25.10.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Aydil Durgun - aydil.durgun@milliyet.com.tr
Gelmiş geçmiş en efsane dizilerden biri “Taht Oyunları”, bu konuda itirazı olan yoktur diye tahmin ediyorum. Peki bu dizinin en efsane karakteri? Tartışmaya açık bir konu da olsa birçok takipçisinin Daenerys Targaryen’in yani Emilia Clarke’ın adını vereceği kesin. Çünkü o yanmaz, ölmez, bir atın yüreğini iki lokmada yer, gerekirse koca bir orduya kafa tutar, bir bakışıyla çok can yakar. Bir yandan küçük bir kız çocuğu gibi tatlı, bir yandan soğukkanlı bir katilin özelliklerini sergileyebiliyor ve en önemlisi o ejderhaların annesi!
Bu kız kısa ve yuvarlak hatlı ama...
Clarke’ı Clarke yapan “Taht Oyunları” dizisi. Öncesinde kayda değer bir işi yok denebilir. Kendisi de bunun farkında, “Taht Oyunları kariyerimin yaratıldığı yer, bütün kapıları açtı bana” diyor. Küçük bir kız çocuğuyken, tiyatroda ses tasarımcısı olarak çalışan babasının görevli olduğu bir müzikali izlemeye gittiği ve sahneye âşık olduğu, böylece oyuncu olmaya karar verdiği hikayesiyle büyümüş. Sektörün durumunu bilen babası, kızı oyuncu olmaya karar verdiğinde onu bu dünyanın nasıl bir yer olduğu, para kazanmanın ne zor olduğu konusunda uyarmış: “Öğrenmen gereken tek bir replik var; hamburgerinizin yanında patates alır mıydınız?” Bu dizi olmasaydı memleketinde çalıştığı barda çalışıyor olurmuş hâlâ; verdiği bir röportajında böyle anlatıyor şakayla karışık.
Oyunculuk eğitimini tamamladıktan sonra “Doctors” isimli bir pembe dizide rol almış, bir süre sonra da televizyon için çekilen bir bilimkurgu filminde oynamış ama bugüne kadar kendisi bile görmemiş filmi.
Clarke’ın menajeri dizinin cast direktörünü “Biliyorum bu rol için size uzun boylu, fidan gibi sarışın bir kadın lazım. Emila ise kısa, yuvarlak hatlı ve esmer ama bu kızı mutlaka görmelisin” diyerek ikna etmiş. Sonrasında Emilia işi bitirmeyi başarmış:
“İki sahne oynamam gerekiyordu ve hikaye hakkında hiçbir fikrim yoktu. Hazırlanmak için çok az zamanım vardı. O sürede George R. R. Martin’in kitaplarını okumam mümkün değildi. Ben de her iyi oyuncunun yapacağı gibi oturdum, Wikipedia’dan çalıştım!”
-Canlandırdığı karakterin bol bol seks sahneleri var. Çıplaklık gerektiren seks sahnelerinden çok hoşlanmadığını ama sahne gerektiriyorsa yapabileceğini söylüyor. Ancak ilk sezondaki tecavüz sahnesini çektiklerinde çok zorlanmış: “Ara vermem ve bir fincan çay içmem gerekti (Bir ingiliz olarak çaya bayılıyor). Hatta biraz ağladım bile.”
-Oyuncu olmasaymış müzisyen olmak istediğini söylüyor. Sesi hiç fena değil.
-Motosiklete bayılıyor. Motora binerken kendini çok huzurlu ve sakin hissediyormuş. Şimdilik sadece birilerinin arkasında binmiş ama ehliyet almak istiyor.
-Ona en çok sorulan iki soru şöyle: “Jon Snow öldü mü?” ve “Saçlarını boyamak ne kadar sürüyor?” Bu arada dizideki saçları peruk.
-Kendi ismini Google’da aratmıyor. Dizi çok konuşulmaya başladığı zaman bir kez aratmayı denemiş ve kendisi için şişko bir sürtük yazan yorumu okumuş. O günden beri bir daha kendisini Google’lamamış.