Pazar “Yerküreyi uzaktan görmek için ölmeye bile hazırım”

“Yerküreyi uzaktan görmek için ölmeye bile hazırım”

10.02.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Les Ottomans Otel’in sahibi Ahu Aysal gelecek yıl uzay seyahati yapacak isimlerden biri. Seyahat için gerekli eğitimlerin üçüncü ayağı martta. Aysal: “Eğitimler hakikaten zor. Ama bunlara değecek. Yerküreyi uzaktan görmek için ölmeye bile hazırım”

“Yerküreyi uzaktan görmek için ölmeye bile hazırım”

İlk defa uçağa bindiğinde 15 yaşında bir kız çocuğuydu. Yalnız başına, eğitimi için İngiltere’ye gidiyordu. Küçükken gözünü dikip baktığı “uzaklar”a hiç olmadığı kadar yakındı işte. Olup biten hiçbir şeyi kaçırmamak için kocaman açtığı gözleriyle etrafı incelediğini ve kalbinin deli gibi attığını hatırlıyor şimdi o günleri düşününce. Les Ottomans Otel’in sahibi Ahu Aysal şimdilerde benzer bir heyecan içinde. Aysal, uzay seyahatleri düzenleyen SXC Space şirketinin Türkiye temsilciliğini üstlenen VIP Turizm’e ilk isim yazdıranlardan biriydi. 100 bin dolara mâl olacak uzay seyahati için gerekli eğitimler geçtiğimiz eylülde başladı. Şimdiye kadar F16’larla eğitim uçuşları yapan Aysal eğitimin üçüncü ayağına katılmak üzere önümüzdeki ay Fransa’ya gidecek. Gözünü uzaya diken Aysal bir yandan dünyayı keşfetmeye de devam ediyor. Yılbaşı öncesi Patagonya’ya gitmişti, geçtiğimiz hafta da Uzakdoğu seyahatinden döndü. Aysal’la Les Ottomans’ın uzay köşesinde buluştuk.

Ne aşamada uzay seyahati hazırlıkları?

Eylülde iki denememizi yaptık, diplomalarımızı aldık. Martta üçüncü çalışma için Fransa’ya gidiyoruz. Orada da yerçekimsiz ortam denemesi yapılacak. Ne hissedeceğim acaba? Kendi ağırlığım olmayacak, uçacağım...

Haberin Devamı

İlk iki eğitim nasıldı?

Ben 4G’ye çıktım. Yani ağırlığımın 4 katı basıncı vücudumda hissettim. 3G pilotların çıktıkları ve baygınlık geçirdikleri seviye. Ben de hafif bir şey geçirdim 4G’ye çıkınca. Video çekiliyor o sırada. Sonradan izledim. Gözler hafif kaymış...
Ama hakikaten zor bir şey. Ellerin, ayakların şişiyor. Yüzün geriliyor.

Bu zorluklara değecek mi?

Dünyanın dışına çıkıp yerküreyi uzaktan görüyorsun... Bu heyecanı hissetmek için ölüme bile hazırım.

Korkmuyor musunuz?

Neden korkayım? Heyecan duyuyorum. Heyecan insanı hayata bağlıyor. Heyecan bittiğinde bir anlamda ölüyorsun zaten.

“Kocamdan ayrılınca ‘Olabilir’ deyip geçtim”

Uzayı da gördükten sonra beni daha fazla heyecanlandıracak bir şey bulamazsam diye endişelenmiyor musunuz hiç?

Endişelenmiyorum. Muhakkak bulurum. Ayrıca kendime üzüntü edebilecek bir şey de yaratmam. Şimdiden “Bunu da yaptın, daha ne yapacaksın?” demek üzüntüye açılıştır. Ben devamlı bir şey bulurum, benim önüm çok açık. Ölüm korkum da yok o yüzden.

Haberin Devamı

Evet, bir gün öleceğinize de inanmıyor gibisiniz...

İnanmıyorum zaten. Yani şöyle; bir gün öleceğim ama bugünlerde değil. Daha vazifelerim var.

Hep olumlu düşünmeyi nasıl başarıyorsunuz?

Bu bir jimnastik. Her insan kendi beynini istediği şekle sokabilir. Ben bir şeyi kaçırmış dahi olsam “Kaçırmasaydım kötü bir şey olabilirdi” diyorum. Böyle deyince de hiç kötü bir şey olmuyor bana. Hiç ama! Seyahate gideceğim mesela, orada olacağım üç gün de yağmurlu mu görünüyor, ben giderim bir damla yağmur düşmez.

Dillendirince de bozulmuyor mu bu büyü?

Hayır, bozulmaz. Ta kalbimin içinden inanıyorum kötü bir şey olmayacağına. Dünya kadar şey geldi başıma. Başkalarının kötü diye nitelendirebileceği şeyler... Kanser oldum, “Ah ne iyi oldu” dedim. Boşandım ama kocamı (Eski Galatasaray Başkanı Ünal Aysal) harcamadım, hâlâ en sevdiğim insan. O da hâlâ gözümün içine bakar. 18 yaşında, talebeyken evlenmişiz, yıllarımız beraber geçmiş, askerliği bile beraber yapmışız, kötü bir şey aslında pat diye ayrılmak, üstelik başka bir kadın yüzünden... İnsanı yıkması lazım. Bende böyle bir şey olmadı. “Olabilir” deyip geçtim.

Haberin Devamı

“25 yaşındakileri cebimden çıkarırım”

Uzaya gitmek ne zaman düştü aklınıza?

Küçükken gözyüzünde bakar, “Nasıl gidilir acaba?” diye düşünürdüm. 25 sene önce falan da, bir yazı okudum, “25 milyon dolara uzaya gitme imkanın olacak” diye. O günden beri elimde olsa da ben de gidebilsem diye dua ettim. 100 bin dolara hallettik neyse ki. Bir gün “VIP Turizm’in CEO’su Ceylan Pirinçcioğlu uzaya seyahatler başlattı” diye bir şey duydum. Hemen aradım, “Ceylan ben de gidiyorum” dedim.

Gitmek için şartlar neler diye sormadınız mı hiç?

Ne kadar olduğunu sordum ama fiziksel şartlar neler diye sormadım. O kadar eminim ki kendimden... 25 yaşındakileri cebimden çıkarırım. Beni bıraksan karşıya yüzer gelirim şimdi.

Ali Şen ve Murat Dedeman da listeye isimlerini yazdırmışlardı...

Olmadı ama sonra onlar. Tek ben gidiyorum şimdi.

Eğitimlerde yalnız mıydınız?

İki kişi daha vardı. Biri Amerikalı, diğeri Belçikalı. Yaşları 30 civarında. Onlar bir çekiliş kazanarak dahil olmuşlar bu işe.

Haberin Devamı

Onlar da sizin kadar heyecanlı mı?

Hem de nasıl... Şimdi ben F16’larla çıktım, indim. Oğlanlardan biri “Ben vazgeçtim” dedi. “Nasıl binmezsin? Sen kendine rezil mi edeceksin kendini?” dedim. Benim bu hışmımı görünce ne olduğunu şaşırdı, hemen bindi. İndikten sonra da gelip sarıldı bana. Binemeseydi belki de hayatı boyunca “Anam yaşındaki kadın yaptı da ben niye yapamadım” diyecekti...

Ne zaman gideceksiniz?

Gelecek yıl. Şimdiye kadar eğitimlere katılan 70 kişi içinde tek kadın benim. Bir Türk kadını olarak gurur verici. Şimdi de yolculuğa da ilk çıkan olmak için uğraşıyorum. Madem ilk kadınım, ilk ben gideyim...

İlk olmak riskli değil mi?

Bir şey olmaz bana. Yalnız insanda bazı karakter değişiklikleri oluyormuş. Ben negatif biri olurmuşum mesela (gülüyor)...

Ne kadar sürecek yolculuk?

Toplam bir saat sürecek. Yaklaşık 6 dakika yerçekimsiz ortamda kalacağız.

Haberin Devamı

“Bu evrende tek başımıza olmamıza imkan yok”

Uzaylılar hakkında ne düşünüyorsunuz?

En çok istediğim şeylerden biri uzaylılar tarafından kaçırılmak. O heyecanı da yaşamak istiyorum. İnanıyorum ki, onları bizi kaçırmalarının yanlış olduğuna ikna edebilirim... Uzaylıların var olduğuna çok inanıyorum. Bu evrende tek başımıza olmamıza imkan yok. Teknolojinin bu kadar kısa zamanda bu kadar çok yayılması nasıl mümkün olabilir ki başka? Muhakkak bir öğretilen var ve bu bir gün mutlaka açığa çıkacak.

Biz görebilecek miyiz sizce o günleri?

Çok hızla gidiyor teknoloji. Çok rahat yetişiriz. Ben yetişirim de, sizi bilmiyorum (gülüyor).

“Yerküreyi uzaktan görmek için ölmeye bile hazırım”

“İlk uçuş denemelerini F16’larda yaptık. Eğitmenlerimiz astronotlardı.”

“Yerküreyi uzaktan görmek için ölmeye bile hazırım”

“Ağırlığımın dört katı basıncı vücudumda hissettim. Hakikaten zor bir şey...”

“Yerküreyi uzaktan görmek için ölmeye bile hazırım”

“Eylülde eğitimin ilk iki ayağı tamamlandı. Eğitimlerin sonunda birer diploma ve uçuş biletlerimizi aldık.”

“Sırt çantamı alıp Papua Yeni Gine’ye gitmiştim”

Bir yandan da dünyayı keşfetmeye devam ediyorsunuz...

Uzakdoğu’dan geldim dün. Belçika’dan briç arkadaşlarım gidiyorlardı. Hep gördüğüm yerler olmasına rağmen, seyahati ve brici sevdiğim için “Peki” dedim. 15 gün kaldık, çok güzel geçti.

Keşif için nereye gittiniz en son?

Patagonya’ya gittim iki ay önce.

Görmediğiniz neresi kaldı?

Ürdün’ü görmedim. Onun dışında görmediğim pek yer kalmadı. Şimdi üstünden geçiyorum (gülüyor).

En çok neresi etkiledi sizi?

Papua Yeni Gine çok etkiledi. Sırt çantamı alıp gitmiştim. Kaldığım yer çok pisti falan ama hiç umrumda olmadı. Orada gördüğüm, hayatlarında hiç para görmemiş insanlar çok enteresandı benim için.

Les Ottomans’da ne gibi yenilikler var?

Özel bir bar yapıyorum buraya şimdi. Bir ay içinde bitecek herhalde. Bardakla içki vermeyeceğim burada, her şey şişeyle. Adı da Boutille, Fransızca şişe demek. Bar da olmayacak, şişelik olacak. Masalar da açacak, tirbuşon şeklinde...

Yazarlar