Pazar Şarkı söylemek lazım: "Salla salla... Yer yerinden oynasın"

Şarkı söylemek lazım: "Salla salla... Yer yerinden oynasın"

20.05.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Herkes gündem olmak, gündemde kalmak için çırpınmak zorunda mı?

Şarkı söylemek lazım: Salla salla... Yer yerinden oynasın

tubakyol@yahoo.com Bekir Hazar "Böyle dedi" diyordu, biz izleyicilere Seda Sayan'ı övmek maksadıyla...Ne güzel söylemiş Seda Sayan, değil mi?Kötü yazılmaya da razı, hatta yalan haber de önemli değil, hakkında sallansa da dert etmiyor.İki sallansın, bir iyi yazılsın...Maksat gündemde kalınsın. Seda Sayan sabah programında magazin gazetecileriyle "Sezen Aksu tabu mudur?"u konuşuyordu geçen gün. Böylece duyduk; Seda Sayan, kendisi için gazeteci Bekir Hazar'a demiş ki "İki salla, bir iyi yaz." Muhabirlik yaptığım dönemden biliyorum, benim bile vardır her bir halta görüş veren ünlüler listem... Toplantıda asıl liste belirlenir. Ama asıl listedeki bazı isimler konuşmak istemezler. "Ne sorulsa hazırlar" listesinden eksikler tamamlanır.Bu listedekiler gazetede, televizyonda görünmeye her daim hazırdırlar...Ki anlaşılabilir.Gözden uzak olan, öyle işini de en bi' şahane yapmıyorsa eğer, gönüllerden de uzak olabiliyor.İşte bu insanları da "ünlü yapan" değilse de "ünlü tutan" medya oluyor. Her daim hazırlar listesi Sezen Aksu sözde değil özde "işimle haber olmak istiyorum"culardan...Hep mi böyleydi?Bilmiyorum.Sanmıyorum.Kendi döneminde, işler nasıl yürüyorsa o dönemde, herhalde o da medyayı kullanmıştır. Bunca yılda öğrenmiştir neyin ne olduğunu, şimdi daha da iyi kullanıyordur hatta.Çünkü "iki salla bir iyi yaz"a muhtaç değil. Çünkü gündemde olmadığında, gözden uzak kaldığında da unutulmuyor nasılsa. Bir şarkı yapıyor.Oluyor. Sezen Aksu "tabu" mu? Bildik hikayedir; cehennemde her kazanın başında bir zebani nöbet tutuyormuş, yukarı tırmananı kazana itiyormuş. Fakat bir kazanın başında nöbetçi yokmuş. Onlar zaten kazandan çıkmaya hamle yapanı, tutup ayağından dibe çekiyorlarmış.Sezen Aksu şöhret bataklığında bir nilüfer bulmuş nihayet, çıkmış üstüne duruyor.Öyle çok rahat, ayrıcalıklı bir yer de değil yeri. Ama o çırpınmamayı seçmiş. Belki de yeterince çırpındığına karar vermiş. Duruyor.Onu da mı bataklığa çekmek gerekiyor?İşaret çakıldı bir kere: "Hey bak, kazandan çıkmış biri. Yapış ayağına, çek aş'şaaa..."* * *Nasıldı şu "Salla salla"nın devamı?"Bu dem talan çağıdır... Bu hal dünya halidir" "Yapış ayağa, çek aş'şaa" Biz de akıllı geçiniyoruz. Oysa girişimci ruh sıfır. Fırsatları görme, bulma, yaratma, kullanma kabiliyeti hiç yok.Mesela şu mitingler başlarken bayrak işine girmek geldi mi aklımıza?Hayır.Oysa mitinglerden çok önce, Ertuğrul Özkök "bayrak" yazıları yazarken uyanmamız gerekirdi. Uyandık mı?Hayır.Haydi Özkök'ün yazılarını görmedik, dikkatli okumadık, anlamadık... Yılbaşında Simin'le Ralf Türkiye'ye geldiklerinde, havaalanından bizim eve varıncaya kadar bir sürü bayrak görmüşlerdi de sormuşlardı: "Bizim bilmediğimiz yeni bir milli bayramınız mı var? Niye bayrak asmış herkes?"Ve şu son beş ayda, çoğu şu son mitinglerde olmak üzere 2 milyona yakın bayrak satılmış.Kim para kazandı bu işten?Biz değil.Hesapta politikayı da takip ediyoruz kendimizce. Mehmet Ağar ile Erkan Mumcu'nun "Demokrat Parti" açıklamasını da canlı canlı dinledik. Gidip bir Demokrat Parti kurmak geldi mi aklımıza?Hayır.Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde çalışan Cemal Şen kurdu. Gitti, İçişleri Bakanlığı'na başvurdu, kurdu...Ağar ve Mumcu görüşmüş Cemal Şen'le, anlaşmışlar.Şen para aldı mı?Kim bilir?Ama bu girişim "para eder" mi?Ederdi. Ne bir bayrak sattık ne parti kurduk...