Pazar Kayıp ateşi kibrit kutusunda

Kayıp ateşi kibrit kutusunda

11.12.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Kayıp ateşi kibrit kutusunda

Yakınlarını Kaybetmiş Aileler Derneği Başkanı Zafer Özbilici: "Kayıplarımızın resimlerini kibrit kutularının üzerine koyarak belki birkaç kişi bulabileceğiz, belki de hiç bulamayacağız. Ancak birçok insanın kaybolmasını önleyeceğiz" Biz derneğe adımımızı attığımızda, türlü illerden gelmiş kayıp yakını kadınlar gruplar halinde oturmuş kibritleri hazırlıyordu. Bunu yaparken, 10 yılı aşkın süredir kayıp olan çocuklarını bulma ümidini belki yitirmişlerdi ancak en azından yardımlarıyla başkalarını ailelerine kavuşturmanın sevincini yaşamayı umuyorlardı. Kendisi de bir kayıp yakını olan derneğin başkanı Zafer Özbilici, kibrit projesini anlattı. Yakınlarını Kaybetmiş Aileler Derneği (YAKAD) bugüne dek 850'yi aşkın kayıp insanı buldu. Bunun için Türkiye'de il il dolaşan bir otobüse bu insanların fotoğraflarını asmaktan tutun da, çakmakların, balonların ve poşetlerin üstüne fotoğraflarını basmaya kadar birçok yolu denediler. Bu kez, kendi imkanlarıyla hazırladıkları kibritleri bedava dağıtacaklar. Avrupa'da süt kutularının üstüne kayıp kişilerin resimlerini basarlar. İnsana verdikleri değeri görüyorsunuz. Türkiye'de bunu bir süt firmasıyla görüştük. Yasal süreçlerden bahsederek teklifi kabul etmediler. Bu resimleri günlük hayatta kullandığımız hangi objelerin üzerine koyabileceğimizi düşündük. Bedava dağıtacağımız için en ucuz seçeneğimiz kibritti. Kibritte bir mesaj da var: Ateş düştüğü yeri yakıyor. Kayıp kişilere ulaşmak için kibrit kutularından yararlanma fikri nasıl ortaya çıktı? İnsanlar bu acıyı bir şekilde tanısın ki aynı acıyı onlar da yaşamasın. Kayıplarımızın resimlerini kibrit kutularının üzerine koyarak belki birkaç kişi bulabileceğiz, belki de hiç bulamayacağız. Ancak birçok insanın kaybolmasını önleyeceğiz çünkü kibritlerde her yaş grubundan insanın resmi var. Kibritler elden ele masalarda gezebilecek. Evlere girecek. Kibrit sayısı yükseldikçe daha çok insanı bilgilendirmiş olacağız. Şu an gücümüz 10 bin taneye yetiyor. Para istemiyoruz, bize kullanmamız için kibrit versinler. Kibritler sayesinde çok kişi bulabileceğinize gerçekten inanıyor musunuz? Kayıp yakınları kibritleri kendileri hazırlayıp dağıtımını sağlıyor. Yakını kaybolmuş insanlar kibritleri tanıdıklarına veriyor. Onlar gidip öğretmenlere, okullara, muhtarlıklara, adliyeye dağıtıyorlar. Buraya başka şehirlerden de gelip giden çok. Onlar da alıp kendi illerine götürüyorlar. Kimlere veriyorsunuz bu kibritleri? "850'den fazla kayıp bulduk" Otobüs sayesinde bulunan kişi sayısı 280. Bunun dışında, Kral FM'de Gezegen Mehmet'le beraber dokuz yıl kayıp programı yaptık ve 332 kişi bulduk. 2000'de Milliyet'te 100 gün boyunca kayıp köşesi yaptık. 100 günde dokuz kayıp kişiyi bulduk. Derneğin kurulduğu günden bugüne kadar, toplamda bulunan kayıp kişilerin sayısı 850'den fazladır. Bugüne dek derneğiniz aracılığıyla kaç kayıp kişi bulundu? "Dünyadaki en büyük acı sizce nedir?" diye bugün kime sorsak, herhalde "Bir yakınımın ölmesi" cevabını verecektir. Ölüm her şeyin bittiği yerdir. Oysa kayıp her şeyin başladığı noktadır. "Acaba güneşin altında mı, üstüne yağmur yağıyor mu, onu dövüyorlar mı, karnı aç mı, onu örten var mı, organlarını mı aldılar, dilendiriyorlar mı yoksa?" diye düşünürsünüz. Etrafınızda hep bu sorular döner. Ve bunların yanıtını bulmaya çalışırsınız. Kayıp acısı bu yüzden ölümden de beter. Yakınlarını kaybedenler belki biraz da bu derneğin teşvikiyle içlerinde hep bir umut barındırıyorlar, değil mi? "Abim 1992'de kaçırıldı" Abim 1992'de evimizin önüne yanaşan bir taksiye bindirilip kaçırıldı. Otistikti. Daha sonra yollara düşüp başvurabileceğimiz bir yer ararken, Türkiye'de bu konuyla ilgili büyük bir sosyal boşluk olduğunu gördük. O dönemde kayıpları arayan hiçbir merci yoktu. Karakola müracaatta bulunduk, hastaneleri gezdik ancak bir sonuç alamadık. İş başa düşmüştü. Abimi el ilanlarıyla aramaya başladık. Çok duyarlı insanlarla karşılaştık. El ilanlarının fotokopilerini çoğaltıp kendi akrabalarına, tanıdığına gönderen kişiler bize destek vermeye çalıştı. Bu el ilanları yurt çapında dağılmaya başladı ve ses getirdi. Gelen ihbarları değerlendirmeye çalıştık. Rahmetli babam o dönem il il gezerek abimi aradı. Her gittiğimiz yerde, yakını kaybolmuş insanlar olduğunu gördük. Sesini duyuramayan birçok insanla karşılaştık. Türkiye'nin bu kayıp yüzünü nasıl ortaya çıkaracağımızı düşündük. 1994'te bu insanlarla birleşerek bir dernek kurduk. Dernek başkanı babamdı. 1996'da Umut Otobüsü projesi ortaya çıktı. Otobüs gezdikçe toplumu bilgilendirmeye başladı çünkü üstündeki resimler insanlara büyük mesajlar veriyordu. Ufacık bir çocuğun resmine bakan biri, bu çocuğun evden kaçmayacağını, kaçırıldığını anlar. Böylece Türkiye'de kaçırılan çocukların da olduğu akıllara yerleşti. Bu otobüs, kayıpların önlenmesi için büyük bir araç haline geldi. Yakınlarını Kaybetmiş Aileler Derneği'ni babanız kurmuş. Neden böyle bir girişimde bulunmuştu? Dernek Türkiye'de nasıl bir boşluğu dolduruyor? "En çok vaka İstanbul'da" Müracaat edilen 2 bin 500 kayıp var. Bunun dışında kırsalda karakola, jandarmaya gidip de haber gelir diye bekleyen çok insan var. Şu an Türkiye çapındaki kayıp kişilerin sayısı nedir? Kayıpların yüzde 35'i İstanbul'da ve yüzde 55'i 13-35 yaşları arasında. Bölgesel dağılımda Marmara yüzde 44'lük oranla birinci sırada. Kayıpların yüzde 80'i ilkokul mezunu ve okuma yazma bilmeyenler. En çok kayıp yaşanan iller hangileri? Kayıplar kendi isteğiyle kaçanlar ve istem dışı kaybolanlardan oluşuyor. Kimileri ailedeki geçimsizlik ve maddi sorunlar yüzünden, alacaklılardan, askerlikten veya polisten, sevdiğine kavuşmak için ya da şöhret için kendi isteğiyle kaçarken; diğerleri, fuhuş amacıyla, organ ticareti için, dilendirmek ya da uyuşturucu kuryeliği için kaçırılabiliyor. Kimileri ise sağlık problemlerinden dolayı ya da doğal afetlerde kaybolabiliyor. Kayıpların yüzde 75'ine zaten ulaşılabiliyor. Günlük kaybolmalar vardır. Çocuk bir şeylere kızar ya da korkudan eve dönemez. Üç gün sonra dönmek zorunda kalır çünkü sokaklarda sefaleti görür. Yatacak yeri yok, onu besleyecek kimseler yok. Cebindeki para bitince döner. Kaybolma nedenleri nelerdir?