08.11.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Gizem Coşkunarda - gizem.coskunarda@milliyet.com.tr
Son seçimlerin en büyük kaybedenlerinden biri de araştırma şirketleri oldu. Araştırma şirketleri, Ak Parti’nin oylarının 1 Kasım’da
7 Haziran seçimlerine göre artacağını tahmin etmişlerdi ancak Ak Parti oyları için yüzde 43 civarı oranlar vermişlerdi. Aralarından yalnızca bir tanesi, Adil Gür’ün şirketi A&G, Ak Parti’nin oy oranı konusunda ortaya çıkan sonuca en yakın tahminde buldu.
Peki anket şirketlerinin ilk defa bu kadar büyük oranda yanılmasının sebebi ne olabilirdi? Siyaset Bilimci Prof. Dr. Ali Çarkoğlu ve yine Siyaset Bilimci Prof. Dr. Yılmaz Esmer’le seçim anket sistemlerini konuştuk. Onlara göre araştırma şirketlerinin kullandığı kota örneklemi seçim sonuçları için kısa sürede fayda sağlamıyor. Yani bu örneklemle yapılan anketlerin sonucunda araştırma firmalarının yanılması çok normal.
ANKETLER yalnız yapılmalı
Türkiye’de bu tür araştırmaların yüz yüze görüşmelerle bir-iki gün içinde bitirilmesi imkansız. Üstelik bazı yerlerde kasabaya girme yasağı var, çıkma yasağı var. Bazı yerlerde ise sokağa çıkmak yasak. Siz oraya nasıl anketör göndereceksiniz? Görüşme yapmanın kurallarından birisi de mümkün olduğu kadar konuşmaları yalnız yapmaktır.
Cevap verme oranı önemli
Cevap verme oranları da çok önemli bir husustur. Cevap verenlerle vermeyenler farklı kitleler olurlar ve siz cevap vermeyen kitleyi ankete dahil etmemiş olursunuz. İdeal olan tüm örneklemenin cevap vermesidir fakat bu, dünyanın hiçbir ülkesinde başarıya ulaşmamıştır. Hiç olmazsa yüzde 70’i cevap veriyorsa size yakın sonuçlar elde edebilirsiniz. Cevap vermeyenlerin ise oy verdiği parti, oranı en az tahmin edilebilen partidir. Yıllar önce bu komünist parti seçmenlerinde gözlemlenirdi, konuşmak istemezlerdi.
Anketörler güvenilir olmalı
İşin başarılı olması için önemli bir husus da anketörlerdir. Eğer anketörlerinize güvenemezseniz, isterseniz dünyanın en iyi örneklemini alın başarılı sonuca ulaşamazsınız. Anketörlerinizin yapmadığı anketi yapmış gibi göstermesi büyük yanlışlara sebep olur. En az lise mezunu ve üniversite öğrencisi ya da mezunu arıyorlar ama bir gündelikçinin kazandığı paranın daha azını veriyorlar. Bu da işin ayrı bir yanı.
künyelerde yeterli bilgi yok
Araştırmalarda en büyük sıkıntı metodolojileri hakkında bilgi sahibi olmayışımız. Araştırmanın künyesini açıklıyoruz diyorlar ama künye filan değil. “Türkiye’yi temsil eden 2 bin bilmem kaç seçmenle konuştuk” diyorlar. Teşekkürler ama buradan metot filan çıkmaz. Yüz yüze mi yoksa telefonla mı yapıldı bu iş. Bunu bile tüm şirketler açıklamıyor. Telefonla yapıldıysa mesela, iyice sorunlu hale geldi demektir. Bazı insanların sadece cep telefonu var, bazılarının ise az da olsa ev telefonu da cep telefonu da yok. Onun için üç telefonlu bir yerin örneklemesini 3’le çarpıyorsunuz tek telefonlu yere göre. Hiç telefonu olmayan yerleri de elemiş oluyorsunuz.
KOTA ÖRNEKLEMİNDE hata payını bilemezsiniz
Her zaman anketlerde hata payı olur ancak anket şirketleri tarafından medyaya yanlış bilgiler veriliyor. Hata paylarında +2 ve -2 bandında yanılma paylarının olduğunu söylüyorlar. Bunların neredeyse hepsi kota örneklemi denen örneklem yöntemiyle çalışıyorlar. Kota yönteminden hata payı hesaplanamaz. Yüzde kaç hata payınızın olacağını bilemezsiniz. +2, -2 diye söylüyorlar devamlı ama hakikaten ayıp oluyor.
Türkiye gibi bir ülkede BASİT ÖRNEKLEM alamazsınız
Kota örneklemiyle yapılamaz diye bir şey yok tabii. Belli kurallarla uygun olarak yakın sonuçlar verebilir. Akademik olarak kabul edilen örneklem sistemi kota değil, tam rassal örneklem yöntemidir. Onun hata payı da yüzdelere göre ayrı hesaplanır. Türkiye gibi 50 milyon seçmeni olan ve büyük yüzölçümüne sahip bir ülkede basit örneklem alamazsınız. Mutlaka aşamalı olmak durumundadır.
İki günde bitmesi İmkansız
Ortada ciddi bir örneklem hatası var. Avrupa’yla yaptığımız ortak araştırmalarda kural dört defa ziyarettir, anketi yapana kadar. Bunun getireceği zaman ve maddi masrafları düşünürseniz, iki günde bitmesi zaten imkansız. Kimseyi de suçlamıyorum bu konuda ama olmayacak iş bellidir.
ARAŞTIRMA İÇİN SÜRE YETERLİ DEĞİL
Kota örneklemi uygulanmazsa onun yerine Türkiye şartlarında, kampanya süreci içinde yapıp biterebileceğiniz bir araştırma rassal örneklemle yapılabilir mi? Benim kanaatim yapılamaz çünkü kampanya dört hafta ya sürdü ya sürmedi. Ve o zaman zarfında da kampanya bombalı saldırılar gibi pek çok nedenle durdu. Araştırma şirketleri isteseler de bu zaman zarfında bunu yapamazlar. Araştırmaların künyesine baktığınız zaman sürenin iki ile beş gün arasında değiştiğini görüyoruz. Bu süre yeterli değil.
Eğilim hakkında fikir verebilir
Araştırma şirketleri bana diyor ki: “Hocam İngiltere de kota örneklemi uyguluyor.” Tamam ama bunun esas sebebi kısa zaman içinde bu işi bitirme merakıdır. Arka arkaya çok araştırma yaptığınız zaman eğilimlerin nereye gittiğini kestirebilmek için belki fikir verebilir.
DOĞUDA GÖRÜŞME YAPABİLDİNİZ Mİ?
Kotalı ya da rassal hiç fark etmez, tahmininizi konuştuğunuz insanlardan aldığınız cevaplar üzerine kuruyorsunuz. Doğuda anket yapmanız gerekiyor ve orada olağanüstü haller yaşanıyor. Yapabildiniz mi? Sorulduğu zaman “Evet, görüşüyoruz” diyemediler. “Şu illere, şu ilçelere gitmek istedik. Fakat burada güvenlik nedeniyle görüşme yapılamadı” deseler kabul edilebilir. O zaman da o iller dışarıda bırakılıp ona göre bir analiz yapılacaktı. Dolayısıyla aslında biz seçime girerken bu seçimin sonucunun nasıl çıkacağı hakkında anlamlı bir tahmin yapabilecek veri toplama yeteneğinden mahrumduk.
Seçmen doğru cevap vermeyebilir
Soru temelli yaptığımız araştırmalarda aslında insanların o sorunun cevabını biliyor varsayımı altında hareket ederiz. Bilmemesi doğaldır. Vatandaşlık görevi olduğu için seçime gideceğini söyler ama o gün gidip gitmeyeceğini bilemez. İkinci sebep bilse de size söylemeyebilir. Hangi partiye
oy vereceğini söylemek istemeyebilir. Ayrıca bu görüşmeler bire bir, odada mı yapılıyor yoksa mahallelinin gözü önünde mi? Araştırmalar kapalı kapılar ardında yapılmıyor. Dolayısıyla seçmen her zaman doğru cevap vermiyor.
Şirket araştırmanın sahibi olamaz
Örneğin siz bir araştırma sonucunu kamuoyuyla paylaşıyorsanız sadece künyesini değil, aynı zamanda bu araştırmanın kimin için yapıldığını da paylaşırsınız. Bir araştırmanın sahibi yoksa araştırma şirketi onun sahibi olamaz. Çünkü sonuç olarak bu bir ticari operasyon. Buna rağmen A şirketi, B şirketi kendi kamu ilişkilerini, imajını desteklemek için kendine bunu vazife bilip gerçekten yapıyor olabilir. Yine de bunun ne amaçla yapıldığının net bir şekilde paylaşılması gerekir. Sahibi olmayan bir araştırmanın inandırıcılığını şüpheli buluyorum.
Araştırmaların künyeleri önemli
Künye size araştırma kaç ilde yapıldı, bu iller hangileri gibi açıklamalar vermeli. Hepsinin televizyonda zikredilmesi gerekmeyebilir ama alttan yazı geçilebilir. Ya da bir araştırmanın künyesini aradığınız zaman görebilmeniz lazım. Bulduğunuz zaman da bilimsellikten uzak bir sürü şey oluyor. 81 il var Türkiye’de ama 17 ilde araştırma yapıyorlar. Niye 17 il de 50 il değil? Gerçek anlamda rassal bir örneklem çektiğiniz zaman 50’nin altında ile gitmeniz mümkün değil. 200 tane blok seçmeniz gerekiyor. Eğer her blokta 20 değil de 10 görüşme yaparsanız 400 bloka gitmeniz gerekiyor. O 400 bloku 81 ilden rassal seçerseniz o 81 ilin 79’una giderseniz. Rassal örneklem çekmenin getirdiği iki kısıt vardır; mali kısıt ve zaman kısıtı.