Kültür Sanat 'Biz kimseyi üzmeyiz, em de üzülmeyiz'

'Biz kimseyi üzmeyiz, em de üzülmeyiz'

12.12.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

'Biz kimseyi üzmeyiz, em de üzülmeyiz'

Biz kimseyi üzmeyiz, em de üzülmeyiz

       LAWRENCE Durell'ın son eseri Avignon Beşlisi'nin beşinci kitabı olan "Quinx" ya da "Kusursuzluk Peşinde"de karakterlerden biri, Cervantes'in Çingene'ye söylettiklerini tekrarlar. İngilizcesi daha az etkileyici olduğu için İspanyolca aslından... "Genç yaşta acı çekmeyi öğrenirsek artık acı çekmeyiz. En zalim eziyetler bile bizi titretemez; önemsememeyi öğrendiğimiz ölümün hiçbir şeklinden ürkmeyiz... Kolaylıkla kurban olabiliriz ama itirafçı asla. En derin zindanlarda ve zincirlere vurulmuşken bile şarkı söyleyebiliriz. Bizler Çingeneyiz."
       Bulundukları ortam ne olursa olsun genetik şifreleri şenlik, neşe ve eğlenceyi işaret eden ve tarihlerinin dokunaklı yolculuğunu birkaç notayla coşkuya dönüştüren tüm Roman gruplar gibi Koçani Orkestra, İstanbul Müzik Şenliği'ne Balkanların düğün ritüeline ait olan bu duyguları aktardı işte. Tabiri caizse, yalnız izleyicileri değil, konserlerin yapıldığı Harbiye Askeri Müze ve Kültür Sitesi'nde sergilenen topları bile titretti.
       Adını Makedonya'nın aynı adlı şehrinden alan Koçani Orkestra, Neat Veliov'un şefliğinde, amca oğulları, teyze oğulları, Veliov'un tuba çalan babasından ve ve "onlar doğuştan çalgıcı" dediği konu komşusundan oluşuyor. Trompet, saksofon, klarnet, bas, akerdeon, darbuka ve zurnadan... On yıl önce kurulan grup İsviçre, Almanya, Belçika ve Londra'dan sonra gelmiş İstanbul'a. Birkaç ay sonra da New York'ta bir festivalde çalacaklar.
       Kendini pek grup şefine benzetemeyen Neat Veliov, Koçani'de oturuyor, Türkçe gibi Sırpça, Boşnakça ve Makedonca da konuşuyor ve sekiz yaşından beri trompet çalıyor. Müziği okulunda filan öğrenmemiş ama Almanya'da üç yıl çeşitli müzisyenlerle caz çalmış. O yüzden "Roman müziği ile caz emprovizasyonu karıştırınca güzel oluyor" diyor.
       Koçani Orkestra'nın şarkıları Romen müzik geleneğinde ele alınan temel konuları işliyor, aşk, ayrılık, para ve göç. İçlerinde, Bosnalı Roma repertuarından alınan şarkıların yanı sıra, Gacikhane diye adlandırılan Sırp ve Makedon dillerinden olup Romen olmayan şarkıların yeni uyarlamaları ve Osmanlı mirası Müslüman Roma'nın uzantısı olan pek tanıdık 'karşılama'lar yer alıyor. Birkaçı da Neat Veliov'un kendi bestesi... Ve tabii Osmanlı'nın profesyonel dans müziği geleneği olan köçekçeden türeyen 'Coçek' müziği. Yani hem Makedonların hem bilfiil Türklerin vazgeçilmez düğün müziği köçekçeler.
       Zengin repertuarı şimdiye kadar üç albümde toplamış Koçanililer. Belçika'da basılan 'L'Orient La Rouge' (Türkiye'de bulunuyor) ilki, diğeri Paris'te kaydedilen 'Romski Cocek' ve İtalya'da gerçekleştirdikleri bir ortak yapım, 'Vinico Kaposela - Kocani Orkestra'. Bunların dışında Alman ZDF kanalındaki Romenlerin hayatını anlatan bir belgesele, Belçika yapımı dervişlerle ilgili bir başkasına ve bir de İtalyan dizisine müzik yapmışlar. Ama Veliov'a sorsanız "düğünde çalmak gibisi yok".
       Koçani Orkestra, İstanbul Müzik Şenliği - 2'yi, konser salonundan Armada Cafe'ye uzanan bir kına gecesi merasimine çevirip, ruhumuzu şenlendirdi. Neat Veliov giderken şöyle diyordu; "düğün ya da festival önemli değil, biz buraları pek sevdik, davet ederseniz yine geliriz." Yakında düğünü olanlara duyurulur. Beni de davet etmeniz şartıyla!