Kültür Sanat 'Dünya Fabrikası’ İMÇ’de

'Dünya Fabrikası’ İMÇ’de

23.09.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bienal’in küratörü Hou Hanru’nun “Dünya Fabrikası” üst başlığı altında topladığı İMÇ işleri, Üçüncü Dünya’nın kapitalist üretim biçimlerine boyun eğen bir 'dünya fabrikası’na dönüşümünün eleştirisini taşıyor

Dünya Fabrikası’ İMÇ’de
Miraç Zeynep Özkartal  

10. Uluslararası İstanbul Bienali’nin küratörü Hou Hanru’nun önerisiyle Atatürk Kültür Merkezi’nden başladığımız bienal gezimize, sırayı takip ederek İstanbul Manifaturacılar Çarşısı (İMÇ) ile devam ediyoruz.
Projesi Doğan Tekeli ve Sami Sisa tarafından çizilen İMÇ, modern Türk mimarisinin köşe taşlarından biri. Ama daha çok kaset ve kumaş mağazalarıyla nam salmış bir mekân... Buradaki ürün ve insan çeşitliliği küratör Hanru’nun epeyce ilgisini çekmiş ve çarşının 'İstanbul’un küçük bir evrene sıkıştırılmış hali’ olduğuna hükmetmiş. Hanru’nun “Dünya Fabrikası” üst başlığı altında topladığı İMÇ işleri, Üçüncü Dünya’nın kapitalist sistem içinde tutunabilmek için, ona dayatılan üretim biçimlerine boyun eğen bir 'dünya fabrikası’na dönüşümünün eleştirisini yansıtıyor. İMÇ’de 20 Türk ve yabancı sanatçının çalışmaları sergileniyor.
Mekândaki belki de en ilginç çalışma, Koreli sanatçı Sora Kim’in “CapitalPlus Kredi Birliği” işi.
6. Blok’un en alt katındaki dükkanın kapısına vardığınızda siz de bu işin bir parçası haline geliyorsunuz. Burada  herhangi bir objeyi mevduat olarak yatırıp karşılığında bir makbuz alıyorsunuz. Daha sonra faizinizi ağırlık, uzunluk, miktar veya adet üzerinden almak istediğinizi belirtiyor ve adresinizi bırakıyorsunuz. Bienal bitiminde de mevduatınızı faiziyle geri alıyorsunuz. Bırakılan eşyalar arasında saç tokası, çay bardağı, kalem, selobant bile var. 132 metrelik selobant rulosu uzunluk üzerinden faize tabi tutulduğu için tamamen açılıp ölçülmüş.
60 dakikalık bir söyleşi kasedi yatırdım CapitalPlus’a. Faiz oranının ayda yüzde 3 olduğu düşünülürse, Kim’in bana 2 ay sonra 3 dakika 36 saniyelik bir faiz ödemesi gerekiyor!
Mekânda sergilenen bir başka ilginç iş de Burak Delier’in “Parkalinç”i. 'TersYön mamülü’ etiketiyle
2 bin adet üretilen bu parkalar, sergi alanında satılıyor. Özellikleri ise linç geçirmemeleri; taş, sopa, cop ve yumruk darbelerinden etkilenmemeleri. Parkalinç’lerin fiyatı 100 euro, bugü -    ne kadar üçü satılmış.

Haberin Devamı
Korsan eser!
Bu ceketlerle aynı mekanda, Tayvanlı Chen Chieh-jen’in videoları yer alıyor. Küçük bölmelere yerleştirilmiş ekranlarda sanatçının 3 ayrı videosu gösteriliyor. Chieh-jen’in işinin en çarpıcı yanı, videolarının korsanlarını bizzat üretmiş olması. Bir Bond çantanın içinde, Bienal’de gösterilen videolarının bire bir kopyasını 'satıyor’ sanatçı. Fiyat belirsiz, yalnızca eğitime muhtaç çocuklara bağışta bulunmanız talep edilmiş.
Zhu Jia ve Tadej Pogacar’ın işleri de ilgiyi hak ediyor.
İMÇ pazar ve pazartesi günleri kapalı. ESNAF MEMNUN

'Zengin kesim gelip fakirlerin halini görsün’

İMÇ, çağdaş sanata pek alışık bir mekan değil. Çarşı esnafı biraz şaşkınlık, bolca da sevinçle yaklaşıyor Bienal. Uzun zamandır gelen gidenin azaldığından şikayet eden esnafa göre, Bienal satış değilse de bir hareketlilik getirmiş buraya. İMÇ sakinlerinden bazıları merak edip sergilenen işleri görmüş, bazıları ise kapısından bile uğramamış. Görenler yabancılık çektiklerinden söz ederlerken, görmeyenlerin ortak bir gerekçesi var:


“Bizim hayatımız sanat!”
 Hazır giyim mağazasında tezgahtar:
“Merak edip gezdim, ama hiçbir şey anlamadım. Bana hitap etmiyor bu sergiler. Çarşı birkaç gündür çok kalabalık, özellikle yabancılar geliyor. Ama satışlar artmadı.”

Ziya Yücedağ / İkibin Kebap Salonu’nun sahibi:
“Bienal başladığından beri işlerimiz çok açıldı. İki ay böyle gitsin, borçlarımı kapatır giderim. Videoları gördüm, bizim gibi fakir fukaranın hayatını anlatıyor. Zengin kesim gelip fakirlerin halini görsün.”

Nejat Yıldırım / Odeon CD yöneticisi:
“Bize hitap eder veya etmez, ama modern işler var burada. Gelen yabancılar etnik müzik CD’leri alıyor, özellikle kalabalık esnafa moral oldu.”

Gürsel Yılmaz / İMÇ Bakım Görevlisi:
“Sinema var, onu seyrettim. Teknolojiyi gösteriyor, hoşuma gitti.”

Yusuf Özışık / Ayakkabı boyacısı:
“30 yıldır buradayım, yaşım olmuş 83, ne bakacağım sergilere? Gelen giden arttı ama  ayakkabı boyatan yok.”

 
Yazarlar