Pazar “Ya patron, haydi gel arabesk yapalım”

“Ya patron, haydi gel arabesk yapalım”

30.05.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:

Şevval Sam dinleyicilerini şaşırtarak bir arabesk albümle geldi. Kalan Müzik’ten çıkan “Has Arabesk”te 70’lerin sound’una göre düzenlenmiş 15 parça var

“Ya patron, haydi gel arabesk yapalım”

Müzik hayatına alaturka ile başlayıp deneysel çalışmalarla devam eden, yolunu Karadeniz türkülerinin ardından cazdan da geçiren bir şarkıcının yeni durağı ne olabilir?
Şevval Sam’ın bitmek tükenmek bilmez müzikal iştahı söz konusu olunca cevabı tahmin edilemez bir soru. Bugünkü durağı arabesk. Bu hafta içinde Kalan Müzik’ten çıkacak “Has Arabesk” adlı yeni albümünde 70’lerde ve 80’lerde söylenmiş, kimisi hit olmuş, kimisi az duyulmuş ama hepsi bir şekilde iz bırakmış
5 arabesk şarkı var: “Yalnızım Dostlarım”, “Bana Sor”, “Benim Dünyam”, “Bu Şehirde Yaşanmaz”, “Yağmurun Sesine Bak”, “Kırılsın Ellerim”, “Taht Kurmuşsun”, “Bir Kulunu Çok Sevdim”, “İçiyorsam Sebebi Var”, “Anadan Ayrı”, “Sarhoş”, “Eller Aldı”, “Annem”, “Güz Gülleri” ve “Sürünüyorum”.
İlyas Tetik’in düzenlemeleriyle, kuş kondurulmadan, 70’lerin sound’una sadık kalınarak
yapılmış bir albüm bu. Adı üstünde “Has Arabesk” işte...


Nereden çıktı arabesk albüm yapma fikri?
Aslında bizim 10 yıl önceki hayalimizdi Hasan’la (Saltık). Arada sırada Kalan Müzik’te oturup keyif olsun diye arabesk şarkılar dinlerdik. İki yıl önce bir gün evde canım Bergen dinlemek istedi. Dinlerken Hasan’ı aradım: “Ya patron, haydi gel arabesk yapalım.” Bayağı titizlikle ilerledik, oldu bittiye getirmek istemedik. Çünkü benim için Türkiye’deki arabesk olgusunun altını çizmek de önemliydi. Ben de neden arabesk istediğimi kendi içimde biliyordum ama bunu kulağımla da duymak istiyordum aynı zamanda.

Nedenmiş, buldunuz mu?
Ortaokula kadar hayat bizim için zordu. Hayat şartları biraz düzeldiğinde koleje gitme imkanım oldu ama ben reddettim. Benim için kolej kızları eteğini belden kıvıran, elinde moda dergileriyle gezen zengin aile çocuklarıydı. Bunu reddediyordu zihnim. Ben oğlan çocuğu gibi futbol oynayan, sırtına ceket atan, elinde tespihle gezen bir kızdım. Zincirlikuyu Yapı Meslek Lisesi’ne gittim. Varoşlardan da çok arkadaşım vardı ve ben o dönem yoğun bir biçimde arabesk dinledim. Öyle bir dönem geçirmeseydim herhalde bugün bu albümü yapamazdım.

“Rakı içerken hip hop dinleyemem”

Söylüyor muydunuz dinlerken bir yandan?
Tabii, mesela içki içtiğimiz zaman direkt arabeske bağlanıyorduk. Feleğin çemberine dair çok fazla fikrimiz yoktu, gerçek acıları henüz tatmadığımız, gençliğimizin acı zannettiğimiz o hüzünlü ve sevdalı günleriydi belki bize o şarkıları söyleten.

Şarkıların düzenlemesinde 70’lerin sound’unu tercih etmişsiniz...
Evet ben bu konuda biraz muhafazakarım. Benim ve Hasan’ın kişisel tercihimiz bu. Hani tatlı getirirler, üstüne Hindistan cevizi, fındık, fıstık, badem, kakao, ne bulurlarsa koyarlar da o tatlı olmaktan çıkar ya... Halbuki sadece belki tarçınla yenir. İhtiyacı olan kadar dokunduk şarkılara.

Arabesk hâlâ ara ara “hor görülen” bir tür. Bu bir risk değil mi sizce?
Riski neyle tanımladığınla da alakalı. Ben “Birileri ne der?” diye bir şey yapmadım bugüne kadar. Ben bunları söylemekten keyif alıyorum, benimle paylaşmak isteyen paylaşacak. İnsanlar önyargılarla arabeski hor görüyorlar. Yoksa müzikalitesi çok yüksek, çok tatlı şarkılar var. Bunu küçümseyen başka sebeplerle küçümseyecek ki bu da benim çocukluktan beri karşı olduğum bir sebep, sınıf farklılığı.

Şarkıların sözleri bir hayli umutsuz. Sizce dinleyen depresyona girer mi bunları?
Biz, hüzünle eğlenen insanlarız. En mutlu günümüzde acılı şarkılarla göbek de atabiliriz ya da meyhaneye gidip efkarlı efkarlı içmek bizi rahatlatabilir. Biz bu depresif sözlerle pek depresyona giren bir halk değiliz.

Siz yapı olarak da çok hüzünlü biri değilsiniz değil mi?
Öfkeyle, acıyla, kavgayla beslenen biri değilim. Ama hüzünle eğlenen biriyim bazen. Rakı içerken hip hop dinleyemem. Bizim alışkanlıklarımız var milletçe. Bu da o alışkanlıklardan biri.


“Annem hayatında hiç arabesk dinlememiş”
Anneniz Leman Sam dinledi mi albümü?
Dinledi. Annem hiç arabesk dinlememiş hayatında. Her tarzda ve dilde şarkı söylemiş ve dinlemiştir, arabesk hariç. Şimdi “Senden sonra arabesk de dinlemeye başlayacağım” diyor.

“Senin kadar kimse sevmiyor annem”de duygulandı mı?
Onu dinlemedi daha. Ama ben kendi söylediğime kendim ağladım onu düşünüp. Anneme dair de bir hassasiyetim var, olmaz mı? Hayatımdaki en önemli figür. Müziğe ve hayata dair ne varsa aslında ondan almışım.

Ablanızla şarkı söylediğinizde siz kemancı oluyormuşsunuz küçükken...
79’da küçük şarkıcıların çıkmaya başladığı dönemde bizi de o furyaya dahil etmek isteyenler oldu ve bize iki şarkı getirdiler. Biz tabii ablamla hemen onları ezberledik. Bizimkiler izin vermediği için çocuk şarkıcı olmadık ama o şarkıları söyledik. Ben şarkıya katılmak istediğim zaman ablam “Sen sus, sen kemancısın” derdi. Ara nağmeleri yapıyordum ben. Hâlâ şarkıların ara nağmelerini önce ezberlerim.

“Erkek arkadaşımla caz söylerim”
Erkek arkadaşınız Sarp Maden caz müzisyeni. O ne diyor bu albüme?
Sarp bir cazcı olarak desteğini hiçbir zaman esirgemedi. Ben albümde ona da teşekkür ettim. Çünkü hakikaten bazen egolar çatışabilir, öyle bir şey bizim aramızda zaten yok. O kendi müziğini icra ederken daha muhafazakar ama ben onun bu tarafını seviyorum. Kendini en iyi ifade edebildiğini düşündüğü yerde odaklanıyor. Ben biraz daha ruhu gezgin bir karakterim bu anlamda. Onunla birlikte caz da söylüyorum mesela.

Yazarlar