Pazar “Van Denizi”nde mekanik canavarlar

“Van Denizi”nde mekanik canavarlar

27.07.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:

Van Gölü’nü geçen hafta sonu istila eden 225 beygirlik mekanik canavarların pilotlarına göre offshore yarışına katılmanın büyük bir maliyeti yok

“Van Denizi”nde mekanik canavarlar

Architon Türkiye Offshore Şampiyonası‘nın dokuzuncu ayağı geçen hafta sonu Van Gölü’nde düzenlendi. Artı-eksi 10, 225 beygir motora sahip özel yapım katamaran teknelerin yarıştığı Türkiye şampiyonası, en renkli fotoğraflarını oralıların deyişiyle “Van Denizi” yarışlarında verdi.
Yarış ve öncesini bazen Vanlı izleyicilerin içinde, bazen de pilotların, yarış destek birimlerinin arasında takip eden bu satırların yazarı da, tarihi etkinliğe ayrıcalıklı bir konumdan tanık olmanın gururunu yaşadı.
Yarışın cumartesi günü İskele’deki ilk etabında ve pazar günü Edremit’te düzenlenen ikinci etabında sıralama aynıydı; birinci olan Stihl’i, Miele ve Marmaris Yacht Marina izledi.
Dedikoduların aksine binlerce Vanlının büyük ilgi gösterdiği ve “Bu yarış her yıl burada düzenlensin” dediği organizasyon birinci gününün en dikkat çeken olayı, Finlandiya adına yarışan Lotus Jeans teknesinin, Marmaris Yacht Marina teknesiyle çarpıştığı andı. Çarpışmadan sonra Lotus Jeans’in tecrübeli pilotları Jane ve Karina Koho tekneyi iskele işlevi gören pontonun üstüne çıkararak batmaktan kurtardılar.

“Kahrolsun sınıf ayrımı”
Seyirci cephesindeyse en çok dikkat çeken olay, VIP seyirciler için ayrılmış bölümü işaret eden Vanlı bir gencin “Orası burjuvalar için”diye yakınmasına, arkadaşının verdiği “Kahrolsun sınıf ayrımı” yanıtıydı.
Yarışın Edremit ayağında da sıralama değişmedi. Sahili dolduran binlerce Vanlının coşkusu ancak bir gün önceki coşkuyla kıyaslanabilirdi. Bir gazetede yayımlanan “Vanlılar, kentte geçit yapan tekneleri taşladı” haberi, Vanlıların sevgisini doping olarak algılayan yarışçıların mücadele azmini daha da kamçıladı.
Offshore şampiyonasında takımlar, ikişer kişilik ekiplerden oluşuyor. Biri (driver) teknenin yönünü  belirlerken, diğeri (gazcı) gaza basıyor. Takımların dikkat çeken özelliği, bazı üyelerinin birbirlerine yakınlıklarının “karı-koca”, “abi-kardeş” düzeyinde olması. Saygın işadamlarından oluşan ekipler bir turne olarak algılanabilecek yarışlara ailece gidiyor. 

“Van Denizi”nde mekanik canavarlar


“Su dalgalıydı, denizde yarışmak gibiydi”

Miele takımının gazcısı olan iki çocuk annesi Berna Muhlbauer‘in asıl mesleği İngilizce öğretmenliği.  Offshore’la eşi sayesinde tanışan Muhlbauer, çocuklarının kendilerine mani olmadığını belirtiyor. Pilot Josef Muhlbauer, Türk-Alman Kitabevi’nin sahibi. Tekne yarışlarına 1994’te başlayan Muhlbauer, Yupi diye de tanınıyor.
Yupi ikinci gün yarışını şöyle özetledi: “Su çok dalgalıydı, denizde yarışmak gibiydi. Rakımın yüksekliği motoru da olumsuz etkiledi ancak ikinci olduğumuz için mutluyuz. Van bu yarış için mükemmel bir yer, Kemer’den farkı yok. Destek olursa, burası önemli bir turizm merkezi olur.”
Josef ve Berna Muhlbauer çifti, yarışlara çocukları Fatoş (6) ve Franz İbrahim’i (2) de götürüyor. Bu yarış ortamında büyüyen çocukların da yarışçı olmaktan başka bir alternatifi yok galiba. Teknesini Tuzla’daki garajında kendisi yapan ve siparişle satış için yılda iki tekne imal eden Yupi, çocukları için 10 beygir motora sahip bir yarış teknesi üretmiş, onlara bu işi öğretiyormuş.
Bu arada Yupi, bu yarışta yer almanın hiç de korkunç bir maliyeti olmadığını söyledi. Yupi 10 bin dolara mal edilebilecek bir tekneye, 10-15 bin dolarlık bir motor takıldığında yarışa hazır hale gelebileceğini, gerisinin yarışmacı adayının cesaretine ve sponsor desteğine kaldığını belirtti.

“Yüksek rakım bizi de olumsuz etkiledi”
Kerem Tuncer sponsorları olan Stihl firmasında çalışıyor. Tuncer sezonun yedi yarışının yedisini de birinci pozisyonda tamamlayarak iddiasını ortaya koydu. Alpay Akdilek ise Stihl ürünlerinin Türkiye distribütörlüğünü yapıyor. İkili, aslında “üvey” düzeyinde de olsa bile abi-kardeş. Onlara turnuvada birinciliği getiren uyumları da belki de bu akrabalık bağından kaynaklanıyor.
Kerem Tuncer, Van Gölü’nde yarışın farkını şu cümlelerle anlattı: “Yarış yavaş geçti. Normalde saatte 90-95 mil hız yapabilirken, buradaki hızımız suyun sodalı olması yüzünden 65-70 milde kaldı. Yüksek rakım bizi de olumsuz etkiledi ancak yarış çok zevkliydi.”