Pazar "Papermoonda bir sürü Fatih Terim görebilirsiniz"

"Papermoonda bir sürü Fatih Terim görebilirsiniz"

17.10.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

CNN TÜRKün yeni spor programı "İleri 3lü"nün Cem Yılmaz, Mehmet Demirkol ve Cem Dizdarı, futboldan hayata dair dersler çıkarılabileceğini söylüyor. Futbol karakterlerinin model alındığını belirten Demirkol, "Mesela Papermoona gitsen, hayata Fatih Terim gibi yaklaşan bir sürü insan görürsün" diyor

Papermoonda bir sürü Fatih Terim görebilirsiniz

Ekranda futbol muhabbetine CNN TÜRKte pazartesi akşamları yayınlanan "İleri 3lü" de eklendi. Cem Yılmaz, Mehmet Demirkol ve Cem Dizdardan oluşan üçlü, maç eleştirilerine, takımlara, taraftara ve futbola bambaşka bir açıdan yaklaşıyor... Mehmet Demirkol: Karakterlerimiz gereği herhalde. Özellikle Cem Dizdarın atak kişiliği nedeniyle... Biraz da iddialı olmamız lazım. Defans üçlüsü desek, neyi savunuyoruz ki? Biz fikir atıyoruz ortaya, değişik bir şeyler söylemeye çalışıyoruz. Neden ileri üçlü de, defans üçlüsü değil? Cem Yılmaz: İleri üçlü gerektiğinde savunmaya da döner, orta sahada pres de yapar, her yerde oynar. İleri üçlü akıllarda kalacak konuları gündeme getiren, bu konulara parmak basan üçlü manasında bence. Mehmet D.: Bir de futbolda ileriye üç adam koymak fethedicidir, "İlla ki bu maçı alacağım" demektir. O da karakterlerimize uyuyor. Bu isim nereden çıktı? Cem Y.: Şu anda yapılan programların çoğunda, bir eleştiri bombardımanı var. Ama sırf muhalefet olsun diye eleştiri yapılmaz. Biz doğruya doğru, yanlışa yanlış diyoruz. Mesela "İleri 3lü" de hakemler üzerinde durmuyoruz. Futbolda da hataların doğal olduğunu düşünüyoruz. Art niyet aramıyoruz. Mehmet D.: Biz zalim değiliz. Kimsenin kellesini almak gibi bir derdimiz yok. Bir de eğlenceli bir program yapıyoruz. Diğer programlardan farkınız nedir? Mehmet D.: Evet, futbol sadece skordan ibaret değil. Hakikaten bu kadar çok insanın sevmesinin sebepleri var. 0-0 biten bir maç hakkında, insanlar aylarca konuşabiliyorsa... 0-0 yani, hiçbir şey yok ortada aslında. Ama içinden çıkarabileceğin öyle çok şey var ki... Mehmet Demirkol "Futbol sadece skordan ibaret değildir" diyor; nedir peki futbol? Mehmet D.: Tabii, onda kendine modeller bulursun. Hakan Şükür bir çocuk için modeldir. Fatih Terim esasında bir modeldir. Mesela bir Papermoona git. Bir sürü Fatih Terim görürsün orada. Hayata Terim gibi yaklaşan insanlar... Futbolda hayata dair her şey var. Cem Dizdar: Futbolun içinde hepimizin hayatına dair çok ciddi bilgiler var. İzlerken, oynarken gündelik hayatımızda ne yapabiliriz, ne yapmamalıyız üzerine ipuçları veriyor. "Hangi durum ahlaklıdır, o tekmeyi atmak çok merhametli miydi?" gibi. Bunları çözüp, sonuçlar çıkarıp bütün bunlardan kullanılabilir bir bilgiye ulaşabilir miyiz? Herkes için böyle. Hayata dair? Cem D.: Futbol kehaneti sever. Ama hep isabet ettirmezsiniz. Ben Fenerin iki gol atacağından emindim. Çok gol yiyeceğini de biliyordum. Fener her maç en az iki gol atar ama aynısını Olympic Lyon maçı için söyleyemem. O gerçeği de pazartesi günkü programda söyleyeceğim! Manchester United maçında "Fenerbahçe en az iki gol atar ama kaç gol yer bilemem" demiştiniz. Bu laf çok konuşuldu... Mehmet D.: Ben Fenerbahçeliyim. Cem Y.: ... Cem Dizdar Beşiktaşlı, siz hangi takımları tutuyorsunuz? Mehmet D.: Ben saklamıyorum. Buna kimse inanmıyor ama ben rahatsız bir Fenerbahçeliydim. Bu işi yapmaya başlayınca büyüttüğüm imaj yıkıldı ve o Fenerbahçelilik yontuldu. Cem Y.: Bu bana bilhassa yoğun olarak maç anlattığım dönemlerde en çok sorulan soruydu. Ama soruluyorsa iyi bir şey, demek ki tuttuğum takımın rengini vermemişim. Niçin renklerinizi saklıyorsunuz? "Bonhoffun golünü de ilk öptüğüm kız gibi unutmam" Cem D.: Ben sadece özel şeyleri hatırlarım. Cem Y.: Ben mesela 1982 Dünya Kupasının her maçını hatırlarım. Mehmet D.: Hayatındaki en önemli şey o demek ki. Cem D.: Benim için değil demek ki... Mehmet D.: Cem başka bir jenerasyondan. Ben onlar kadar politize değilim. Mesela 1986da şunun rövaşatadan golüyle, şunun çalımı gibi isimler, pozisyonlar hatırlıyorsunuz... Mehmet D.: Biz apolitize bir kuşaktan geldik. Politik görüşüm var tabii ama birincil meselem hep futbol oldu. Ben bir Mönchengladbach-Nottingham Forest maçını üç ay bekledim. İlk öptüğüm kız gibi Bonhoffun golünü de unutmam çünkü ikisi de aynı keyfi vermişti. Cem Y.: Mesela 1982 Dünya Kupasında Bossisin kaçırdığı penaltıdan sonraki yüz ifadesi hâlâ gözümün önünde... Cem D.: Çıldırmış bunlar... Siz ne sağcı ne solcu, futbolcu kuşaktansınız yani... "İdeal 11 yoktur, fantezi 11 vardır" Mehmet D.: Artık oynamıyorum. Cem D.: Oynamak denir mi, bilmiyorum. Basketbolda daha iyiyim. Cem Y.: Basketbol ve futbol oynuyorum. Futbol oynuyor musunuz hâlâ? Cem D.: Ersun Yanalın dizeceği ilk 11. Mehmet D.: Biz meslek grubu olarak da bunun peşindeyiz. Ama yoktur böyle bir şey. Dünyanın en iyi savunmacısı şudur diyebilirim ama en iyi savunma hattını söyleyemem. Futbol takım oyunudur. Cem Y.: Fantezi 11 diye bir şey olabilir. Görmek istediğim oyuncular gibi. Mesela ben Sergeni görmek istiyorum ama ideal 11de asla olamaz. Sizin ideal 11iniz kim? Cem Dizdarın futbolla ilgili kafasını kurcalayan başka şeyler de var. Gündeme getirmek istediği konuları şöyle özetliyor: "Tribünde neler olup bitttiğiyle de ilgiliyim. Maç izleyen insanların çileleri üzerine birisi çıkıp bir laf etmeyecek mi? Mesela ben statlara niçin bu kadar zor girip çıktığımıza kafayı takmış durumdayım. Bu gibi sorunlar tribündeki holiganizmi de artırıyor. Yeşil sahalar üzerine konuşurken, büyük bir kalabalığı ilgilendiren şeyleri gözden kaçırıyoruz." "Kimse maça gidenlerin dertleriyle ilgilenmiyor"