“Mutluluklarını görünce iyi bir iş yaptığımızı anladım”

Her şey tam 35 yıl önce başladı. Amerika’da 7 yaşındaki bir lösemi hastası, Christopher James Greicius bir dilekte bulundu. En büyük isteği polis olmaktı. Bunu öğrenen annesi, birkaç arkadaşı ve birkaç polis bu dileği yerine getirebilmek için işe koyuldu.

Christopher için bedenine uygun üniforma, kask ve bir mini polis motosikleti temin edildi. Kendisi için hazırlanan özel testi geçtikten sonra polis rozetine de hak kazandı, polis helikopterine de bindi. Küçük çocuk bundan iki gün sonra vefat etti. Dilediği gibi resmi bir cenaze töreni düzenlendi. Bu dileğin gerçekleşmesinde rol alan polisler sayesinde dilek gerçekleştiren bir vakfın temelleri atıldı.

Yaza damga vuran konserler

Bugün Make a Wish (Bir Dilek Tut), binlerce çocuğun hayallerini gerçekleştiriyor, onlara hastalıklarının en zor süreçlerinde bile umut veriyor. Dernek tam 47 ülkede çocuklar için çalışıyor. Türkiye’de ise bu yıl 15’inci yılını kutluyor. Şimdiye kadar 2 bin 500 çocuğun dileği gerçekleştirildi.

15’inci yılda, derneğe katkı sağlamak için 24 Mart’ta özel bir gala daveti düzenleniyor. Bu davetin heyecanla beklenen bir ismi var: Antonis Remos. Yunan müziğini sevenler için Remos denince akan sular duruyor. “Yunanistan’ın Tarkan’ı” diyen de var, Remos’la buluştuğumu duyunca inanamayanlar da... Sağlam bir hayran kitlesi var Türkiye’de.

Malum, yaz aylarında sık sık Yunan adalarına gidiyoruz, Remos da özelikle Mikonos’ta yaza damgasını vuran konserler veriyor. Örneğin geçen yaz Mikonos’un popüler beach club’ı Nammos’ta Julio Iglesias ile verdiği konserin kişi başı ücreti 1000 avrolara kadar çıkmıştı.

Nusr-et’in etini seviyor

Remos sık sık İstanbul’a geliyor,
hem iş hem tatil için. Özel partilerde sahneye çıkıyor, Reina’da konser veriyor. Kendisi yemeğe çok meraklı. “İstanbul’a her geldiğimde Nusr-et’te et yerim” diyor.

Sabah ilk uçakla Atina’dayız Antonis Remos ile buluşmak üzere. Remos’tan Bir Dilek Tut Derneği ile gerçekleştireceği projeyi dinleyeceğiz. Ama şanssızlık oluyor, Remos hayatında ilk defa akşamki konserini iptal edecek kadar hastalanıyor. Yunanistan’ın ses yarışması “Voice”ta jüri üyesi, çekimleri bile ertelemek zorunda kalıyor. Hatta bir fotoğraf çekimini komple iptal ediyor. Buluştuğumuzda zor nefes alıyor, o kadar ağır bir grip geçiriyor. Yine de Bir Dilek Tut deyince akan sular duruyor, hasta yatağından çıkıyor. Çünkü hasta çocukların dileklerini gerçekleştirmenin ne kadar değerli olduğunu biliyor.

Bir Dilek Tut Türkiye ile nasıl bir araya geldiniz?

Yunanistan’da Make a Wish Derneği’nin iki yıl elçiliğini yaptım. Bu dernek sayesinde onlarca çocuğun dileğini gerçekleştirdim. Bazılarıyla stüdyoya girip şarkı söyledim, kaydettim, albüm yaptım, bazılarıyla sahneye çıktım. Çocukların mutluluklarını görünce ne kadar iyi ve önemli bir iş yaptığımızı anladım. Yardım kuruluşlarına ne kadar çok destek olmaya çalışsam da Make a Wish’in benim için ayrı bir yeri oldu. Türkiye’deki Bir Dilek Tut galası için teklif geldiğinde hiç düşünmeden kabul ettim.

“Yunan seyirci konserde sessiz olur, Türkler ise yerinde duramıyor”

Türkiye’de ilk defa böyle bir yardım konseri vereceksiniz. Nasıl hissediyorsunuz?

Türkiye’de daha önce Reina’da ve özel partilerde de sahneye çıktım ama böyle bir yardım gecesinde sahneye çıkmak ve bunun çocuklara faydalı olacağını bilmek bambaşka bir duygu. Önemli olan Türkiye’de izleyici benden ne bekliyor? Ne bekliyorsanız onu vermek için elimden geleni yapacağım. Derneğe katkıda bulunan herkesi mutlu etmek isterim.

Bir Dilek Tut galasına katılmak isteyenleri nasıl bir gece bekliyor?

Yunanistan dışındaki konserlerimde Yunan şarkıları dışında da şarkılara yer vermeye özen gösteriyorum, Yunanca bilmeyenlerin de bana eşlik edebilmesi için. Ayrıca eski Yunan müziği Türk müziğine çok benziyor. Bu yüzden İstanbul konserimde eski Yunan müziğine de yer vereceğim. Birbirimize çok benziyoruz, damarlarımızda aynı kan var, buna inanıyorum. Politikacılar olmasa, Türkiye ve Yunanistan güçlerini birleştirse Ege dünyanın merkezi olur. O kadar değerli bir konumumuz olduğuna inanıyorum.

Türkiye’de ve Yunanistan’da izleyiciler arasında fark var mı?

Yunan izleyici sahnedeki sanatçıya saygı duyarak sessiz izler, oysa Türk izleyici eğlenmeyi seviyor, yerinde duramıyor, kendini masaların üstüne atıp dans ediyor. O yüzden Türk izleyicilere yaptığım konserler benim için de ayrı bir deneyim. Yunanistan dışında başka ülkelerde kendi şarkılarımın ilgi görmesi beni şaşırtıyor ve heyecanlandırıyor. Tabiiki Yunanistan’da şarkılarımı her yerde duymaya alışığım ama başka ülkelerde Yunanca bilmeyenlerin dinlemesi çok hoşuma gidiyor.

“Türk müziğini seviyorum, özellikle İbrahim Tatlıses’in sesi beni derinden etkiliyor”

İstanbul dışarıdan bakınca nasıl görünüyor?

İstanbul’a her sene mutlaka geliyorum ve her yıl müthiş bir değişiklik, ilerleme görüyorum. Bunu içinde yaşayanların anlaması imkansız. Ama dışarıdan bir göz olarak, ben çok net görebiliyorum, şehirdeki temizlikten yapılara kadar. Türkiye artık ekonomik olarak çok güçlü ve bu İstanbul’dan belli oluyor.

Geçen yaz Nammos’ta Julio Iglesias ile konseriniz çok konuşuldu. Bu yaz da sürprizleriniz var mı?

Nammos’ta yine çok büyük bir efsaneyle bir konser hazırlığındayız. Henüz görüşmelerimiz devam ettiği için ismini veremiyorum. Ama Grammy’lerde bu yıl sahneye çıkan bir isim. Julio Iglesias ile İstanbul’da bir konser yapmak istiyoruz. Julio’nun da Türkiye’de çok dinleyicisi var.

Türk müziğini takip ediyor musunuz?

Türk müziğini çok seviyorum. Özellikle beni sesiyle derinden etkileyen biri var: İbrahim Tatlıses. Onun şarkılarını sık sık dinliyorum.

Sosyal medyada aktif misiniz?

Sosyal medya kullanıyorum ama çılgınlık seviyesinde değil. Yediğimi içtiğimi paylaşmaktan hoşlanmıyorum. Sadece gerekli bilgileri paylaşıyorum.

“Baba olunca büyüyoruz, aniden adam oluyoruz”

17 gün önce baba oldunuz. Baba olmak sizi nasıl etkiledi?

Baba olmak beni tamamen değiştirdi. Uyuşturucu kullanıp nedensiz mutlu olan insanlara döndüm. Kızım benim uyuşturucum oldu, onun sayesinde her saniye mutlu geziyorum. İnsanlara davranışlarım da değişti. Tabii bu müziğime de yansıyacak. 44 yaşında baba oldum. Erkeklerin 40’tan sonra baba olması önemli çünkü biz erkekler baba olana kadar aklı fikri oyunda olan birer çocuğuz aslında. Baba olunca bir anda büyüyoruz, adam oluyoruz. Ben de 17 gündür adam oldum diyebilirim.

Umut ve dayanma gücü veren dernek

Bir Dilek Tut Türkiye hayati tehlike taşıyan bir hastalıkla mücadele eden 3-18 yaş arası çocukların dileklerini gerçekleştirmek ve onları mutlu etmek amacıyla kuruldu. Dernek insanların umut, dayanma gücü ve sevinç duygularını güçlendiriyor.

Derneğin amaçlarını şöyle sıralamak mümkün:

-Türkiye’nin dört bir yerinde yaşayan ve hayati tehlike taşıyan bir hastalığı olan çocukların dileklerini gerçekleştirmek.

-Çocuklara ve ailelerine unutamayacakları bir an ve umut, mutluluk ve neşe katmak.

-Özel durumu olan her çocuğun en çok istediği şeyi gerçekleştirmek.

-Dilekleri gerçeğe dönüştürmek.

-Sihirli ve mutlu anılar yaratmak.

-Çok hasta bir çocuğun yaşamında önemli bir fark yaratmak.

-Tüm dünya çocuklarının, Türkiye’ye yönelik isteklerini gerçekleştirmeye yardımcı olmak. Dernekle ilgili ayrıntılı bilgiye internette birdilektut.org adresine girerek ulaşabilirsiniz.