Pazar Sayı 500, hava 1500

Sayı 500, hava 1500

17.06.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

İlk sayısı küçük bir ofiste hazırlanan LeMan 10 yılda yaklaşık 100 bin satışa ulaşan bir ‘muhalif güç’ oldu

Sayı 500, hava 1500

Mizah dergisi Leman’ın 500’üncü sayısı yayımlandı
Sayı 500, hava 1500

İlk sayısı küçük bir ofiste hazırlanan LeMan 10 yılda yaklaşık 100 bin satışa ulaşan bir ‘muhalif güç’ oldu

Sayı 500, hava 1500
İLKE GÜRSOY

Gırgır dağıldıktan sonra pek çok mizah dergisi çıktı. Kaos oldu, insanlar yerlerini bulamadı vs... O ilk bölünmenin ürünü dergilerden biri Limon’du. Sonra o da gitti, ikiye bölünerek. Ve LeMan, 21 Kasım 1991’de ilk sayısını yayımladı, 9 Haziran 2001’de de 500’üncü sayısını... İlk sayıdan beri "Bezgin Bekir"i çizen ve "abi"lerden olan
Tuncay Akgün, LeMan’ı anlattı.
• LeMan’a kadar arkamızda bir büyük yayın kuruluşu vardı. Limon’da Güneş, Gırgır’da Günaydın... Bağımsız çalışmak bizim için yeniydi. Dergiyi her şeyiyle biz yapacaktık. Ve bu on yılda en önemli şey kendi alanımızı yaratmak oldu.
• LeMan içerik ve çizgi olarak değişmedi. Ama değişime direnmek gibi bir şey değil bu. Estetik olarak değiştik.
• Bütün sosyolojik trendleri önceden hissettik. Belki başarımızın temelinde de bu yatıyordur. Karikatürlerimiz, kapaklarımız, söylediğimiz pek çok şey hayatımızın ana objeleri haline geldi.
• Çalışma sistemimiz tamamen geleneksel.
25 sene önce Gırgır’da nasıl çalışıyorsak öyle... Haftada bir toplanılıyor burada, 40 saat falan kalıyoruz. Salı akşamüstü başlıyor, çarşamba gecesi dahil... İşini bitiren gidiyor. Kimi evinde bir kısmını hazırlayıp getiriyor, kimi tamamen burada çiziyor. 100’ün üstünde insanın imzası çıkıyor toplamda.

Nereden çıktı bu Mercedes?
• Çizerlerin çoğu hayatını sadece bu işten kazanır. Makul maaşlar alırlar. Bizim için anlatılan "Mercedes’li çocuklar" hikayesi nereden çıktı bilmiyorum. Der Spiegel dergisi röportaj yaptı benimle, "Abi sizin arabalarınız varmış" dediler. Ya, nereden çıktı? Burada çalışanların birçoğunun arabası yok ve olan da üç-beş senelik arabalar. Acayip bir yalan almış yürümüş. Sanırım Cem’den (Yılmaz) sirayet etti bu. Onun kitabının arkasında vardı, şu arabayı aldım, şunu sattım falan. Ama gerçekten aslı astarı olmayan büyük bir yalan bu. Ha, bir arabaya binmek bizim okurumuzu yaralayabilir mi? Bu ne kadar anlamlı, bilmiyorum.
• LeMan’ın kış tirajı 80 bin civarı, yazın 100-110 bine çıkar. Çünkü kışın biri alıp mesela kantine götürür ve herkes okur. Yazın ise ayrı kalırlar ve hepsi birer tane alır. Bizim bünyemizde çıkan L-Manyak da aşağı yukarı aynı... Öküz 15-20 bin, Atom 10 bin, Git de 1000 civarı satıyor. Ama ilan almadığımızdan kılı kılına kendilerini kurtarıyor.
• Bize yansıyan bir "mizah karteli" eleştirisi yok. Piyasada başka mizah dergileri de var ama bizden az satıyorlar. Onların prestiji yok, bizim var.
• Bizim temel yaklaşımımız sol temelli değil de vicdan temelli idi. Ve biz bir merkez dergi değiliz. Türkiye’nin en çok satan dergisiyiz, üstelik çizgimiz ve kendimizi ifade edişimiz radikaldir, saldırgandır ama bir merkez dergi değiliz. Bu çizgiden taviz verseydik belki çok daha fazla satardık.
• Bana yansıdığı kadarıyla, Bahadır’ın (Baruter) ayrılışı sırasında öyle kalbini kıracak bir şey olmadı. Ama ayrılırken en azından küçük bir veda ibaresi koyup, eyvallah demeliydi. Yapmadı.


"Ayağımızın altından fare geçerdi"
Tuncay Akgün: "İlk sayıyı hazırlamak için 4 metrelik bir sunta kestirdik ve arkadaşımızın ofisine koyup orada toplandık. 10-15 kişi kadardık. O sunta üzerinde karşılıklı çalıştık ve ilk sayıyı öyle çıkardık. Hâlâ da o suntaları saklıyoruz. Dergileri falan paketlerken kullanıyoruz. İlkel bir bilgisayar kullanıyorduk. Ayağımızın altından fareler geçerdi."




PAZAR