Prego’da aşk soslu makarna

Prego’da aşk soslu makarna
Conrad Oteli’nin yeni lokantası Prego, şef Catia ve eşi Gian’ın aşkıyla konuşuluyor. Ortak tutkuları yemek yapmak olan çift müşterilerini aşk soslu makarnalarla ağırlıyor
MEHMET KENAN KAYA

Catia ve Gian, 4 yıl önce başlayan şiddetli bir aşk öyküsünün iki İtalyan kahramanı. 1971 doğumlu Catia Milano’da misafirlik ilişkileri; Gian ise Bergamo’da otelcilik okudu. Biri mutfağa girip yemek pişirmeyi, öteki de eşinin yaptığı yemekleri misafirlere ikram etmeyi seviyor. Gian’ın deyişiyle, "aşklarını makarnaların, tatlıların lezzetine katıyorlar." Ve bu aşk, son bir haftadır İstanbul’un ünlü oteli Conrad’ın yeni İtalyan lokantası Perego’da "cereyan" ediyor. Prego’nun şefi Gian Battista Oldrati’yle yemeklerini ve eşi Catia’ya olan aşkını konuştuk.

Prego’da nasıl bir mutfak yaratmaya çalıştınız?
Mutfağımızın aristokrat olmasından çok aile yemekleri sunmasına uğraştık. Zaten yemeklerimiz de tipik ve geleneksel ev mutfağının yemeklerinden oluşuyor.

Yemekler bütünüyle İtalyan mutfağının özelliklerini mi yansıtıyor, yoksa Türk damak tadına uygun değişiklikler yaptınız mı?
Hayır. Hatta o kadar ki yapımı çok zahmetsiz, kolay ve keyifli olmasına rağmen tiramisu yapmıyoruz. Çünkü içindeki özel peynir burada üretilmiyor ve İtalya’dan gelene kadar da bayatlıyor. Tam anlamıyla hakkını veremeyeceğimiz şeyleri mönüye koymuyoruz.

Prego bir İtalyan lokantası ama pizza yapmıyorsunuz. Bunun özel bir nedeni var mı?
Bunun iki sebebi var, biri ben yeni yeni güney İtalya yemekleri pişirsem de ağırlıklı olarak kuzey İtalya yemekleri yapıyorum. Pizza ise tam bir güney yemeği. Ayrıca odun fırını gerektiriyor. Burda henüz bir odun fırınım yok.

Türk toplumu makarnayı çok pişmiş seviyor. Ama yavaş yavaş biz de az pişmiş makarnaya alışıyoruz herhalde...
Çünkü mide için böylesi sağlıklı. Bilirsiniz anneler her şeyin sağlıklısını yapmak isterler. Çok piştiği zaman mideye çöküyor. Ayrıca İtalyanlarda alışkanlık yaptığı için çok pişmiş yiyemiyorlar. Eskiden Türk misafirlerimizin tuhafına gidiyordu ama artık onlar da bu damak tadına alıştı.

Prego’nu en önemli özelliği ne?
Tek bir özellik söyleyemeyiz, ama en önemlisi tabii ki tazelik. Düşünsenize ben her gün sizin deyişinizle hamur açıyorum, yani "pasta" yapıyorum. Günlük olmalı ve gecikmeden, beklemeden pişmeli. Diğer bir özellik de biz misafirlerimizin damak tadını öğrenip ona göre hazırlık yapmayı seviyoruz. Tıpkı annenizin en sevdiğiniz yemeği siz geleceğiniz zaman özenle ve sevdiğiniz gibi pişirmesi gibi.

Evli olmak nasıl bir çalışma ortamı yaratıyor?
Çok iyi bir ortam sağlıyor çünkü ben içerdeyim, o da içerde misafirlerle koordinasyonu sağlıyor. Böylece misafirlerle kendim ilgileniyormuşum gibi içim rahat ediyor. n
Prego: (0212) 227 30 00

Kuruçeşme’de Akdeniz rüzgarı Kuruçeşme’de, tüm Boğaz’ı kucaklayan iki katlı bir mekan Piemonte Cafe. Adını da Alp Dağları’nın eteklerinde yer alan bir bölgeden alıyor. Sardunya adasını ve kuzeybatı İtalya’yı içine alan Piemonte, tarihin çeşitli dönemlerinde İspanyol, Fransız, Arap ve İtalyanlar etkisinde kalmış, bu nedenle pek çok lezzete de ev sahipliği yapmış.
Tüm bunlardan feyz alarak yola çıkan Piemonte Cafe’nin mutfağı; şarap, peynir, mantar, zeytinyağı, sarımsak, sebze ve meyvesiyle Akdeniz mutfağının özetlenmiş görünümünü yansıtıyor.
Akdeniz mutfağına meraklıysanız, et yemeklerini, salataları denemenizi tavsiye ederiz. Ayrıca "Bademli Balık Köftesi" ve taze otlarla marine edilmiş "Balık Şiş"in tadına bakmanızda da fayda var.
Kafenin dekorasyonu için ağırlıkla yeşil ve bordo kullanılmış. Bu renklere eklenen antika mobilyalar ve resimler kendinizi evinizde hissetmenizi sağlıyor. Piemonte’nin en keyifli saatleri, Flamenko ezgileri eşliğinde şaraplarınızı yudumlayabileceğiniz akşam saatleri. Bir öneri de İstanbul’un gürültüsünden uzak kahvaltı yapmayı özleyenlere; Piemonte her pazar Akdeniz peynirleriyle zengin bir kahvaltı sunuyor. Teras bar ve restoranıyla 250 kişi kapasiteli Piemonte 10.00-02.00 saatleri arasında hizmet veriyor.
Piemonte: (0212) 287 22 60




PAZAR