Milano'da makarna ve pizza

Sultanahmet'teki eski hapishane binası nasıl 65 odalı Four Seasons Oteli'ne dönüştürüldü ise Milano'da 15'inci asırdan kalma eski bir manastırı da 118 odalı Four Seasons Oteli'ne dönüştürmüşler. Bu otel Milano'da ünlü moda evlerinin bulunduğu Via Gesu ile Montenapoleone ve Via della Spiga caddelerinin göbeğinde lüks bir otel. La Scala Operası'na ve müzelere, şehrin en canlı bölgeleri olan
II Duomo ve Kategral'e yakın.
Marcos Bekhit yönetimindeki İstanbul Four Seasons 2003 yılında Travel&Leisure tarafından Avrupa'nın birinci, dünyanın en iyi üçüncü oteli seçildi. Vincenzo Finizzola yönetimindeki Milano Four Seasons da aynı derecelemede Avrupa'nın ikinci en iyi oteli olarak yer alıyor.
İstanbul Four Seasons Oteli'nin yeni aşçısı Giancarlo Gattardo, Milano'da kendi yemek yediği ve beğendiği lokantaların listesini verdi. O listede yer alan lokantalardan biri olan Ristorante L'assassino'ya gittik. Klasik bir Toscana lokantası. Binası etkileyici, girişi etkileyici, yöneticisi ve servis elemanları etkileyici. Eski, yıllanmış, kaliteli bir lokanta. Tüm çalışanlar 70'li yaşların üzerinde, bembeyaz giysiler içinde güler yüzlü, İtalyancadan başka dil bilmeyen sempatik insanlar. Masaların örtüleri tertemiz, kolalı.
O yaşlı servis elemanlarının servisinin hızı ve kalitesi insanı şaşırtıyor. Etleri, balıkları, makarnaları pek leziz. Yüksek tavanlı yemek salonlarının duvarlarını orijinal tablolar süslüyor. (Ristorante L'assassino, Via Amedei No 8, Milano. Telefon: 02 80 56 144)
Scala Operası'nın hemen arkasındaki Via Fiori Chiari isimli sokağın sağında solunda çok sayıda kahve ve lokanta var. Akşam bu sokak şenleniyor. Kaldırımlara masalar diziliyor. Falcılar, ünlü markaların taklitlerini satanlar sokağı dolduruyor.
Bu sokağın sonunda gene ünlü bir Toscana lokantası var, ismi Torre di Pisa... Milano'yu bilenler bu lokantanın yıllardır ününü koruduğunu söylüyor.
Torre di Pisa turistik bir lokanta değil. Yemek yiyenlerin çoğunu İtalyanlar teşkil ediyor. Küçük bölümlerden oluşan salonlarında insanlar sıkış sıkış oturuyor ama kimsenin aldırdığı yok. Çünkü yemekler pek lezzetli. Bu lokantanın özelliği et yemekleri ve en ünlü et yemekleri de
T-bone steak ile şinitzel... T-bone steak yumruk kalınlığında ama kıvır kıvır. Şinitzeli ise kağıt gibi inceltip yağ emmeden kızartıyorlar. (Torre di Pisa, Via Fiori Chiari, 21 / 5 Milano. Telefon: 02 87 48 77)
Milano'da lokantalar kadar sokak kahveleri de yeme içme bakımından ilginç yerler. Hele yol üzerindeki kahvelerde oturarak geleni geçeni seyrederken yemek yemenin tadı da başka oluyor.
Sicilyalı bir aile tarafından 1914 yılından bu yana işletilen Pasticceria Freni, Sicilya usulü pasta ve şekerlemeleri ile ünlenmiş. Sokak arasında kaldırım üzerine dizilen masalarında gün boyu hafif yiyecek servisi var. Kocaman kaseler içinde taze yeşillikler ile hazırlanan salataları lezzetli. (Pasticceria Freni, Via Baccaria No. 3)
Kategral'in karşısındaki Galleria'nın girişindeki Zucca'da kahve, gün boyu sandviç ve salata servisi var. (Zucca Caffe, Piazza Duomo)
Giancarlo Gattardo'nun tavsiye listesinde yer alan bir pizza lokantası Ristorante A Santa Lucia idi.
Ünlü Kategral'in hemen yakınındaki bu lokantanın duvarlarına, lokantada yemek yiyen ünlülerin fotoğrafları çerçevelenip asılmış. Lokantanın makarnası, pizzası güzel, servisi hızlı. Yemek ve servis kalitesinin bir göstergesi masaların boş kalmaması, kalkanların yerine oturmak için insanların kuyrukta beklemesi ve de İtalyan müşterilerin çokluğu. n (Ristorante A Santa Lucia, Via S. Pietro all, Orto 3, Milano.
Telefon: 02 76 02 31 55)