“Ralli, İstanbul trafiğinden daha güvenli”

Babası Nejat Avcı “Senin futbol yeteneğin yok” diyerek kendisini uyardıktan sonra rotasını ralli sporuna çeviren Yağız Avcı 15 yıldır pilotluk yapıyor. 2012 Doğu Avrupa şampiyonu ve Türkiye’de ise birçok yarıştan zaferle ayrılıyor. Avcı’yla Akbatı AVM’de klasik arabalar ile kurulan açık hava sinemasında buluştuk. Avcı’ya göre herkes ralli sporu yapmasa da en azından ileri sürüş teknik dersi almalı, hatta bu dersler müfredata girip okullarda verilmeli...

Ralliye ilginiz nasıl başladı?

Babam 83 yılında başlamış bu spora, ben de 1984 doğumluyum. O günden beri işin içinde sayılırım. Pusette bile yarışlara gidip gelmişim ama kendimi bildikten sonra ilk branş futbol olmuş benim için. 11-12 yaşlarına kadar Galatasaray altyapısında oynadım. Sonrasında babam “Senden futbolcu olmaz” dedi. Benim de ilgim 14-15 yaşlarında motor sporlarına kaydı ve futbolu tamamen sildim. Ehliyetimi alınca, 18 yaşında da bu spora başlama fırsatı buldum.

Babanızın da ralli sporcusu olması avantaj olmuştur sizin için...

Babamın bu sporun içinde olması başlamamda büyük bir avantaj sağladı ama tabii sadece başlarken bir avantajı var sonrasında sadece tecrübelerinden faydalanma avantajı kalıyor. Ama spora devam etmek ya da kariyer konusunda o avantaj ortadan kalkıyor.

Futbol, basketbol gibi branşlar için alt yapı okulları var, ralli sporu nasıl öğreniliyor?

Ülke olarak dünyadan bayağı gerideyiz. Tek tük bu işi yapanlar var diyebilirim. Altyapı imkanı fazla yok. Çok yeni olarak federasyonumuz bir proje başlattı; “TOSFED Yıldızını Arıyor”. 25 yaşın altında olan ve bu sporda ailesinden biri olmayan ve imkanı bulunmayan gençlere olanak sunuyor.

Yurtdışında nasıl sistem?

Yurtdışında çok daha yaygın bu sistem. Hem eğitim tarafı hem yarışma tarafı. Özellikle İskandinav ülkelerinde, Fransa’da, İtalya’da çok ciddi sistemler var. Dünya şampiyonu seviyesindeki sporcular oradan çıkıyor.

“Kazandıkça yarışmaya devam edebiliyorsunuz”

Peki siz nasıl devam ettiniz?

Ben babamdan sonra yeni sponsorlar buldum. Tabii gelen teklifi doğru zamanda değerlendirmek de önemli. Bu şekilde aralıksız olarak bugüne kadar yarışma fırsatı buldum.Yarışmaya, kazandıkça devam edebiliyorsunuz. Ya da paranız varsa zevk için yarışıyorsanız da devam edebilirsiniz ama onun adı hobi oluyor. Sportif başarıyla süreklilik sağlamak tabii ki çok daha tatmin edici bir şey.

Kazanılan başarı teknik ekipten Co-pilota kadar herkesin oluyor değil mi?

Aynen, vitrinde pilot ve Co-pilot var. Daha doğrusu pilot var ama bence Co-pilotun payı biraz daha fazla. Genelde oranları yüzde 49’a 51 derler ama ben 51’i Co-pilota veriyorum.

n Yarışlarda uğuruna inandığınız bir şey var mı?

Bir kolyem var başladığımdan beri taktığım. Bir de eşimin ve annemin okuduğu dualar.

“İleri sürüş teknikleri okulda ders olarak verilmeli”

İnsanlar çocuklarını futbola, baskete, yüzmeye gönderir. Ralli sporu sporculara ne katıyor?

Çok ciddi katkıları var. İlk başta ülkemizde zaten trafik sorunu aşikar. Bilinçli ve düzgün otomobil kullanmayı öğreniyorsunuz. Otomobil sporu yapan kişi herhangi bir panik anında çok daha iyi kararlar verebiliyor dolayısıyla bu şekilde kazaların önüne geçmiş olursunuz. Disiplin zaten her sporda olduğu gibi rallide de var.

Aileler bu sporu çocukları için risk olarak görüyorlar.

İstanbul trafiğine göre bence çok daha güvenli. Bunu kesinlikle belirtmek lazım. Spor tarafını yapmasalar bile ileri sürüş teknikleri dersi alması lazım herkesin. Eski nesil belki bunun için geç kaldı ama yine de yeni nesil için belki ilkokul ortaokul seviyelerinden başlaması lazım bunun, mesela okullarda ders olarak verilebilir.