"Türk tasarımı kaynıyor"

Wallpaper dergisi 10'uncu yılını kutlarken, çeşitli ülkelerden seçtiği tasarımları 6-10 Nisan tarihleri arasında Milano'daki Armani'nin showroom'u Armani Teatro'da sergiledi. "Emerging Design From Around The World" (Dünyada yeni ortaya çıkan tasarımlar) adlı sergide Avusturya, Benelüks ülkeleri, Brezilya, Kanada, Hindistan, Japonya, İskandinav ülkeleri, Güney Kore, İspanya ve Türkiye'den tasarımcıların birer ürünü yer aldı. Türkiye'den Mehmet Ermiya, Ömer Ünal ve Alper Böler, Ela Cindoruk ve Burcu Büyükünal, Halide Didem, Erdem Akan, Nazan Sigaher, Can Yalman, Kunter Şekercioğlu ile Hande Varsat'ın tasarımları sergilenmeye değer bulundu. Hisar için hazırladığı Şah koleksiyonu sergilenen Can Yalman sergiyi ve Türkiye'de tasarımın yerini anlattı. Dünyayı gezen editörleri var. Onlardan biri Türkiye'ye gelmişti ve ETMK'nın (Endüstriyel Tasarımcılar Meslek Kuruluşu) internet sitesine tasarımcıların ürünlerini görmek istediklerine dair bir e-posta atmışlardı. Onlara resim gönderdik. O resimler doğrultusunda Türkiye'den 10 tasarımcı seçmişler. Wallpaper sizi nasıl buldu? Zen ve Flow lavabolarını, piknik setini, Mamba çatal bıçak setini de göndermiştim. Onlar Şah'ı seçtiler. İçlerinde Türk esintilerinin en fazla ortaya çıktığı tasarım buydu. Bu koleksiyonu hazırlarken, bizim ekipten Korkut Tuğcu'nun Selçuk harabelerine yaptığı bir ziyarette çektiği taş oymalarının fotoğraflarından yola çıktık. Selçuklu formlarını, biraz da eski Türk kaşık formlarıyla birleştirip bu seriyi ortaya çıkardık. Wallpaper dergisine sadece Şah koleksiyonunu mu gönderdiniz? "Dünyada kimlik arayışı var" Burada Türkiye gibi tasarımla yeni buluşan ülkeler de var, çok eskiden beri tasarım yapan İskandinav ülkeleri de. Wallpaper bu ülkeleri bir araya getirip buralarda yapılan tasarımın yerel mi yoksa global mi olduğunu sorguluyor. Seçim yaparken derginin göz önünde bulundurduğu neydi? Ülkenin kimliğini biraz yansıtan ürünler. Mesela Kanada'da biraz daha naturel, ahşap ürünlere ağırlık vermişler, İskandinav ülkelerinden daha yalın, Japonya'dan grafik ve kağıt ağırlıklı ürünler seçmişler. Yine de çok klasik bir ürün seçmemişler. Kendi ülkesindeki yerel kimliği alıp onu bir şekilde farklılaştırabilmiş tasarımlar seçmişler. Benim ürünümdeki Selçuklu ezgilerini de detaylı incelediğinizde yakalamak mümkün. Seçtikleri ürünler yerel mi, yoksa global mi? Dünyada kimlik arayışı var. Minimalist tasarımlar artık insanların ilgisini çekmiyor. Her ürün birbirine benzediği zaman, ürün kişiliğini ve değerini kaybetmiş oluyor. Artık insanlar üründe gerçekten bir farklılık arıyor. Türkiye şu anda kaynıyor. Burada çok iyi tasarım yapılıyor ve yurtdışında da bu yavaş yavaş fark ediliyor. Bir dönem mimari ve dekorasyonda aşırı minimalist bir akım vardı. Şimdi kültürel detaylar önem mi kazanıyor? "Kalite arttı" Türkiye'deki sanayi bir süre kopya ürün yaptı, üretimi öğrendi. Sonra kaliteli ürün yapmayı öğrendi. Şimdi artık ürünü veya şirketleri ön plana çıkaracak olan, kendi markasını yaratmak. Bunu yapabilmenin yolu tasarımdan geçiyor. Şirketler eskiden, oradaki beceri ve bilgi birikimi çok fazla olduğu için yabancı tasarımcılarla çalışıyorlardı. Ama artık Türkiye'deki tasarım kalitesi arttı ve çok güzel işler yapan genç nesil tasarımcılar var. Daha önce Türkiye'de ne tasarıma ne de Türk tasarımcılara değer verilirdi. Değişen ne oldu? Sürat teknesi de tasarlıyor Newmarine için beş tekne tasarladım. Şu anda Cigarette Racing adlı sürat teknesi yapan bir Amerikan firması için bir tekne tasarımı yapıyorum. Rockale için Zen ve Flow lavobolarını yaptım. Şu an iki yeni seri üzerinde çalışıyoruz. Kale Seramik ile bir fayans çalışması yapıyorum. Yakında çıkacak. Daha önce başka ne gibi ürünler tasarladınız?