Pazar "Premium" şaraplarımız artıyor

"Premium" şaraplarımız artıyor

18.03.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

İzmirli Sevilen Şarapları, Fransız uzmanlarının katkısıyla yürüttüğü kalite atağını, iki yeni şarapla sürdürüyor. Firmanın bağlarının üzümlerinden yapılan Premium serisinin özellikle beyazı, Burgonya şaraplarını andıran zenginlikte

Premium şaraplarımız artıyor

myalcin@turk.net Durumu fark eden firma sahipleri, ufak bir sondajla "hadiseyi" açığa çıkardılar. Sevilen'in üç yıldır üretim danışmanlığını yürüten Bordolu önolog Florent Dumeau, özene bezene yaptığı ve çok iddialı olduğu beyaz şarabının, restorandaki buz kovalarına gömüldüğünü görünce isyan etmiş ve biraz da fazla öfkelenerek restoran müdürünün kolunu sertçe tutmuştu: "Ne yapıyorsun? Onu kola mı sanıyorsun?"Normal bir beyaz şarap daima buz kovasına gömülerek soğutulduğundan, müdürün bir kabahati yoktu. Nitekim o da "Çek elini bakayım! İşimize karışma" türü bir tepkiyle karşılık verdi. Şaraplar buz kovasına konmadı, buzdolabına bir süreliğine "alındı" ve az sonra gerilim tatlıya bağlandı.Liguria usulü domatesli balık çorbasıyla yudumlanan 2005 "R" Roze'nin geçen yıl çıkmasına rağmen aynı tazelik ve meyvemsilikte olduğunun görülmesinin ardından, olaylı şarap kuşkonmazlı rizotto ile servis edildiğinde, tartışmanın boşuna yaşanmamış olduğu görüldü.Zira Chardonnay üzümlerinden yapılma beyaz Premium, tıpkı zengin Burgonya ve Chablis şaraplarında olduğu gibi karafa aktarılarak, oradan da geniş hacimli balon biçimindeki kırmızı şarap kadehlerine konarak servis edildi. Üstelik soğuk değildi, olsa olsa hafif bir serinlikteydi. Kadehte kısa sürede bu serinliklerini de kaybederek ılınan beyaz, buna rağmen de baygın ve itici olmadı, hatta daha da açıldı ve güzelleşti! Geçtiğimiz perşembe gününün öğle saatlerinde, Hyatt Regency Oteli'nin Spazio Restaurant'ında gergin bir hava hüküm sürüyordu. Saat 12.00 sularıydı ve yarım saat sonra Sevilen Şarapları'nın yeni serisi Premium'ların tadım yemeği başlayacaktı. Ancak ağızları bıçak açmıyordu. Fransız önolog Dumeau'nun üzerindeki gerginlik gitmiş, yerini şarabını istediği tarzda servis ettirebilmenin rahatlaması almıştı. Şarabının beğenilmesinin tadını çıkararak şunları anlattı: "Menderes'te kireçli topraklarda kurulu 100 dönüm bağımızın en iyi parsellerinin üzümlerini topladıktan sonra tıpkı Burgonya'daki gibi bir gün boyunca soğukta dinlendirdik. Ertesi gün sıkımlarını yaptık ve küçük Fransız meşe fıçılarında mayalanmaya terk ettik. Fıçıdaki fermantasyon aromaları zenginleştirdi. Ardından tortularıyla beraber yine meşe fıçılara aktardık ve sık sık tortularını şaraba karıştırarak, bir yıl boyunca olgunlaştırdık." Şarabın tadı gerçekten de ilginçti. Burunda ilkten fıçıdan gelen hindistancevizini andıran kokular ve çok hafif füme tonlar hissediliyor, ardından olgun elma ve armutu andıran tatlar algılanıyordu. Damaktaki adeta "kremamsı" yoğunluk ise Türkiye'de şimdiye dek hiçbir Chardonnay'de rastlanmadık bir özellikti.Premium serisinin kırmızısı ise yine Menderes bağlarının Syrah ve Merlot üzümlerinden yapılmıştı. Dumeau bu şarap için de "Sıcak iklimde olduğumuz için Merlot Bordo'nun aksine gövdeliydi, asiditeyi ve canlılığı ise Syrah üzümü verdi. Bu şarabımızı da 14 ay meşe fıçılarda dinlendirdik" dedi. Hafif ağaçsı tonların ardından böğürtlen ve yaban mersini çağrışımlı tatların algılandığı kırmızı da yumuşak içimli ve sevimli bir şaraptı, ancak beyaz Premium'un zenginliğinde değildi.Yemek renkli konuşmalara da sahne oldu. Firmanın yeni kuşak yöneticisi Enis Güner'in, masanın karşı ucunda oturan babası Coşkun Güner'e de bakarak "Hayatımız bağların içerisinde geçiyor. İnanın, arkadaşlarım hafta sonu Çeşme'de sörf yapmaya giderken ben bağın içinde toza toprağa bulanarak çalışıyorum. İzmir'de hangi sektör pazar günleri çalışır Allah aşkına!" demesi, sevimli bir isyan olarak algılandı. Kırmızı Premium'un Merlot ve arpacık soğanı soslu kuzu pirzola ile yudumlanmasının ardından, peynir tabağı geldiğinde ise bir başka sürpriz vardı: Sevilen'in Denizli'nin Güney ilçesi bağlarının üzümlerinden yaptığı yüzde 100 Syrah ve Cabernet'leri... 2006 rekoltesinin bu şarapları, fıçılardan henüz alınmış, şişelerde dinlenmeye yatırılmıştı. Henüz biraz kapalıydılar ama doğrusu gelecek vaat eden, sağlıklı ve zengin şaraplardı. Fransız önolog bu şarapların beğenildiğini görünce, "Denizli'nin bin metre rakımdaki Güney bölgesi, bence dünyanın en iyi teruarlarından biri. İnanın, Napa Vadisi'nden daha değerli" demekten kendini alamadı. İlginç bir tat Sevilen'in 30 YTL fiyat koyduğu Premium'ları, beyazı 2 bin 700, kırmızısı ise 9 bin 500 şişe yapılmış sınırlı üretim bir seri. Bunun için marketlerde satılmayacak, restoranlara verilecek ve firmanın internet sitesinden satılacak. Güney bölgesi şarapları ise 2007'nin ikinci yarısında farklı bir isim altında piyasaya sunulacak.Türk şarapçılığı ciddi bir silkinme ve kalite yükseltme atağında. Nitekim geçtiğimiz ay tanıtılan Pamukkale'nin rezerv Chardonnay ve Şiraz'ları da bunun bir başka göstergesi. Keza yine geçtiğimiz günlerde Kavaklıdere'de tattığım şimdiye dek görülmedik zenginlikteki yeni Chardonnay ve Narince'ler de büyüklerin de sürprizler peşinde olduğunun habercileri. Doluca'nın Şiraz üzümlerinden yaptığı ve önümüzdeki aylarda piyasaya çıkacak denemeleri de, keza...2007 üst düzey Türk şarapları yudumlamayı özleyen şarapseverler için pek çok seçenekle dolu renkli bir yıl olacak gibi. Bu şarapların fiyatlarının aşırı abartılı olmaması, 20 ila 30 YTL'ler civarında gezinmeleri ise ekmek kadayıfının üzerine konan bir kaymağı andıracak. Kaliteyi yükseltme atağı