Pazar “Sevdiklerimize tutunuyoruz”

“Sevdiklerimize tutunuyoruz”

26.03.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

“Sonsuz Aşk” filmi vizyona giren Fahriye Evcen böyle bir aşka inandığını söylüyor. Modern bir külkedisi hikayesi anlattıklarını belirten Evcen “Seyirci umut veren hikayeleri seviyor” diyor

“Sevdiklerimize tutunuyoruz”

Cuma günü, farklı dünyalardan iki insanın aşkını anlatan, yanınızda mendille izlemenizi önereceğimiz bir film vizyona girdi: “Sonsuz Aşk”. Cunda Adası’nda çekilen filmin hikayesi bir Külkedisi masalı gibi. Filmde evlere temizliğe giden bir kızı canlandıran Fahriye Evcen’e, zengin doktor rolüyle Murat Yıldırım eşlik ediyor. Atv’de yayınlanan “Ölene Kadar” dizisinde Selvi olarak da izlediğimiz Evcen ile Wyndham Grand İstanbul Levent’te bir araya geldik.

Haberin Devamı

- “Sonsuz Aşk” vizyona girdi. Filmden ve karakteriniz Zeynep’ten bahsedebilir misiniz?

Zeynep’in hayattaki en büyük motivasyonu kardeşine iyi bir gelecek sunabilmek. Küçük yaşta annesini ve babasını kaybetmiş ve kardeşiyle hayata tutunmaya çalışıyor. Ta ki Can’la tanışana dek. Zeynep ve Can’a (Murat Yıldırım) baktığımızda aslında kendimizden birçok parça bulabiliyoruz. Hayatın koşuşturmasının içinde andan uzaklaşan ve kaybolan iki insan. Etrafındakiler için bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Sonrasında Zeynep Can’a aşkı, anın tadını çıkarmayı öğretiyor.

- Murat Yıldırım’la çalışmak nasıldı?

Murat’la ilk defa çalıştık. Çok eğlenceli geçti çekim sürecimiz. Çekimlerimizi havanın en güzel zamanlarında; bahar aylarında İstanbul’da ve Cunda’da tamamladık. Dolayısıyla oradaki ambiyans, atmosfer hepimizin motivasyonunu yükseltiyordu. Cunda filmin ruhuna çok uydu. Set ekibimizle de harika bir uyum yakaladık. Murat çekimlerde çok yardımcı bir partner olduğunu gösterdi. Bu benim önemsediğim ve seyirciye de geçtiğine inandığım bir denge... Partnerin ne kadar şey katıyorsa işe perdeye de yansıyor.

Haberin Devamı

“Sevdiklerimize tutunuyoruz”

- İstanbul dışında çekim yapıyor olmak nasıl?

Uzun süreli bir durumsa bu beni çok zorlayabilir. Kısa süren birkaç günlük çekimler, filme katkısı olacaksa, fonksiyonel bir şeyse keyifli olabiliyor. İstanbul’un kaosunda çalışmak zor ama aslında o kaostan da besleniyoruz biraz galiba. Bu durum bize hız katıyor gibi hissediyorum. Düzeninden kopamayan insanlar vardır ya, ben biraz öyleyim. Evimden, düzenimden, ailemden, arkadaşlarımdan uzakta zorlanabilirim...

“Evimle ilgilenmeyi seviyorum”

- Film sürecinde unutamadığınız bir an oldu mu?

Cunda’daki çekimlerimizi ağırlıklı olarak kalabalık mekanlarda yaptık; çarşıda, sokaklarda, kafelerde... Çekimler sırasında Cunda halkı da bizimle birlikteydi gibi hissettik. Bir önceki sahnede gördüğümüz birini, başka bir mekanda tekrar görüyorduk mesela. Bu durum çok şekerdi. Seti bölmeden, bize de engel olmadan, aralarda bizlerle sohbet ederek, çekimlere seyirci oldular.

Haberin Devamı

- Karakteriniz evlere temizliğe giden bir kadın. Sizin nasıldır ev işleriyle aranız?

Ben evimde olmayı, evimle ilgilenmeyi seven biriyim. Özellikle dizi dönemlerinde çok fazla boş vaktimiz olamıyor ama ben de evde vakit geçirmeyi, yemek yapmayı, evimin temiz olmasını severim.

- Filmde külkedisi tadında bir hikaye var. Neden seviyoruz böyle masalsı aşk hikayelerini?

Aslında evet, modern bir külkedisi hikayesi anlattık. Böyle filmleri izlemeyi seviyorum ve seyircinin de bu hikayeleri insana umut verdiği için izlediğini düşünüyorum. Hepimiz kendimizi o karakterlerin içinde görmek isteyebiliriz zaman zaman çünkü hepimizin içinden çıkamadığımız durumlar olabiliyor. Aslında sinema ve böyle karakterler, vazgeçmememiz gerektiğini, her şeyde bir umut olabileceğini gösteriyor. O yüzden de sinemanın vazgeçilmez konulardan biri bu.

“Hepimiz aşkı devamlı kılmaya çalışıyoruz”

- Peki, sizce sonsuz aşk var mı?

Var tabii, bence kesinlikle var. Çünkü aşk insanı besleyen en temel şeylerden biri. O yüzden sevdiklerimize tutunuyoruz. Hepimiz hayatımızdaki aşkı devamlı ve sonsuz kılmaya çalışıyoruz. Ben de aşkı Burak’la sonsuz kılmaya adım attım.

Haberin Devamı

- Bu film umut veriyor, hikayeyi de bu yüzden sevdim dediniz. Başka ne bekliyor seyirciyi?

Filmde romantik komedi unsurları da var, eğlenceli sahneler de, dram da... Bence hikayeyi zenginleştiren şey de bunlar. Seyirci gözüyle baktığımda, hayata dair her şey olduğunu görüyorum. Hayatlarımızda sadece üzücü veya hep mutlu olduğumuz anlar yoktur ya... Can da Zeynep de birbirlerine çok iyi geliyor. İkisi de kara bir deliğin içindeyken birbirlerini oradan çıkarıyor. Bence 7’den 77’ye herkes kendinden bir şey bulacak bu filmde.

- Uzun süredir sektördesiniz. Geriye dönüp baktığınızda, ne diyorsunuz kendinize?

İnsan hayatta önüne hedefler koyup, adım adım onları aşmaya çalışır ya ben de öyle geçirdim son 10 yılımı... Hedeflerimi aşarak ilerlemeye çalıştım. Ne mutlu ki bugün, 10 sene öncesine gittiğimde “Nasıl bir noktada olmak istersin?” sorusunun cevabını yaşıyorum.

Haberin Devamı

“Burak’la çok mutluyuz”

“Sevdiklerimize tutunuyoruz”


- Çalışmadığınız zamanlarda neler yapmayı seversiniz?

Aslında bunu herkes biliyor artık; dizi çekersen çok fazla boş vaktin olmuyor. Ama kalan zamanlarda sadece sevdiklerime zaman ayırmaya çalışıyorum. Gerçekten sadece ailemle, arkadaşlarımla, sevdiğim insanlarla zaman geçirmeyi seviyorum.

- Kendinize de zaman ayırabiliyor musunuz?

Aslında insanın kendine dönmesi gerekiyor, temel noktası bunun huzurlu olmak. Bu kadar hızlı ve tempolu çalışırken huzuru nasıl buluyorsan, ruhunu nasıl dinlendirebiliyorsan onu yaşamak gerekiyor. Bu bazen klasik gelse de spor yapmak, enerji atmak, bazen sadece dingin bir gün geçirmek, sevdiklerinle arkadaşlarınla bir arada olmak, sohbet etmek oluyor. Bu dönem dönem değişiyor ihtiyacın ne yöndeyse.

- Geçtiğimiz günlerde Burak (Özçivit) beyle nişanlandınız, tebrik ederim. Güzel bir yolun başlangıcını yaptınız, neler hissediyorsunuz?

Çok mutluyuz tabii ki. Bütün ömrünü bir arada geçirmek istediğin insanla böyle bir adım atıyor olmak
çok mutluluk verici.

“Her rol bana heyecan veren yeni bir keşif”

“Sevdiklerimize tutunuyoruz”

- Bu arada diziniz “Ölene Kadar” da devam ediyor. O nasıl gidiyor?

Güzel, keyifli gidiyor. Çok güzel, farklı, benim uzun zamandır yapmak istediğim tatta bir iş. Severek çalışıyoruz. Çok uyumlu bir ekibimiz var.

- İleride canlandırmak istediğiniz farklı bir karakter var mı?

Aslında canlandırdığın her karakter sana yabancı oluyor ilk etapta. Yaşadığı şeylerin çok radikal olması gerekmiyor, seni cezbetmesi ya da çekici gelmesi için. Her girdiğin rolde şunu görüyorsun; o karakterde olanlar sende yoksa daha da cezbedici bir hal alıyor. O yüzden şunu oynamak isterdim gibi bir düşüncem olmadı. Bana her gelen rol, yeni baştan keşfettiğim, bana heyecan veren, tanımaya çalıştığım roller. “O rol benle ne kadar örtüşüyor ya da farklıkları neler?”, bunların keşfine çıkmayı seviyorum.