Kültür Sanat Darbe, darbeler, darbeciler

Darbe, darbeler, darbeciler

15.05.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Genelkurmay'ın 27 Nisan 2007'de, Cumhuriyet'in temel değerlerinin aşındırılması konusunda yaptığı, TSK'nin duyduğu endişeyi anlatan ve "Gerektiğinde tavır koyarız" denilen sert açıklamasıyla 'darbe' kavramı Türkiye gündemine geldi..

Darbe, darbeler, darbeciler

SÜLEYMAN DEMİREL: "AFYON DİYE BİR VİLAYETİMİZ VAR. HAŞHAŞI YASAKLAYAMAYIZ!" Zira Cumhuriyet döneminde yaşananların geri planındaki dış desteği kavramak; yanı sıra Türk ordusunda 'cuntacılık' geleneğinin başlangıcını işaretlemek bakımından bu iki olay önemli. Sözünü ettiğim hadiselerin ilki 1876'da yaşanan 'Talebe-i Ulum Ayaklanması'dır. Yakın tarihimizde Rusya yanlısı tek siyasetçi olan Sadrazam Mahmut Nedim Paşa'yı protesto amacıyla sokağa dökülen öğrencilerin gösterileri, işin içine Rus Sefiri İgnatiyev ve İngiliz donanmasının karışmasıyla çığ gibi büyüdü. Sonuçta Sadrazam Mahmut Nedim Paşa saltanat mührünü bırakmak zorunda kaldı.İkinci olay tarih kitaplarının ' Babıali Baskını' diye isimlendirdiği İttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından 23 Ocak 1913 günü düzenlenen hükümet darbesi. ' Cemiyet' diye anılan yani dernekten öte bir kuruluş olmayan ama ordu içinde örgütlediği subay gruplarıyla Osmanlı siyasetinde 1908'den itibaren tek belirleyici konumunda bulunan grubun eseriydi bu olay. 23 Ocak 1913 günü Enver Paşa ve İttihatçı fedailerden Yakub Cemil'in başı çektiği silahlı bir grup Babıali'yi bastı, savunma bakanı dahil karşılarına kim çıktıysa öldürüp sadrazama zorla istifa mektubu yazdırarak iktidara el koydu. Darbeler konusundaki bir yazıya Osmanlı dönemine ait iki hadiseyi hatırlatarak başlamak gerekiyor. Gazete yazısının sınırları içinde olabildiğince özetlemeye çalışarak 1960 darbesinin öncesi ve sonrasına ilişkin bazı notları aktarmak istiyorum. 1959'da Türkiye ekonomisinde yaşanan krizin düğümü 300 milyon dolar seviyesinde krediyle çözülebilir düzeydedir. Bu birinci tespit... İkincisi Başbakan Adnan Menderes ve Celal Bayar Türkiye'nin en büyük müttefiki ABD'nin bu desteği esirgemeyeceği inancındadırlar. Hariciyenin girişimiyle netice alınamamış olmasını da diplomatların yetersizliğine bağlarlar. Sonuçta Adnan Menderes Amerika'ya uçar ve doğrudan Başkan Eisenhower ile görüşür... Müttefikinin sevineceği zannıyla kredi ihtiyacını Doğu Anadolu'nun yazgısını değiştirecek GAP projesine bağlar Menderes. Ancak beklediğinin aksine tepki alır Başbakan. Fırat ve Dicle üzerinde yapılacak baraj projelerine Amerika'nın karşı olduğunu, bu girişimin komşu ülkelerin su kaynaklarını olumsuz etkileyeceği görüşünü dinlemek zorunda kalır. ABD yetkilileri Menderes'e kendilerinin GAP'a kaynak sağlamayacaklarını ayrıca Türkiye'nin bu proje için uluslararası alanda destek bulmasını da engelleyeceklerini söyler. Şaşkındır Menderes. Hayal kırıklığı içinde döner Ankara'ya. Ardından Celal Bayar şansını dener. Sonuç değişmez. Menderes öfkeyle SSCB'ye yönelir. 11 Şubat 1960'ta Türk dışişleri Menderes'in temmuz ayında Moskova'yı resmen ziyaret edeceğini açıklar. Bir hafta sonra Sovyet dışişleri Kuruçev'in, beraberinde bazı projelerin SSCB kredisiyle yapılmasını öngören anlaşmayla eylül ayında Ankara'ya iade-i ziyarette bulunacağını açıklar. MENDERES'İN ŞAŞKINLIĞI Merak eden okuyucular açıklanan ABD belgelerinden bundan sonrasını izleyebilirler... ' Acilen tedbir alın' mealinde Ankara çıkışlı yazışmalar vs. Ve o anda patlayan bir skandal: 1 Mayıs 1960 günü Kuruçev, SSCB üzerinde casus uçuşu yapan bir Amerikan uçağının düşürüldüğünü açıklar. ABD Başkanı Eisenhower derhal yalanlar bu iddiayı. ' Düşürülen meteoroloji uçağıdır' der. Ama Amerikalı pilot Rusların elindedir. Ve U-2 uçuşlarının casusluk amacıyla CIA kontrolunda yapıldığını itiraf etmiştir. Bu uçuşların Adana İncirlik üssünde konuşlanmış filo marifetiyle gerçekleştiğini de... Adnan Menderes protesto eder Washington'u. Uçuşların Türkiye'nin bilgisi ve mutabakatı dışında yapıldığını bildirir Moskova'ya. Netice: 27 Mayıs 1960 günü ' raydan çıkmış Türk hükümeti' devrilir... İhtilalin 'Batı lehine müdahale' olduğu konusunda nedense tereddüdü yoktur ABD'nin. Darbeden üç gün sonra Başkan Eisenhover Org. Cemal Gürsel'i arayarak tebrik eder. Washington'un desteğinden emin olması gerektiğini de ekler. Nitekim Menderes'ten esirgenen ABD kredisi derhal ihtilal hükümetinin emrine verilir. Ancak ufak bir ricayla: Türk ordusunda kapsamlı bir kadro tasfiyesi koşuluyla... Gerisini biliyorsunuz 139 general, 5 bin subay bir anda emekliye sevkedilir. Onlara Emekli Sandığı'nın ödemesi gereken para da Amerika'dan hibe olarak gelir. Menderes'e vaad edilen Sovyet kredilerini Süleyman Demirel'in kullandığını, Seydişehir Alüminyum, Aliağa Rafinerisi, İskenderun Demir-Çelik gibi tesislerin böylece kurulduğunu da bilgi notu olarak ekleyeyim. Ekleyeyim ki siyasi hayata 'Amerika'nın adamı' etketiyle giren Demirel'in on sene sonra Washigton'un gözünden neden düştüğü daha iyi anlaşılabilsin. ACİLEN TEDBİR ALIN 1970'lere gelindiğinde uyuşturucu şokunu yaşamaktadır Amerika ve hükümet melanetin kaynağı olarak gördüğü ülkelerin üzerine çullanma kararındadır. Ankara'ya bildirilir karar. Haşhaş ekiminin derhal yasaklanması istenir. Süleyman Demirel "Bizde Afyon adında bir vilayet var. Yasaklayamayız. Ancak denetlemeyi vaad edebilirim" der. Gerisini dönemin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil'in hatıralarından okuyabilirsiniz. Amerika'ya Ankara'nın cevabının iletilmesinden iki ay sonra, 12 Mart Muhtırası'yla Süleyman Demirel'in başbakanlıktan düşürülüşünün hikayesi macera romanlarına taş çıkartacak derecede ilginçtir. Muhtıra üzerine kurulan Nihat Erim hükümetinin Bakanlar Kurulu'nda Dünya Bankası'ndan gelme Atilla Karaosmanoğlu da vardır; ilk iş olarak haşhaş ekimini yasakladığını söylememe gerek var mı?Geldik 1980'e... 1974'te Türkiye'nin Kıbrıs harekatıyla başlayan sürecin sonunda düğmeye basıldığı andır 12 Eylül. ABD'nin Ortadoğu'daki jandarması İran'da rejimin değiştiği, Afganistan'ın SSCB tarafından işgal edildiği buna karşılık Yunanistan'ın NATO'dan ayrılmasıyla NATO zincirinin tamamen koptuğu tablodur 1980'deki. Ankara'da Bülent Ecevit de Süleyman Demirel de Türk vetosunu geri çekmeyi reddedince ' Bizim çocuklar'a düşmüştür iş... Bir dizi şiddet olayı, suikast ve sonunda ihtilal... Bu yazıda 28 Şubat'a fazla yer kalmadı. Ama şu kadarını söyleyeyim: Necmettin Erbakan'ın olanca aculluğuyla toplumsal tepkiyi çektiği, kitlelerin öfkesini ayağa kaldırdığı açık. Şunu da unutmayın ABD'nin Irak için düğmeye bastığı dönemdir o. Erbakanlı bir hükümetin işbaşında olduğu siyasi ortamda Türkiye'nin Washington'un istediklerini yapma ihtimali nedir diye de düşünün. Ya da daha önce Milliyet adına Saddam Hüseyin'le röportaj yapmış ve Amerika'nın Irak'a yönelik askeri bir harekatını desteklemeyeceğini açıklamış Bülent Ecevit'in 2002'de alaşağı edilmesine şaşırmamız gerekip gerekmediğini... HAŞHAŞ YASAKLANSIN! "Eylül İmparatorluğu" / Erbil Tuşalp Bilgi "Bomba Davası" / Talat Turan / İleri "İlhan İlhan" / Muzaffer İlhan Erdost Sol Yayınları "Kan Tadı" / Haluk Gerger / Ceylan "Bir Uzmanın Gözüyle Darbe" / Edward Luttwak / Yaba "Büyüklere Masallar Küçüklere Gerçekler Dizisi" / Cüneyt Arcayürek / Bilgi "Diyet" / Mehmet Ali Birand / Milliyet "Kanat Operasyonu" / Ufuk Güldemir / Tekin "Silahlı Bürokrasinin Ekonomi Politiği" / Suat Parlar / Mefisto "Anılar Sorunlar Sorumlular" / Orhan Erkanlı / Baha Matbaası "Menderes'in Dramı" / Şevket Süreyya Aydemir / Remzi "İhtilalci Subaylar" / Ersal Yavi / Yazıcı "Geliyorum Diyen İhtilal" / Can Kaya İsen / Son Havadis Yayınları "Kader Bizi Una Değil Üne İtti" / İ. Sabri Çağlayangil - Tanju Cılızoğlu / Büke "Türkiye'de Askeri Darbeler ve Amerika" / Prof. Çetin Yetkin / Ümit Yayıncılık "CIA Kontrgerilla ve Türkiye" / Emin Değer / Müdafa-i Hukuk Yayınları "Kırılma Noktası" / Barış Yetkin / Müdafa-i Hukuk Yayınları "Sokaktaki Askerin Dönüşü" / Nevzat Bölügiray/ Tekin Yayınevi "Askerler ve Dış Güçler: Amerikan Belgeleriyle 27 Mayıs Olayı"/ Cüneyt Akalın / Cumhuriyet Kitap OKUMA LİSTESİ

Yazarlar