Kültür Sanat Hakiki bir şiirci, bir masalcı nine...

Hakiki bir şiirci, bir masalcı nine...

26.06.2009 - 21:50 | Son Güncellenme:

.

Hakiki bir şiirci, bir masalcı nine...

Sennur Sezer’in “Kirlenmiş Kâğıtlar” kitabındaki en iyi şiirleri, aklın müdahalesinden kurtulmuş olanlar.

Kendini bir miktar indirgemek: Sanıyorum, toplum içinde yaşamanın kaçınılmaz koşuludur bu. Düşünebileceğimiz bütün durumlarda, şu ya da bu yönden, ama mutlaka bir yönden ve bir miktar, indirgenerek yaşarız.
İndirgediğimiz bu ‘kendi’miz nasıl bir şey?
Belirli bir konuda fikir söyler ya da tavır alırken, zihnimizde o konuyla ilgili olan fikir ve duyguların tümünün hakkını veremeyiz. Çok çeşitli nedenlerle, tam olarak kendi fikir ve duygularımız yönünde değil de, onların değişikliğe uğratılmış ya da indirgenmiş, bazen de tersine çevrilmiş hallerine göredir yapıp etmelerimiz. Hatta eğitim dediğimiz süreçler, bunun sağlanması için vardır. 

Harcıalem yargılar
Bu indirgenmişliklerden uzaklaşıp, derinlerde yatan ‘kendi’miz her ne ise ona yaklaşmanın başlıca alanlarından ya da olanaklarından biri, sanat. Ama bu da o kadar kolay bir şey değil.
1968 kuşağının köktenci devrimcilerinden, idamla yargılanıp 15 yıl kadar cezaevinde yatmış bir arkadaşım, o yıllarda gizlice gitar çaldığını söylemişti bana. Çok iyi bir kulağı olduğunu bir müziğe tempo tutmasından fark edip üstelemesem, belki de hiçbir zaman bilmeyecektim vaktiyle gitar çalmış olduğunu. Ama gizlemişti işte. Neden? Gitar o yıllarda bir burjuva çalgısı sayıldığı için.
Her tür militanlık buna benzer sonuçlar verebilmektedir. Ama yalnızca militanlık değil elbette indirgeyici olan. Toplumsal baskı türünün haddi hesabı mı var? Yapılan sanatın niteliği de bu baskılardan bazen belirlenme derecesinde etkilenmiştir. ‘Milli edebiyat’çı, toplumcu gerçekçi, İslamcı vb. diye anılan sanat ürünlerinde bunun yığınla örneğini buluruz. Şiirlerde harcıâlem yargılardan bir türlü vazgeçilmez. Popülizmin çeşitlisi yapılır.
Nâzım gibi, Sezai Karakoç gibi, büyük gövdesiyle indirgenmemiş, yani has bir şiir yazmak, işin istisnalarındandır. Onlarda indirgenmiş şiir istisnadandır. Hiç indirgenmiş şiiri olmayan şair çok azdır. Biz okurlar çoğu durumda bir sepet elmayı çürükleriyle birlikte alırız.
Sennur Sezer’in ilk kitabı “Gecekondu” yayımlanalı tam 45 yıl olmuş. Sözlü kültür ile yazılı kültürü şahsında birleştirmiş bir köprüdür kendisi. Ayaklı bir ansiklopedi, bir masalcı nine ve hakiki bir şiircidir. Taşkızak Tersanesi’nde başladığı hayatı, 44 yıldır yazı çizi ve militanlık içinde geçmiştir, hâlâ da öyledir. Artık, ‘militanlık’ yerine ‘aktivistlik’ demeliyiz belki. O da bilgeleşiyor, şiirleri de.
Yeni baskısı yapılan “Kirlenmiş Kâğıtlar”, İsmet Özel’in “Kanla Kirlenmiş Evrak”ına nazire midir diye baktım, değilmiş. Sezer, kendi çizgisini sürdürüyor.
Kitaptaki en iyi şiirler, aklın müdahalesinden kurtulmuş ya da epey sıyrılmış olanlar: “Yeni Bremen Mızıkacıları” şiiri örneğin. Bu şiirde, düşmekten korkan, yaşını başını almaya başlamış bir kadın konuşuyor: “Düşsem biri kaldırır mı/ Yoksa önce hüviyet mi sorar” (s. 42) 

Ayıkla, ekle, topla
Ve buna çok yakın bir duygunun şiiri olan “Düşler ve Kaygılar” adlı şiir: “Düşüp ölmekten korkmuyorum/ Yalnız... çoraplarım...” diyerek, en has bir yerden başlıyor buradaki kadın da. Gelgelelim, şiir böyle gidip gidip “Kan bulaşıyor elimi neye atsam” dizesine dayanınca ‘tüh’ diyorum, akıl yine geldi ve devreye girdi. Bu harcıâlem sözü kapatarak okumak istiyorum her seferinde bu şiiri. Devamı yine has.
“Eksik Şiir”de de öyle. Güzelim şiirin orta yerinde bir cümle: “Yok sayılan duygular.” Oysa şiir bu noktaya kadar bunu hissettirmiştir zaten bize. Bir de dank diye ayrıca söylenince, kafasına vurulmuş gibi oluyor insan.
Okura bir malzeme yığını vermek de bir yöntemdir belki. Kendi şiirini kendin yap; hazıra konma. Ayıkla, ekle, topla... Sennur Sezer’in şiirleri böyle düşündürüyor insana. Kişisel olarak, oradaki erotizm türünden, kadınlık duygularından, kendisinin ve başkalarının yoksulluğunu hissediş tarzından vazgeçemem çünkü; “Akşam Haberleri” olsun, “Kirlenmiş Kâğıtlar” olsun... 

Hakiki bir şiirci, bir masalcı nine...


“Kirlenmiş Kağıtlar”
Sennur Sezer/Evrensel Basım Yayın/Şiir / Fiyatı: 4 TL




YENİ ÇIKANLAR

 “Mimarlık” / Derleme / NTV Yayınları / Fiyatı: 30 TL / Sanat
Kitap, tarih öncesinden günümüze mimarinin yapı taşlarını içeriyor. Belli başlı akımların ve mimarların tanıtıldığı kitabın her bölümünde, dönemin siyasi ve toplumsal ortamı anlatılıyor; bu sayede yapıların oluşumundaki etkiler görülebiliyor.

 “Adsız İnsanlık” / Badahan Canatan / Cinius Yayınları / Fiyatı: 18 TL / Roman
Yüzlerce gezegen, tek bir yönetim, yeni bir demokrasi... Ve kendi idealleri için kaçmaya çalışan bir grup insan. Badahan Canatan’ın bilimkurgu türünde kaleme aldığı kitap, 5000 yılında 200 gezegene yayılmış iki trilyondan fazla insandan oluşan Birlik ile, Adsız İnsanlık arasında yaşanan tansiyon yükselten gelişmeleri ele alıyor.