Kültür Sanat 'Fatih Hoca' popstardı!

'Fatih Hoca' popstardı!

12.03.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

'Fatih Hoca' popstardı!

Fatih Hoca  popstardı





Zaman zaman yazılarımda bazı anılarımı aktarıyorum. Çoğu, yakın çevremdekilerin bildiği, belki defalarca dinledikleri şeyler oluyor. Bu, sık anlattığım şeylerden değil. Fatih Terim'li bir çocukluk anısı: 30 küsur yıl önceydi. İstanbul'a taşınmıştık ama hep Adanalı kalacaktık. Adanademirspor genç takımı Türkiye finalleri için İstanbul'a geldi. Takımda akrabamız İbrahim Abi de oynuyor. Maçlar Ali Sami Yen'de yapılıyor. Ben yedi-sekiz yaşındayım. Bir abim benden altı yaş büyük, diğeri yedi yaş. Üç kardeş maçlara gidiyoruz. Küçük çocuklar için sahada bir tanıdığınızın olması büyük gurur tabii. Demirspor'un maçlarından önce ve sonra tribünde takımla oturuyoruz. Benim çok hoşuma gidiyor. Takımda bir de Fatih Abi var, en iyi oyuncu.
Ve bir de malzemecisi var takımın. Yanlış hatırlamıyorsam, tek gözü görmüyor. Bu malzemeci bir gün "Hadi aşağı gidelim, bir şeyler yiyelim" dedi bana. "Olur" dedim. Tribün çıkışına doğru yürüyorduk. Fatih Abi fırladı, bize doğru koştu, "Ne aşağısı, yok bir yere gitmek!" diye bağırdı. Çok öfkeliydi, hem de çok. Geri döndük. Bazı konuşmalar oldu. Ben bir şey anlamamıştım. Olaya Fatih Abi'nin tepkisiyle uyanan iki abim anlamış. Yıllar sonra lafı geçtiğinde ben de anladım. Adamın günahını almayayım ama yorumladığımız kadarıyla, küçük çocuklarla başbaşa kalması pek istenmeyecek birisiydi. Belki çok tehlikeli bir durum yoktu ama hiçbir şey olmaması en iyisiydi. Bunu da Fatih Abi sağlamıştı!

Basiretsiz Fatih
Fatih Abi'yle bir daha hiç karşılaşmadık. Anlattığım sahnenin anlamını kavradığımda, o Galatasaray'ın ünlü futbolcusu Fatih Terim'di. Sevdiğim bir futbolcu değildi. Ona böyle bir borcum olduğunu bilmek ya da malzemecinin günahını alıyorsak, bir borcum olduğunu zannetmek duygularımı değiştirmedi. Nankör müyüm bilmem, Fatih Terim'i futbolculuğunda da hocalığında da sevmedim. Başarılı olmasını istemedim. Özellikle hocalık döneminde, ilişkileri, yakın çevresindeki insanlar, öfkesi, konuşmaları, yüzündeki sinir ve hırs ifadesi hep itti beni. Ama iyi bir teknik direktördü, bunu inkâr etmedim.
O da iyi teknik direktörlüğünün karşılığını gördü. Büyük başarılar yakaladı. Zaman içinde olumsuz duygularım Fatih Terim'den çok 'Fatih Hocacı'lara yöneldi. Bir Fatih Hoca efsanesi yarattılar ki, o kadar olur. Müthiş hoca, müthiş zekâ, müthiş yönetici, örnek insan, örnek baba, örnek yurttaş... Fatih Terim yöneticilik konferanslarında konuşuyordu artık. Alâkasız konularda bir dakikalık telefon bağlantısı yapmak için televizyoncular kırk takla atıyordu. "Sayın Terim aile içi şiddet konusunda ne düşünüyorsunuz?" İş öyle bir hale geldi ki, 'Fatih Hoca'nın bir ayda İtalyancayı sular seller gibi konuşur hale geldiği bile söylendi.
Efsane, tapınma, abartma, her konuda keramet bekleme... Fatih Terim gerçek bir popstardı artık.
Sonra yurtdışı maceraları, Galatasaray'a dönüş, geçmişte arkasına aldığı bazı ilişkilerin bozulması ve düşüş dönemi... 'Fatih Hocacı'ların çoğu hızla yüz çevirdi Terim'e, İtalyancayı bir ayda söken 'Fatih Hoca' bazılarının dilinde Fatih oluverdi. Hem de basiretsiz Fatih...

Kötü adam gidince aklanacaklar
Yanlışlar hatalar çoktu ama bence, bir Fenerbahçeli olarak hoşuma gitmese de, Galatasaray o kadar kötü oynamıyordu. Talih dönmüştü biraz da. Fatih Terim yeni ve iyi bir takım yaratabilirdi. Ne var ki, artık çoğu insanın umurunda değildi bu. Kullanım süresi dolmuştu. En azından, şimdilik...
Geçen hafta, Terim'in görevden ayrılışına doğru hızla yol alınırken baktım da, Arsenal maçı sonrasında sokaklara dökülenler de dahil, Galatasaray'ın üç yıldızlı rütbesiyle gurur duyanlar da dahil, iyi günlerde 'Fatih Hoca'nın ilişkilerine, tavrına, havasına ilişkin hiçbir rahatsızlık belirtmemiş olanlar da dahil, "Hagi büyük futbolcuydu ama nasıl oldu da en iyi performansı Galatasaray'da gösterdi?" diye sormuş olanlar da dahil, birçok insan "Hadi devrilsin, hadi bitsin!" diye hevesleniyor. Yıldız kayacak, mutlu olacaklar. 'Kötü adam' gidecek, sevinerek aklanacaklar.
Terim meselesinden, Galatasaray meselesinden öte bir şeydi bu. "Efsane, tapınma, abartma, her konuda keramet bekleme... Fatih Terim gerçek bir popstardı artık" dedim ya. Bu da popstar hikâyesinin devamıydı... Ölçüsüzce yüklenme, geçmişi unutma, başarısızlığı abartma, her an hata bekleme, eskimiş-eskitilmiş yıldızı harcayarak arınma isteği... Fatih Terim gerçek bir popstardı...
Biliyorum, yazdıklarımdan dolayı bana kızanlar olacak. "Ama o da malzemeciye kızmıştı!" diye yazmadım bu yazıyı. Borç meselesi değil, vicdan meselesi... Terim'i sevmedim, 'Fatih Hoca'ya çok gıcık oldum; bir gün böyle bir 'haksızlık' yazısı yazacağımı hiç düşünmedim. İstemezdim de bunu. Gerekti, yazdım.
Hem o gerçek bir popstardı!

POPULER KÜLTÜR