Kültür Sanat 19. yüzyıldan imgeler

19. yüzyıldan imgeler

01.01.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Ocak ayında gösterime girecek "Çılgın Kardeşler", "Oliver Twist" ve "Operadaki Hayalet" filmleri 19. yüzyıldan imgeleri bugüne taşırken uyarlandıkları yapıtları da okuma isteği uyandırıyor.

19. yüzyıldan imgeler

"Kırmızı Başlıklı Kız", "Pamuk Prenses", "Hansel ve Gretel", "Kurbağa Prens" gibi Teuton dünyası masallarını derleyerek günümüze ulaştıran Jacob ve Wilhelm Grimm biraderler Terry Gilliam'ın "Çılgın Kardeşler / Brothers Grimm" adlı filmine kahraman oldu. Charles Dickens'ın göz yaşartan romanlarından "Oliver Twist" bir kez de Roman Polanski yönetiminde aslına sadık biçimde beyazperdeye aktarıldı. Gaston Leroux'nun gotik romanı "Operadaki Hayalet"in Andrew Lloyd Webber tarafından yapılan müzikal versiyonu Joel Schumacher imzasıyla filme alındı. Söz konusu yapıtların hepsi hem sinema hem televizyon için defalarca görselleştirildi. Grimm masalları ve "Oliver Twist"in daha çok çocuklara yönelik canlandırma türünde filmleri de yapıldı. Sinemacılara böylesine bol malzeme veren ve izleyicileri memnun eden klasikleri okumak için iyi bir fırsat çıktı önümüze. Grimm masalları Teuton kültürünün egemen olduğu Kuzey ve Orta Avrupa ülkelerinin coğrafyasından birebir etkilenen pagan gelenekleriyle erken Hıristiyanlığın mistisizminden kaynaklanan folklordan derlendi. Soğuk iklim, uzun geceler, uçsuz bucaksız ormanlar, kurtlar, cadılar, lanetler, prenseslerle yoğrulan masallar bugün sanki sadece çocuklara özgü bir türmüş gibi görülüyor. Ama git gide artan fantastik edebiyat merakı onun ilk formları olan mitlerin ve masalların da yeniden okur kitlesini yaygınlaştırdı. Bu yüzden Türkçede birkaç yayınevinden çıkmış olan Grimm masallarını bir de sosyolojik ve psikolojik altmetinlerini göz önünde bulundurarak okumak gerek. Ocak ayında gösterime giren üç uyarlama, edebiyatın birbirinden tümüyle farklı klasiklerini gündeme getirdi: Grimm masalları, "Oliver Twist" ve "Operadaki Hayalet". Charles Dickens ile Gaston Leroux ise unutulmaz karakterler yaratan, bugünün moda deyişiyle iki gazeteci - yazar. Dickens'ın başlıca özelliği 19. yüzyıl Britanyasını toplumsal duyarlıkla yansıtmak. Kendi de 12 yaşında kavanozlara etiket yapıştırarak çalışmaya başlatıldığı için yoksul, güvenceden ve haklardan yoksun olmanın anlamını iyi biliyordu. Bir de bunun üstüne bir çocuğun "Oliver Twist" gibi kimsesiz olduğunda ne kadar savunmasız kalabileceğini, dilenci ve hırsız çetelerinin eline düşeceğini tahmin ediyordu. Avukat yardımcılığı ve mahkeme katipliğinde kazandığı deneyimler de Dickens'a gündelik hayat trajedilerini birinci elden kaleme alma olanağı tanımıştı çünkü. Gaston Leroux'nun "Operadaki Hayalet"i müziğin ve imgelerin bağlayıcı etkisinden uzak, dingin bir köşede okunduğunda okurun zihninde bambaşka şeyler canlandırır kuşkusuz. Başta mimari ve müzik alanı olmak üzere bir dahi olan Erik'in hayatını yetenekleri değil dış görünüşü belirler. Doğuştan iskeletvari bir yüze sahip Erik, hep maske takar. Mimarı olduğu Paris Garnier operasının üzerine kurulduğu yeraltı gölüne uzanan dehlizler arasında kendine bir sığınak inşa etmiştir. Onun varlığınden habersiz opera çalışanları binada bir hayalet yaşadığına inanır... Erik, görüntüsü yüzünden asla âşkı tadamayacak, müzisyen olarak yapıtlarıyla tanınmayacaktır. Bu çaresizlik onu aşık olduğu genç sopranoyu kaçırma derecesinde etkiler. Dış görünüşe özenin, güzellik merakının, küçük ayrıntılar uğruna estetik ameliyat olmanın; tensel aşkın, gelip geçici ve mahremiyetten yoksun ilişkilerin ayyuka çıktığı bir dönemde Leroux'nun gotik yaklaşımı duygusal bir alternatif olarak 1910 yılından bize ulaşıyor. Gündelik hayat trajedileri "Grimm Masalları" 2004 Say Yayınları, 2003 YKY, Dost Kitabevi Yayınları, Alfa Basım Yayım "Operadaki Hayalet" 1997 Mitos Yayınları, 2003 İthaki