Pazar "Kendime sürekli yeni hedefler koydum"

"Kendime sürekli yeni hedefler koydum"

08.12.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Kendime sürekli yeni hedefler koydum"

Kendime sürekli yeni hedefler koydum





Bedri Baykam 1957 yılında Ankara’da doğdu. Henüz iki yaşındayken resim yapmaya başladı. Küçük yaşlarda Ankara, Bern ve Cenevre’de ilk eserlerini sergiledi. 1960’lı yıllarda Avrupa ve Amerika’nın birçok sanat merkezinde sergiler açtı. Sorbonne Üniversitesi’nde işletme ve ekonomi okudu. L’Actorat du Cinema’da aktörlük, California College of Arts and Crafts’ta resim ve sinema eğitimi aldı. Birçok kısa metrajlı film ve video filmi çekti. Kısa ve uzun metrajlı filmlerde oynadı. 1997’de gazeteci Sibel Yağcı ile evlendi. 1999 yılında oğlu Suphi doğdu. Baykam’ın ekim ayında Paris’in ünlü Carrousel du Louvre salonlarında sergilenen "Harem Entrikaları" sergisi büyük ilgi gördü. "Kemik" adlı kitabı sansüre takıldıysa da mahkeme kararıylı aklandı.

Kitabınızın sansüre uğraması hakkında ne düşünüyorsunuz?
"Kemik" sekiz ay yasaklı kaldıktan sonra aklandı. Piramid Yayıncılık’ın sahibi olarak yayımladığım Erje Ayden’in iki kitabı toplatıldı. Türkler de diğer insanlar kadar okuduğunu anlama yetisine sahip. Bunu verdiğim hukuk mücadelesiyle göstermeye çalışıyorum.

Kısa sürede çok fazla ürün veriyorsunuz. Kalitenizin düşmesinden korkmuyor musunuz?
Zamanı iyi kullanmayı biliyorum. Her zaman söylerim; mühim olan çok üretmek değil, kaliteli ürün yaratmaktır. "Kemik"in kalitesinden tek işi roman yazmak olan biri kadar sorumluydum.

"Fenerbahçe bir tutku"
Koyu taraftarı olduğunuz Fenerbahçe hakkında ne düşünüyorsunuz?
Fenerbahçe benim için değişmeyen bir tutku. Fenerbahçe’nin birkaç mağlubiyet aldıktan sonra antrenör değiştiren bir kulüp olmamasını istiyorum. Fenerbahçe bana verdiği coşkuyla sanatıma da renk ve heyecan katıyor.

Başarılı olmanıza kim veya ne yardım etti?
Ailemin bana verdiği eğitim ve özgüvenin yanı sıra yorulmadan günde 16 saat çalışmak.

Sizi diğerlerinden farklı kılan nedir?
Hayatta sürekli olarak planlar yapıp bunları uygulamam, cesur olmam, hiçbir sorunu baş edemeyeceğim kadar büyük görmemem.

Kendinizi en çok ne zaman tam anlamıyla başarılı hissetiniz?
Kendinizi yeterli görüğünüz an, o sizi 16 saat çalıştıran ve farklı kılan ritmi kaybedersiniz. Kendinizi sabote edersiniz. Yaptıklarımı hiçbir zaman yeterli görmedim. Kendime hep yeni hedefler koydum.

Gerçek başarının tanımını yapar mısınız?
İnsanın ödün vermeden inandığı yolda ilerleyebilmesi, kendisine sorulacak hiçbir sorudan korkmaması ve mütevazılığını kaybetmemesi.

Size göre başarı insanı çekici kılıyor mu?
Fransa ve Amerika’da ilk gençlik yıllarımda aynı ilgiyi gördüğüm için içim rahat. Sanatçı ve entelektüel kimliğim de zaten derim ve kemiğim kadar "Ben" olduğuna göre ona duyulan ilgiden de bir rahatsızlığım yok.

Başarısız olduğunuz ve vazgeçmeyi düşündüğünüz anlar oldu mu? Olduysa üstesinden nasıl geldiniz?
Böyle anlarda tekrar ana hedefleri hatırlayarak, özgüvenimi ürettiklerimle tazeleyerek ve yörüngemi kontrol ederek zorlukların üstesinden geldim.

Başarı yolunda sizi kışkırtan şey ne olur?
Mesleğimde dorukta olduğum için sansürle karşılaştım, kıskanıldım, saldırıya uğradım. Ama hepsini başarıya ulaşmak için kamçı olarak kullandım. Negatiflik gibi görünen her unsuru kendi akü sistemimde pozitif hale döndürdüm.

Bundan sonraki hedefleriniz neler?
Şu anda üç kitabı birlikte yazıyorum. Biri otobiyografim, biri 1840-1860 Batı modern sanat tarihi, diğeri J. F. Kennedy cinayeti üzerine. Arjantin’deki "Harem Entrikaları" sergimin iyi geçmesi üzerine aynı sergiyi Uruguay Modern Sanat Müzesi de istedi. Belki İstanbul ve Atina’da da bir sergim olacak.

Gheorge Zamphir Türkiye’de
Gürer Aykal yönetimindeki Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın her yıl aralık ayında düzenlediği "Yeni Yılı Karşılama Konserleri"nin bu yılki konuğu Gheorge Zamphir olacak. Zamphir etnik, popüler ve klasik müziği geleneksel tarzıyla yorumlayan bir sanatçı. Konserleri 18 Aralık Çarşamba günü saat 20.00’de Lütfi Kırdar Konser Salonu’nda ve 19 Aralık Perşembe günü saat 20.30’da Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Ayrıntılı bilgi için Tel: (0212) 292 06 55

Dördüncü sayısı çıktı
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Haber Ajansı’nın (MİHA) yıllık haber dergisi MİHABER’in dördüncü sayısı çıktı. Editörlüğünü Başak Çaka ve Ayşegül Utku Günaydın’ın, tasarımını Örgüt Çaylı’nın yaptığı MİHABER haber dergisi niteliği taşıyor. Derginin bu sayısında üç araştırma ve inceleme dosyası yer alıyor. MİHABER 4’te ilk altı sayfa, kısa alıntılarla sunulan haber fotoğraflarına ayrılıyor.

Bir blend viskide üç önemli özellik aranır: Tadın zenginliği, dengesi ve sürekliliği. Bu, ancak çok incelikli bir harmanlamayla başarılabilir. Harmanlama bir sanattır; malt ve tahıl viskileri en uyumlu şekilde dengeleyebilme yeteneği gerektirir. Harmanlama ustaları, farklı tatları ve aromaları birleştirdiklerinde ortaya kendine has karakteri olan, yepyeni bir tat çıkar. Çok zengin ve derinlikli bir tat…
Harmanlama ustaları, viskinin tadındaki dengeye büyük özen gösterirler. Karışıma kattıkları bir viskinin tadı veya aroması çok sert ve güçlü ise bunu farklı özelliklere sahip başka bir viskiyle dengelerler. İyi bir harmanda asla tek bir tadın üstünlüğü hissedilmez.
İyi bir harmanlama ustasının bir diğer becerisi de, aynı harmanı defalarca yaratabilmektir. Viskinin tadının yıldan yıla değişmeden, müşterisinin alıştığı gibi kalmasını harmanlama ustası sağlar.
İşte bu yüzden, her defasında Johnnie Walker Red Label'ınızın size yine o benzersiz tadın keyfini sunacağından emin olabilirsiniz.