Sünnet şöleninde rap konseri

Manga Pursaklar'daydı can.dundar@e-kolay.net Topluluk üyeleriyle de tanışmıştık.Ben de konserlerine gide gele ısınmıştım bu genç topluluğa ve onların farklı müzik türlerinden sentezlenmiş sert müziğine..."Bitti Rüya", "Bir Kadın Çizeceksin" dilimden düşmez olmuştu.İlkokul çağındaki çocuklardan orta yaşlılara kadar genişleyen bir yelpazeye hitap edebilen bu beşlinin, sisteme kafa tutan bir tavrı vardı."Ne olacaksın büyüyünce?" sorusundan yılmış bir neslin sesiydi onlar...1980 arifesinde doğmuşlardı ve "Her şeyin bir fiyatı vardır" zihniyetine "Satılık değiliz, bunu böyle biliniz" diye meydan okuyorlardı.Suskun bir nesli "Piyasaya teslim olma. Çık kabuğundan, bunalımdan kurtul, göster kendini" diye sarsıyorlardı.Piyasa onlardaki ışığı çabuk fark etti. Ve o ışığa yatırım yaptı.Ankara Limon Bar'dan Manga müdavimi olanlar, sevdikleri grubu TV'de bir dondurma markasının turne tanıtımında dinler oldular.O sayede Anadolu'ya açıldı Manga... Hayran kitlesini genişletti.Artık sürekli turnelerde o konserden bu konsere koşturuyorlardı.Merakla beklenen ikinci albümleri bu yüzden geciktikçe gecikti. Oğlumla Manga konserine gittik önceki hafta sonu... Manga onun favori grubuydu. Albümünü sürekli dinler, yakınlardaki hiçbir konserini kaçırmamaya çalışırdık. Döneyim konsere... Bunun farklı olacağı belliydi. Çünkü afişlere bakılırsa, AKP'li Pursaklar belediyesinin "toplu sünnet şöleni"nde çalacaklardı.Manga müziğini bilen herkesi şaşırtacak bir buluşmaydı bu..."Kaçmaz" dedik ve Pursaklar'a gittik.Belediye geniş bir alanına sahne kurmuş, Pursaklar halkı gün batmadan meydanı ve meydana bakan yamaçları doldurmuştu.Alandaki kadınların yüzde 90'ı örtülüydü.Ortalıkta "Maşallah"lı sünnet elbiseleriyle "yeni kesim" oğlanlar dolaşıyor, bir belediye görevlisi kutudan avuçladığı gofretleri çevreye saçıyor, bir TIR'ın içinden çocuklara hediye toplar atılıyor, onlar da yakalayabilmek için çığlık çığlığa zıplıyordu.Alanın girişine kurulan köfteciden kesif bir duman yayılıyordu.Sahnenin arkasında belediye başkanının dev bir posteri asılıydı.Ankaralı Coşkun sahneden inmiş, Seniye'den şarkılar başlamıştı."Manga çıktı mı?" sorusuna "Kim ki onlar?" yanıtını aldık. Sünnet şöleninde Şarkılar bitince başkan sahneye geldi ve sahneye yağdırılan ışık seli altında icraatın içinden konuşmasını yaptı.Ardından bir palyaço, annelerden "Çocukları ortadan almalarını" rica etti. Çocuklar homurdanarak annelerinin kucağına gitti.Manga'nın sahne alması beklenirken teypten Serdar Ortaç'ın sesi yükseldi. Alandaki kızlar birden "binlerce dansöz" haline dönüşüverdi.Ak saçlı simitçi başında tablası ile göbek atıyor, sünnet çocukları kenarda ağlıyor, daha küçükler annelerinin kucağında uyuyordu. Saat 22.30 olmuş, Manga hâlâ gelmemişti.Bekleyen kitle sıkılmış, yamaçtakiler dağılmıştı. Anneler kucaktaki çocuklarını taşıdı; sakallı babalar, kanları kaynamaya başlayan örtülü kızlarını sert uyarılarla eve çağırdı.Alanda kalan çoğu erkek gençler ıslıklayarak tepkiye başladı. "Binlerce dansöz var" Manga nihayet geldiğinde alanın dörtte üçü boşalmıştı. Kalan gençlerin yarısı yuhalarla, yarısı çığlıklarla karşıladı grubu...Rock gitarı, rap vokallerine karışırken grubun solisti Ferman sahneye fırladı ve Manga gürledi.O sırada arkadaki perdede savaş karşıtı bir klibin görüntüleri zuhur etti. Bush'lu Blair'li o görüntülerin yanında Pursaklar belediye başkanının dev portresi dalgalanıyordu."Sünnet şölenine hoş geldiniz" yazısının üstünde "Soracağız artık hesap verecekler / Manga geliyor" diye haykıran gençler vardı ve onların yarattığı heyecan dalgasıyla alandakiler de plastik sandalyelerin üzerine fırlayıp kafa sallamaya başladı.Biraz önce göbek atan ak saçlı simitçi rap'e döndü.Kenarda bekleşen başörtülü kızlar kımıldadı. Gençten bir kız "Cem evlen benle" pankartını kaldırdı.TIR'dan yeni toplar atıldı.Taşrada bir rock konseri böyle başladı. "Manga geliyor!" Manga'nın macerası, konservatuarda okuyan ve 7 telli gitar çalan "Yamyam" lakaplı Yağmur'un barlarda başkalarının şarkılarını söylemekten bıkıp "Kendi şarkılarımızı söyleyelim artık" demesiyle başladı. Önce bas gitarcı Orçun'la konuştular bu fikri... 2001 sonlarıydı. Ankara'daydılar. "Sert bir şeyler" çalmak istiyorlardı.Perküsyon için Özgür'e ulaştılar; Konur Sokak'taki Engürü kahvesinde randevulaştılar. Özgür, Ankara Üniversitesi'nde astronomi okuyordu. Ankara'nın Gölge gibi gözde barlarında çalıyordu. O da grup kurup dağıtmaktan yorulmuş, kendi bestelerini çalma derdine koyulmuştu. Buluşmaya takım elbiseyle geldi. Yağmur ve Orçun "İşi amma da ciddiye almış" diye düşündüler. Oysa o gün bir nikaha davetliydi.Ateşli konuşmalar yapıldı ve "Hiç denenmemişi deneyecek bir grubun" temelleri o gün orada atıldı.Eskişehir'de İş İdaresi okuyan Efe çevrede turn-table'ı olan tek tanıdıktı. Çalmayı bilmiyordu ama "Ne var, öğrenir"di. Hemen gruba alındı.Ardından birkaç vokalist denediler. Özgür'ün de çaldığı "70'lik" grubunun vokalisti Ferman, içlerinde en iyisiydi. Gazi'de mimarlık okuyordu. Rap söylüyordu. Harika söz yazıyordu. Daha ilk denemede çekinmeden ve öyle içten söyledi ki etkilendiler.Orçun "Adam iyi böğürüyor abi" dedi."Tamam, alalım o zaman" kararına vardılar. İşte beşli tamamlanmıştı. Manga'nın öyküsü İşin ilginci, hepsi alternatif rock'ın farklı bir türünden hoşlanıyordu:Özgür caza meraklıydı. Efe hip-hop ve elektronik müzik seviyordu. Ferman metal kökeninden geliyordu.Bu değişik tatlardan ilginç bir sentez yarattılar. Rap vokalleri metal namelerine karışmıştı. Elektronik altyapı üzerinde farklı bir akort sistemiyle, rap süratinde isyankar sözler söylüyorlardı.Ortak zevkleri olan Japon çizgi romanlarının adı "Manga", gruba isim oldu. İlk olarak ODTÜ'nün amatör topluluklar festivalinde boy göstereceklerdi. Tam o dönemde Orçun "Ben evleneceğim" diyerek ortadan kayboldu. Ferman, Bilkent'te okuyan Cem'i getirdi. Ve 2001 Mart'ında ODTÜ Mimarlık amfisinde, Mor ve Ötesi'nin ön grubu olarak ilk resmi konserlerine çıktılar. Daha o kadar yeniydiler ki Ferman henüz oturmamış kimi sözleri uydurarak söyledi.2002'de Show TV'nin "Kendi şarkını söyle" yarışmasına katıldılar. Kazananlara albüm yapılacaktı. Üç hafta çok lüks bir otelde ağırlanıp yarışmaya hazırlandılar. İlk defa TV'de canlı çaldılar. Göz doldurdular. Sadece birinciye albüm sözü verilen yarışmada ikinci olabildiler.Şimdi bir yandan Ankara Limon Bar'da çalıyor, bir yandan da albüm için besteler yapıyorlardı. Bazen yol parasını kendi ceplerinden verip konserlere gidiyorlar, organizatörler istemese bile Vega vs. gibi sanatçı dostlarının desteğiyle sahne alıyorlardı.2,5 sene süren bu bar çalışması onlara büyük deneyim kazandırdı. Sahnede piştiler Ve beklenen oldu, Rock İstanbul'da Sony tarafından keşfedildiler.Çıkacak albümün bestelerinden albüm kapağına, maskot Spa'nın yaratılmasından kliplerin tasarlanmasına kadar her şeyiyle kendileri uğraştılar. Çocukluklarında severek izledikleri Robotec, Voltran, Akira gibi gözde bilgisayar animasyon kahramanlarını öne çıkarmışlar ve çok genç bir hayran kitlesini daha baştan garantilemişlerdi.2004'te çıkan ve "Masrafını kurtarsın yeter" denilen albüm 100 binlik satış rakamına dayandı. Hiçbir gruba ilk albümde kısmet olmayacak bir rakamdı bu...Artık konser teklifi yağıyordu. Gittikleri konserlerde "Biz hâlâ o Limon barda söyleyen çocuklarız" deseler de işin büyüdüğünü kendileri de görüyorlardı.Turnelerden yeni albüm çalışmasına fırsat bulamadılar. İlk atışta başarı Uzun süredir onlardan albüm bekleyenler, grubun yeni piyasaya çıkan "Manga+" albümüyle herhalde biraz hayal kırıklığına uğramışlardır.Bu, ilkinin yeni baskısı idi. Albüme, dört video klibinin DVD'si ve iki yeni şarkı eklenmişti:Biri Cem Karaca'ya saygı albümünde çaldıkları "Raptiye Rap Rap"; diğeri de Yağmur'un "Kandırma Kendini" parçası...Mangaseverler olarak kendilerinden hâlâ gerçek bir yeni albüm ve "Limon tadında" konserler bekliyoruz. Kandırma kendini