Pazar Rahim varisleri: Pelvik ven konjesyon sendromu

Rahim varisleri: Pelvik ven konjesyon sendromu

22.10.2023 - 02:00 | Son Güncellenme:

Nedeni açıklanamayan, şiddetli ve kronik karın ağrılarından şikayetçiyseniz; rahim varisiniz olabilir. Her 10 kadından birinde görülebilen pelvik konjesyon sendromu, özellikle 20-45 yaş arasındaki kadınların hayatını kabusa çevirebiliyor.

Rahim varisleri: Pelvik ven konjesyon sendromu

‘Pelvik konjesyon sendromu’, ‘kronik pelvik ağrı’nın oluşmasının sebeplerinden biridir. Kadınların günlük yaşamlarını ve ilişkilerini olumsuz yönde etkileyen kronik pelvik ağrının genel olarak menstrüel döngü yani regl kanaması ile bir bağlantısının olmadığı belirtilir. Ancak günlük pratikte bu dönemle çok ilişkilendirildiği gözlenir. 

Haberin Devamı

10 kadından birinde görülüyor  

Pelvik konjesyon sendromu, pelvis dediğimiz bölgede karın alt ve kasıklara kadar olan kısımlarda oluşan kronik ağrı ve şişkin hissetme durumu ile kendini gösteren kronik bir hastalıktır. ‘Pelvik tıkanıklık sendromu’ olarak da çevrilen bu hastalık halk arasında ‘rahim varisi’ diye bilinir. Pelviste bulunan toplardamarların ya tıkanması ya da yetmezliği nedeniyle bu bölgede fazlaca kan birikmesi mekanizması ile oluşur. 

Aynı zamanda ‘kasık varisi’ne yol açmasıyla da bilinen ‘pelvik konjesyon sendromu’, kadınlarda karnın alt bölgesindeki pelvisde ve yumurtalıklar (over) çevresinde varislerin oluşmasıdır. Hastalarda nedeni açıklanamayan karın ağrıları, idrarda meydana gelen gizli kanama ve genital bölge ile kasıklarda belirgin varislerin oluşmasına sebebiyet veren bir hastalıktır.  

Haberin Devamı

Pelvis gövdenin alt kısmında karın alt bölgesi ile kasıklar arasında bulunan bir yapıdır. Farklı organ ve sistemlerle iç içedir. Üreme sistemi, üriner sistem ve sindirim sistemi ile ilişkilidir.  

Yaklaşık olarak her 10 kadından biri ‘pelvik konjesyon sendromu’na sahiptir. Bu sendromun sıklıkla görüldüğü yaş aralığı ise 20 ila 45 yaş aralığıdır. ‘Pelvik konjesyon sendromu’nun gözlenme oranı, doğum sayısı ile birlikte artmaktadır. 

Diğer bilinen adlarını sıralayacak olursak:  

l Kronik venöz pelvik konjesyon sendromu  

l Kronik venöz pelvik tıkanıklık sendromu 

l Taylor Sendromu  

l Genital bölge varisleri  

l Rahim varisleri  

l Yumurtalık varisi. 

Nedenleri: En temel pelvik tıkanıklık sendromu nedeni pelvis damarlarında (retroaortik sağ ve sol renal ven ) tıkanma ve dilatasyon olması durumu ve çoğu zaman eşlik eden sol yumurtalık toplardamar (ovaryen ven yetmezliği) varisdir. Diğer durumlar ise şunlardır:  

l İİki veya daha fazla sayıda doğum öyküsü olması  

l Hormon seviyelerinin anormal derecelerde artması  

l Bacak damarlarında tıkanma veya derin ven trombozu öyküsü varlığı  

l Polikistik over sendromu varlığı  

l Hormonlarda dengesizlikler ve bir takım işlev bozuklukları  

l Pelvis bölgesinde doğuştan anatomik olarak küçüklük olması l Herhangi bir nedenle rahim damarlarının genişlemesi 

Haberin Devamı

Belirtileri nedir? 

l Gövde bölgesinde ortaya çıkan zonklayan tarzda bir ağrı 

l Bel ağrısı  

l Anormal düzeylerde vajinal kanamalar (Adet dönemleri sorunlu geçer.)  

l Kolayca yorulma ve halsizlik durumu  

l İrritabl mesane 

l Cinsel ilişki sırasında ağrı  

l Ruh halinde bozukluk ya da depresyon da görülebilir. Komplikasyonlar neler? 

Zamanında müdahale edilmeyen veya tedavi edilmeyen hastalarda bir takım komplikasyonlar görülebilir. Bunlar:  

l Olası kemik kırıkları ve çıkıkları  

l Ven tıkanıklıkları  

l Dolaşım sisteminin bozulması  

l Pelvik bölgede geçmeyen şiddetli ağrı 

Tanı nasıl konulur? 

Tanısı muayeneye ek olarak ilaçlı tomografi ile konulur. Ayrıca doppler ultrason, transvajinal ultrasongrafi gibi ileri görüntüleme yöntemleri ile kolayca konulabilir. En kesin tanı yöntemi anjiografidir. 

Tedavide hangi yöntemler kullanılıyor?

PELVİK konjesyon sendromu tedavisi ilaçla veya patolojiye direkt cerrahi veya anjiografik yöntemler ile uygulanır.
l İlaçla yapılan tedavilerde; hormonal ve venöz yetmezlik ilaçları yanı sıra non steroid anti inflamatuar ilaçlar kullanılır.
l Cerrahi olarak ise ven embolizasyonu, skleroterapi ve laparoskopik tedaviler uygulanabilir.
l Embolizasyon tedavisi ki bu tedavi anjiografik yöntemlerle yapılabilir. Dilatasyona uğramış damarların anjigrafik yöntemlerle tespit edilip genişlemenin ortadan kaldırılması amaçlanır.
l 10 hastanın 8-9 tanesinde embolizasyon işlemi sonrasında belirtiler azalmaya başlar ve birkaç ay sonra tamamen geriler. Genel anestezi gerektirmeden yapılabilen bu işlem komplikasyonlarının az olması nedeniyle birçok hastada uygulanır.
l Tedavisinde en önemli kural patolojinin tam tespit edilmesidir. Mesela yetmezlik mevcut ama yetmezliğe neden olan bir bası varsa öncelikle bası ortadan kaldırılmalıdır. Bu yüzden tedavinin en önemli basamağı ayrıntılı bir muayenedir.
Hepinize sağlıklı bir hafta diliyorum.