorum”

Büyüyünce gazeteci olmak istiyorsun, öyle değil mi?

Üç şey olmak istiyorum. Birincisi gazeteci. Tabii inşallah o vakte kadar Filistin özgür olacak. Dünyada yine bu sıkıntıları çeken çocuklar olur, onların sıkıntılarını dünyaya duyuracağım. Futbol dünyada herkesin ilgisini çeken bir oyun ve rekabet çok fazla. İyi bir futbolcu olursam Filistin’i dünyaya anlatma şansım olur. Üçüncü olarak da moda tasarımcısı olmak istiyorum. Filistin’in çok güzel yerel kumaşları, dokumaları var, onlarla güzel tasarımlar yapabilir ve dünyaya duyurabilirim. Çünkü İsrail, Filistin’i tekstil pazarından da silmek istiyor. Modacı olup bunu engelleyebilirim.

İdolün olan gazeteci var mı?

Dünya gazetecilerinden Oprah Winfrey’in hayranıyım. Oprah zamanında karşılaştığı fakirliğe rağmen siyah renk ayrımcılığına cesaretle karşı geldiği için onu örnek alıyorum. Dünyada renge ve ırka göre ayrımcılık olmaması gerektiğini savunuyor. Ben de onu idolüm olarak görüyorum.

“İnsanları araştırmaya davet ediyorum”

Bu röportajı okuyanlara savaş hakkında ne söylemek istersin?

Dünyadaki herkesi çevrelerinde olup bitenleri, yaşananları öğrenmesi için araştırmaya devam ediyorum. Sadece Filistin değil, Irak ve Suriye’de yaşananlar da tüm gerçekliğiyle yansıtılmalı. Dünyanın daha iyi, hürriyetli, barışın olduğu, kanın olmadığı, sevginin ve saygının olduğu bir yer olması için herkesi uğraşmaya çağrıyorum. İyiden daha iyi olması için gayret etmeye davet ediyorum. Dünyada işgal altında, savaş içinde yaşayan tüm çocukların, diğer çocuklar gibi, savaşsız, özgür ve kansız şekilde yaşayabilmeleri için uğraşmamız lazım. Bizden sonraki nesil bizim yaşadıklarımızı yaşamamalı.

Uluslararası iyilik ödülünün sahibi oldun. Sana ilk ulaştıklarında ne hissettin?

İlk duyduğumda çok çok çok ama çok sevindim. Çünkü mesajımı bu sayede dünyaya daha yoğun bir şekilde, daha başka yerlere duyurabileceğim için çok sevindim. Türkiye’yi zaten çok merak ediyordum ve buraya geleceğim için de çok sevindim.

İstanbul’da en çok nereyi sevdin?

Evet, birçok yerini gezdik. Gerçekten çok güzel bir şehir. Ayasofya, Kapalıçarşı ve Süleymaniye Camii en beğendiklerimden. Çok güzel ve tarihi bir şehir olarak hatırlayacağım İstanbul’u.

Okuldan sonra, neler yapmayı seviyorsun?

Beş şey söyleyeceğim. Birincisi kitap okumak. “30 Günde Kendini Nasıl Değiştirirsin?” diye bir kişisel gelişim kitabı okuyorum şu anda. İkincisi dans etmek. Yöresel dansları çok seviyorum. Üçüncüsü futbol oynamak. Dördüncüsü makyaj yapmak ve beşincisi de uyumak. Uyumayı da çok seviyorum.

“İstanbul’dan bildiriyorum”

Janna Jihad, söyleşi sırasında bir de yayın yaptı: “İstanbul’daki MiniaTürk’ten herkese merhaba. Tüm dünyaya sesleniyorum, Filistin özgürleşsin. Janna Jihad/Türkiye.”