Pazar Şampiyonların geri dönüşü

Şampiyonların geri dönüşü

16.10.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kendine yeni solist olarak Paul Rodgers'ı seçen Queen'in konser kayıtlarından oluşan ikili albümü "Return Of The Champions" piyasaya çıktı

Şampiyonların  geri dönüşü

Bu kaybın ardından Queen topluluğu dağılmış; elemanlar arasında köşesine çekilerek en düzgün tavrı basçı John Deacon göstermişti. Diğer üyeler gitarcı Brian May ve davulcu Roger Taylor, birbirlerinden bağımsız ve çoğunluğu kötü olan albüm ve projeler (aralarında en iyisi May'in gitarcı Van Halen ile gerçekleştirdiği Star Fleet Project idi) üretmiş, bir yandan da Queen mitini yaşatarak, üzerinden rantçılık yapmanın yollarını aramışlardı. Doksanların başında dünyayı kasıp kavuran felaketlerden ilki AIDS idi. Ünlüleri kurban almasıyla tanınan bu hastalığın, 1991 yılında alıp götürdüğü en ünlü isim rock şarkıcısı Freddie Mercury oldu. Arayış nihayet 2004 sonlarında bitti; May'in verdiği bir kararla Bad Company ve Free topluluklarının kült solisti Paul Rodgers, May'in yakın arkadaşı sıfatı ile Queen'in yeni solisti olmaya hak kazandı. Ekip toplandı ve 2005 başı itibarıyla konserlere start verildi. Konser dizisi gişe açısından oldukça başarılı geçti. Üçlünün aralarındaki tutkal sağlamdı. Eşlik eden basçı Danny Miranda, klavyeci Spike Edney ve ikinci gitarcı Jamie Moses yeterince güçlüydü. Rodgers'ın "I Want To Break Free" çığlıkları, "Another One Bites The Dust" diye titreyişi, göze ve kulağa fena gelmiyordu. Yorumlar özgünceydi, ama hep gönüllerde taht kurmuş o merhum kişiyi anımsatıyordu. O yüzden aralara "All Right Now" ve "Wishing Well" gibi eski Free şarkıları sıkıştırıyorlardı. Derken konser kayıtlarından oluşan ikili albüm çıktı piyasaya: "Return Of The Champions". Queen'in bu haliyle yeniden oluşturulmasının mantığını açıklamak güç. Yetmişli yılların öncü ekibi, her ne kadar içinde bulunduğu toplumun baskın maço kültürünün ironik bir temsilcisi gibi görüntü verse de, şarkılarının yarattığı kitle açısından, bu kültürle taban tabana zıt içeriği vardı. Bir bayrak gibi yükselen eşcinsel temalı parçalar, onlara rock coğrafyasında bir özgürlükler cumhuriyeti kurdurmuştu. Oysa Rodgers'lı Queen ile bu memleketin yanından bile geçmek mümkün değil. Yeni solist Paul Rodgers Evet, Rodgers güçlü, kişilikli bir ses ve birinci sınıf bir şarkıcı; itiraz edilemez. Ancak onun gibi duruşu, görünüşü, fikirleri ve şarkılarının içeriği ortada, Queen şarkıları ile uzaktan yakından ilgisi olmayan birinin varlığı, bu şarkıların savunduğu değerlere uygun görünmüyor. Buna rağmen burada bir takdir gerekiyorsa, bunu hak eden kişi Rodgers olmalı; çünkü o Mercury'yi taklit etmek yerine, kendi çizgisini ortaya koyuyor. Queen'in Rodgers ile yeniden kurulmasına ancak ve ancak şu koşulla iyi gözle bakılabilirdi; şayet bu üçlü eskileri yorumlamak yerine yeni besteler yapsaydı. Çünkü eskiler zaten kusursuz ve yeniden yorumlanmaya gereksinimleri yok. Ne kendileri ne de çılgınca sevenleri açısından. Queen nere? Rodgers nere? Yıllarca Indians, Kesmeşeker, Haluk Levent, Bora Uslusoy ve Bulutsuzluk Özlemi'nde dinlediğimiz gitarcı Serdar Öztop, uzun süredir kendi hesabına çalışıyor. İkinci solo albümünün adı "Mutluluğun Gözyaşları". 2002'de memleketin ilk enstrümantal rock gitar albümünü çıkaran, gitarın yanında kayıt, miksaj, aranje, yapım işlerini üstlenen; diğer çalgılara el atan çok yönlü biri Öztop. Albümün göze çarpan özelliği 10 parçada farklı bir davulcu ve basçının eşlik etmiş olması. Davulda Volkan Öktem, Cem Aksel, Cengiz Baysal, basta Alp Ersönmez, Demirhan Baylan, Tarkan Gözübüyük içlerinden bazıları. Laz, Doğu müziği, sirto gibi motiflere meraklı; hızı, tekniği yerli yerinde bir rock ve heavy gitarcısı dinlemek isteyenler için doğru adres Serdar Öztop. Bir gitarcının mutluluk gözyaşları Antony'nin Lou Reed'in "The Raven" albümünde "Perfect Day"i söylerken bu dünyaya ait olmadığını ilk notayla birlikte fark etmiştik. Ardından The Johnsons adını verdiği topluluğu ile çıkardığı "I Am A Bird Now" geldi. Albümün konukları Reed, Boy George ve Rufus Wainwright. Antony bir drag (kadın giysileri içinde eşcinsel). Topluluğunun adı ise 1969 yılındaki Stonewall eşcinsel ayaklanmasında başı çekenlerden birinden geliyor. Odasında yalnızlığına terk edilen, kendisine verilen yaşam süresinin dolmasını bekleyen birinin hikayesini anlatıyor Antony şarkılarında. Yanlış bir bedene hapsolmasının estetiğini yaratıyor. Dünyanın çok az bir kısmını ilgilendiren bir sorunun psikolojisini evrenselleştiriyor. Albüm burada Equinox Music tarafından dağıtıldı. Eşcinsel duyarlılığın zirvesi Hayır, rock operası değil; sadece bir opera. Konusu Fransız Devrimi. Hani o insanlığın kurtuluşu mücadelesindeki en önemli adımlardan biri. Yazarı bir rock müzisyeni. Hepimizin iyi tanıdığı eski Pink Floyd basçısı, şimdi topluluğun mahkemelisi Roger Waters. 16 yıldır bu proje üzerinde çalışan Waters'ın "Ça Ira (There is Hope)" adını verdiği ve iki CD'ye sığdırdığı operanın yaratıcı ortakları Etienne ve Nadine Roda-Gil çifti. Yapımcı Rick Wentworth. Karakterlere hayat veren müzisyenler ise bas bariton Bryn Terfel, soprano Ying Huang, tenor Paul Groves ve "tek kişilik orkestra" lakaplı Ismael Lo. Pink Floyd seviyorum diye almayın. Ama yok, operayla aranız iyi, kaliteli ve yeni bir eser dinlemek istiyorsunuz; o halde "Ça Ira" sizi bekliyor. Rock müzisyeninden opera