Pazar Maçlar bitti, menajerlerin ligi başladı

Maçlar bitti, menajerlerin ligi başladı

26.06.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

Yeni sezona hazırlanan futbol kulüplerinde hareketli günler başladı. Çünkü transfer dönemindeyiz. Pazarlık masaları kuruluyor, kulüpler ve futbolcular arasında görüşmeler yapılıyor. Yavaş yavaş kimin hangi takımda top koşturacağı ortaya çıkıyor. Milyon dolarların telaffuz edildiği bu dönemin başrol oyuncuları arasında kuşkusuz menajerler de var. Peki bir menajer ne iş yapar, futbolcuları nasıl bulur, onları kulüplere nasıl satar, transferi bitirdiklerinde işleri biter mi? Türkiye'nin en önemli futbol menajerleri bu sorulara cevap verdi

Maçlar bitti, menajerlerin ligi başladı

oguven@milliyet.com.tr "Aslında bir futbolcunun bir kulübe transfer olması için menajere ihtiyacı yoktur " Biz dünyanın her yerinde iş yapmıyoruz. Her kulüple de çok rahat ilişkimiz yok. Hatta bazı kulüplerle kurmamayı tercih ediyoruz. Aramızın iyi olduğu kulüplerin ihtiyaçlarına göre araştırmalarımızı yaparız. Elimizdeki futbolcuların o kulüplerle ilgili olduğunu düşünürsek, onlara teklif ederiz. Brezilya'da geçerli bir pazarımız var. En son Vestel Manisaspor ve Gençlerbirliği'ne iki Brezilyalı oyuncu transfer ettik. Brezilya, İtalya, Arjantin, Portekiz bizim daha kuvvetli olduğumuz bölgeler. Bizim bir menajerlik şirketimiz var ve şu anda Tomas, Ayhan, Emre Aşık, Ahmed Hassan, Fenerbahçeli Kemal'i temsil ediyoruz. Bu dönemde çok sıkı çalışıyoruz. Ama ideal sistem bu olmamalı. Mesela Gençlerbirliği'nin aldığı Marcio Oliveria'yı düşünün. Biz bu oyuncu için 3,5 ay önce Gençlerbirliği yöneticileriyle birlikte Brezilya'ya gittik. Seyrettik, aldık. Şimdi almaya kalksaydık, yedi-sekiz katı bir fiyat verirlerdi. Çünkü şu an herkes Brezilya'da. Herkes bir teklif yapıyor. Bu kadar talebin olduğu yerde fiyatın artmaması beklenemez. Genellikle Türkiye'den yurtdışına oyuncu gitmiyor. Yabancı kulüplerin Türkiye'den oyuncu talep ederken çok ciddi şüpheleri var. Alpay'ın İngiltere'de yaşattığı keşmekeşten sonra bir Türk futbolcusunun İngiltere'ye gitmesi çok ciddi problem haline geldi. Adamlar "Niye Türk futbolcusu alalım?" diye sorduklarında onların taleplerini karşılayacak cevaplar üretemiyorlar kendi içlerinde. Türk futbolcuların lisan bilmemesi, gittikleri yerlere adapte olamamaları nedeniyle talep olmuyor."İlhan Mansız bir saat içinde Beşiktaş'a transfer oldu" Menajerlikte ilginç olaylar da olur. Temsil ettiğiniz oyuncuyu bir başka menajer başka bir yere götürmeye çalışır, oyuncu yalan söyler, kulüp sizin oyuncunuzla ilgili olarak bir başka menajerle görüşmek ister. İngiltere'de böyle bir şey olamaz. Bu konuda çok ciddiler ve ağır cezaları var. Arsenal kulübü lisanssız bir menajerle bir transfer yaptığı için ceza aldı. İlhan Mansız'ın transferini unutamam. Mansız'ı sezon ortasında Galatasaray'a getirmiştik. Üç senelik bir kontrat imzaladık. Farklı şeyler oldu. Galatasaray kulübünde bazı şeyler değişti. Hoca farklı adamlarla anlaştı. Mehmet Cansun "Bizim elimizde altı-yedi forvet var" dedi. Gönülsüz bir transferi yapmak istemedik. Kontratı iptal ettik. Bir saat sonra Beşiktaş'a transfer oldu. O giderken 5 milyon dolar para kazandırdı Beşiktaş'a. Bu parayı Galatasaray'a kazandırabilirdi. Bir futbolcunun bir kulübe transfer olması için aslında menajere ihtiyacı yoktur. Futbolcuyu bir kulüp istiyorsa, uçağa atlayıp gider ve transfer yapılır. Ama bu iş ciddi bir kurumsal yapı gerektirir. Sezon içinde futbolcuyla kulüp arasındaki ilişkileri düzenleyen, sorunları çözen ve futbolcudan daha farklı bakış açılarına ve vizyona sahip bir profesyonelin olması gerekiyor. Menajerlik sistemini hayata geçiren talep budur. İnsanların transfer döneminde bir abisinin yanında olması değildir olay. Gazetelerdeki haberlere inanırsak Türkiye'de transfer edilmeyen dünya starı kalmadığını görürüz. Menajer elinde telefon "Ben Figo'yu getiriyorum" diyor. Gazeteci ne yapsın, yazıyor. Galatasaray'ın bu oyuncuyla ilgilendiği doğru ama netlik kazanmadı henüz. Galatasaray, Ze Roberto'yla ilgilendi. Mesela bu futbolcu için Almanya'ya ben gitmiştim. Oraya gittiğimi duydunuz mu? Hayır duyamazsınız, eğer ben işi bağlasaydım duyardınız. Ze Roberto bir sene daha Almanya'da kalmak istedi. Ben şu an kimleri temsil ettiğimi söylemek istemiyorum. Beni tanıyan tanır zaten. En büyük işlerim dışarıdadır. Bir dönem Jardel, Bouazizi, Marco Aurelio, Babangida gibi oyuncuları getirdim. Genellikle İsveç, Danimarka, Brezilya ağırlıklı çalışıyorum. Türkiye'de bayrak markam Aurelio. Türkiye'deki kulüp yöneticilerinin menajerlere pek sıcak davranmadığı doğru. Ama bu biraz da adamına göre değişiyor. Mesela ben Aziz Yıldırım'la görüşebiliyorum. Bir keresinde Arjantin milli takımının kampına girmiştim. Galatasaray için Juan Pablo Sorin ile görüşmüştüm. Çünkü Maradona'nın arkadaşı olduğumu herkes biliyordu. Menajerliğimin ilk yıllarında Laudrup'u Real Madrid'e getirdiğim olayı unutamıyorum. Zor bir transferdi. Fanatik Barcelona taraftarı onu bırakmak istemiyordu. Çünkü o dönemde takımın en büyük yıldızıydı. Transferi yaptıktan sonra oyuncunun evinden arabasına, sigortasından kız arkadaşına kadar her şeyiyle ilgilenmek zorundasın. Çünkü onlar gençtir, bazı kararları beyinleriyle değil, topa vurdukları ayaklarıyla verir. Bunun için onlara yardımcı oluruz. "Arabasından kız arkadaşına kadar her şeyiyle ilgilenmek zorundayız" İyi bir menajerin ikna kabiliyeti ve bağlantıları güçlü olmalı. Yabancı dil bilmesinin gerekli olduğunu söylemeye bile gerek yok. Ben beş yıldır piyasanın içindeyim. Hiçbir futbolcuya gidip "Senin menajerin olmak istiyorum" demem. Onlar gelip beni bulur. İtalya, Almanya ve İngiltere ağırlıklı çalışıyorum. Şu ana kadar üç transfer yaptım. Fatih Akyel'in Yunanistan'ın PAOK takımına, İstanbulspor'da oynayan Güven Kocabal'ın Beşiktaş'a ve Almanya'da Schalke 04'te oynayan kaleci Volkan'ın Beşiktaş'a transfer edilmesinde rol oynadım. Şu an Emre Belözoğlu, Okan Buruk, Ümit Davala, Fatih Akyel, Ahmet Dursun, Yasin Sülün, İbrahim Toraman, Ali Güneş, Gökdeniz, Ersen Martin'in menajerliğini yapıyorum. Her futbolcuyla ikişer yıllık anlaşma yapıyorum. Türkiye Futbol Federasyonu'na bunu bildiriyorum. Futbolcu sadece futbol oynamayı düşünür, gerisini ben hallederim. Futbolcuyla anlaşmışsak pazarlık masasında fiyat artırıcı oluruz çünkü o anda futbolcuyu temsil ederiz, onun para kazanmasını isteriz. Bazen kulüp bize yetki verir ve bir futbolcuyu ikna etmeye çalışırız. Emre ve Okan'ın Galatasaray'dan Inter'e transferini unutamıyorum. İkisi çok büyük bir kulübe gidecekti ve Inter transfer sonuçlandıktan sonra bunun gizli kalmasını istedi. Üç ay boyunca gizli tuttuk. "Futbolcuyu temsil ettiğimiz için onun para kazanmasını isteriz" Menajer futbolcunun hamisidir. Futbolcuya, kulüplere para kazandıran kişidir. İyi bir menajer olmak için iyi işler yapmak gerekiyor. 10 yıldır menajerlik yapıyorum. Futbolcu bulmak için sadece Afrika'ya 25 kez gittim. Gana, Gine, Senagal, Kamerun, Fildişi Sahili, Kongo, Nijerya, Güney Afrika'yı dolaştım. Bunun yanında Brezilya, Arjantin, Uruguay, Paraguay'a gittim. Şu sıralar biraz daha rahatım çünkü Afrika'nın altı ülkesinde eski antrenörler ayarladım. Onlar benim için 12 ay futbolcu izliyor. Bunun yanında İngiltere, Fransa ve Almanya'da menajerlik yapanlarla iş yapıyorum. Bu şekilde portföy oluşturuyorum. Daha sonra ihtiyaç duyan kulüplere teklif götürüyoruz veya onlardan teklif alıyoruz. Elbette durmadan maçları takip etmek ve futbolcu izlemek gerekiyor. Mesela bizim için şimdi Rusya pazarı açıldı. Onların transfer dönemi biraz daha uzun sürüyor. Bunu da takip etmek gerekiyor. "Futbolcu bulmak için sadece Afrika'ya 25 kez gittim" Türkiye'de ve Avrupa'da 60 futbolcunun menajeriyim. Bu, menajerlik mesleğinde iyi bir rakam. Bugüne kadar yaklaşık 100 uluslararası transfer yaptım. Şu an John Carew, Fatih Tekke, Süleyman Youla, Hüseyin Çimşir, Lyon'daki Lamine Diatta gibi oyuncuların menajerliğini yapıyorum. Gazetelerde her gün birçok isim oradan oraya transfer oluyormuş gibi gösteriliyor. Bu, bazen sayfalarını doldurmak isteyen gazetelerin, bazen de o oyuncunun fiyatını artırmaya çalışan menajerlerin işi oluyor. Nasıl bir insan diploması olmadığında doktor veya öğretmen olamıyorsa, lisansı olmayanın da menajerlik yapmaması gerek. Türkiye'de lisanslı 32 menajer var ama ortada yaklaşık bin kişi dolaşıyor. Birçoğu kapkaççı gibi davranıyor, kulüpleri kandırıyor. Kulüp yöneticilerinin önce karşısındakinin menajer olup olmadığına bakması gerek. Kulüpler kandırılıyor, yöneticiler daha sonra çıkıp "Bu, menajerlerin işi" diyorlar. Lisanslı menajerlerle iş yapsalar, zarara uğradıkları zaman FIFA'ya şikayet ederler. Normal bir menajerin FIFA'da 100 bin İsviçre frangı depozitosu bulunur, zararlarını da buradan karşılar. Biz komisyonla çalışırız. Komisyon yapılan transferin bazen yüzde 10'u bazen yüzde 5'idir. Anlaşmanın durumuna göre paramızı bazen kulüplerden bazen futbolcudan alırız. Bizim iş transfer gerçekleştikten sonra başlar. Futbolcuya ev buluruz, arabasını ayarlarız, hocasıyla ve ailesiyle sık sık görüşüp sorunlarını dinleriz. John Carew'in transferi benim için çok zor oldu. Valencia onun için 8 milyon dolar istemişti. Fiyatı indirmek için 2,5 ay pazarlık yapıldı. Her şey bitti, bu kez Carew'i ikna etmek iki ayımızı aldı. Çünkü Avrupa'nın birçok takımı kendisini istiyordu. Benim için unutulmayacak bir transfer oldu. "Carew'in transferi benim için çok zordu" Ben iki yıldır menajerlik yapıyorum. Bazen ben futbolcu buluyorum, bazen onlar beni buluyor. Şu anda menajerlik şirketimizde bize bağlı 250 oyuncu var. Bunların çoğunluğunu Avrupa'da top koşturanlar oluşturuyor. Futbolcu olmak menajerlikten daha zor. Çünkü üzerinizde daha çok baskı oluyor. Türkiye'de kulüp yöneticilerinin genellikle menajerlere pek sıcak davranmadığı doğru. Ama yöneticilerin menajerlerle çalışmaları gerektiğinin farkına varması gerekiyor. Futbolcularla iletişime geçmek için bize ihtiyaçları var. İtalya'da direkt futbolcular aranmaz, önce menajerler aranır. İşin zihniyeti budur. "Menajerlik futbolculuktan daha kolay" Gazetelerde futbolcuların transferiyle ilgili yalan yanlış haberlere rastlayabiliyoruz. Böyle yazıyorlar çünkü habere ihtiyaçları var. Hiç unutmuyorum, Türkiye'ye ilk geldiğimde bir toplantıya katıldım. Orada gazetelerde neden yalan haber yapıldığı sorulduğunda, cevap aynen şuydu: "Siz bize haber malzemesi vermiyorsunuz, biz de kendimiz yaratıyoruz." Şoke olmuştum. Transfer işleri hassas ve gizlidir. Menajerler kulüple görüşürken fiyatını artırmaya uğraşır çünkü onun için oradadır. Futbolcunun sadece transferiyle ilgilenmiyoruz ama onların özel hayatlarına da çok fazla karışmıyoruz. Çünkü o onların özeline giriyor. "Transfer işleri hassas ve gizlidir"

Yazarlar