Taksilerde elektrik devri

İlk lansmanda renkleri mavi olarak tanıtıldı, lüks tarife geçerli olacak dendi, maliyeti tam olarak belli değildi. Geçtiğimiz hafta ise elektrikli taksiler sarı renkte, normal tarifeyle İstanbul sokaklarıyla buluştu. Dışardan baktığınızda ayırt edemediğiniz ancak bindiğinizde muazzam konfor hissi yaratan Renault Zoe marka elektrikli taksiyi Levazım’daki Taksi Park durağına giderek deneyimledik, şoförleriyle konuştuk. Yazının henüz başlarındayken verebileceğim en güzel müjde, yoldaki tüm çukurları ve asfaltı hissetmeye son veren bir araba modeli olduğu...

Kadınlar tercih ediyor

Elektrikli taksilerden İstanbul’da şu an sadece üç tane var. Dışarıdan bakınca elektrikli taksi olduğu anlaşılmıyor ama bindiğiniz anda, şoföre soracağınız bir sürü sorunuz olacağından eminim. Üç taksiden birinin şoförü olan Fehmi Hamamcı’nın şikayeti de tam bu yönde: “İlk zamanlar hoşuma gidiyordu, her müşteriye ince ince anlatıyordum, şimdi bıkkınlık geldi. Her binen numaramı istiyor, özellikle kadın müşteriler bu arabayı tercih etmek istediklerini anlatıyor. Nereden anlıyorlar ben de şaşırıyorum ama müşteri biner binmez fark ediyor. Dün Gaziosmanpaşa’daydım, mahalledeki çocuklar arabanın etrafını çevirdi, ‘Abi bir bakalım’ diyorlar, sağını solunu kontrol ediyorlar.”

Müşteriler haklı, araba oyuncak gibi. Ne çukuru hissediyorsunuz ne motor gürültüsünü... Marşa basılmamış araba hissiyatında İstanbul trafiğinde yolculuk etmek bugünlerde herkes için büyük lüks. Aracın müşterilerden ziyade şoförler için de başka bir rahatlığı var: Otomatik vitesli olması. Sol ayağına, tüm gün debriyajın üstünde olmasından dolayı kramp giren şoförler, en çok bu özelliğe seviniyor. Eğer bir defa da olsa lunaparkta çarpışan araba kullandıysanız, ne demek istediğimi tam olarak anlayabilirsiniz.

İstanbul’da 60 tane istasyon var

Şoförlerin yüzünü güldüren bir diğer ve asıl özellik de yakıt parasından kurtulmuş olmak...
Gelelim işin teknik kısımlarına. Nasıl çalışıyor, ne kadar elektrik harcıyor, yolda kalma ihtimali var mı? Şu an bu arabalarla yolda kalmanız mümkün değil. Büyükçekmece’den Tuzla’ya kadar 60 tane şarj istasyonu bulunuyor, tüm AVM’ler buna dahil.
Türkiye genelinde ise istasyonlar her geçen gün çoğalıyor. Herhangi bir arıza ya da elektriğinizin bitmesi durumunda da ücretsiz yol yardımı gelip sizi alıyor. Araba otomatik olduğundan vurdurarak çalıştırma ve peşinden iki-üç kişi ittirme tekniği eskilerde kalacak gibi gözüküyor.

1.5 saatte şarj oluyor

1.5 saatte yüzde 100 şarj olan araçlar 300 kilometre yol gidiyor. Aynı yakıtlı araçlardaki gibi direksiyonun arkasındaki ekranda yüzde kaç şarjı kaldığı ve kaç kilometre daha yol gideceği görünüyor. Taksiciler gün içinde yaptıkları yol nedeniyle “300 yerine 400 kilometre olsaydı çok rahat ederdik” diyor. Taksiler yapılan anlaşmaya göre beş yıl boyunca elektriğe para ödemeyecek. Sonrasında ise 300 kilometre yol için aracı şarj etme ücretinin 7-8 lira olacağı konuşuluyor.

Arabanın tüm aksamı elektrik sistemiyle çalışıyor. Motor bakımı, yağ değişimi, yakıt filtre değişimi derdi yok. 20 bin kilometrede bir servise gidiyor, gerekli kontroller yapılıyor. Yakıt tüketmeyen, çevreyi egzosuyla kirletmeyen bu doğa dostu araçları birkaç kez kullandıktan sonra sizin de hususi aracınızı elektrikliyle değiştirmek için kafanızda soru işaretleri oluşmaya başlayacak.