Kültür Sanat Hedefi vurmasa da özenli bir film

Hedefi vurmasa da özenli bir film

27.06.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Barındırdığı absürd komedi potansiyelini değerlendiremeyen ama melodrama kayan tonuna rağmen birkaç güçlü sahneyle etkili olan bir çalışma "O Şimdi Asker"

Hedefi vurmasa da özenli bir film

"O Şimdi Asker" Böylesine etkili bir sahneyle açılan film boyunca o felaket duygusundan kurtulamıyoruz. Ama "O Şimdi Asker" tekne gibi pusulasını şaşırıyor, bir taraftan mizah dalgası bir taraftan melankoli dalgası vurdukça yalpalıyor ve hedefinden uzaklaşıyor. Buna rağmen, Hollywoodun büyük stüdyo yapımlarına özgü özenli görüntü yönetimi ve dinamik kurgusu filme gıcır gıcır bir görünüm veriyor. Mustafa Altıoklar kariyerinin en iyi filmine böylece imza atıyor. 17 Ağustos 1999 sabahı saat 03.03te Gölcükte başlıyor "O Şimdi Asker". Bir balıkçı teknesi kıyıya yanaşırken dışarıdan yapılan çekimde, dümen başındaki arkadaşına evini işaret eden delikanlı pusulayı deli gibi döndüren beklenmedik bir sarsıntıyla bağırıyor: "Noluyo lan?" Ne olduğunu çok iyi bilen bizler tüylerimiz diken diken olurken koltuklarımıza yapışıyoruz. Delikanlının karısından ve çocuğundan söz ederken içi gülen gözleri inanmakta zorlanarak dehşet içinde bakakalıyor evinin olduğu yere. Büyük mizah potansiyeli Normal koşullarda askerlik yapabilmeleri mümkün görünmeyen bu topluluğun hali ve ilişkileri senarist Levent Kazakın da gözlemlediği gibi şahane bir absürd komediye malzeme hazırlıyor. Ancak birkaç sahne dışında potansiyelin değerlendirilememesi bir yana, gülümsememizi donduran bir gerçeklik var: Onlar depremin yol açtığı zararların tazmini amacıyla çıkarılan bedelli askerlik yasasından yararlanıyor. Açılış sekansındaki deprem mağduru delikanlıya da kan parası olarak bedelli askerlik hakkı tanınmış. Sürekli içen ve alkolizmin eşiğine gelen delikanlı askerde kolonya ve alkolle iç organlarını çürütürken komik güruhun beylik esprileri bizi güldürmüyor. İzne çıktığında sızıp kalan Nihat, ona acıyan Yüzbaşı Volkanın evinden ayıldığında depremde kimleri kaybettiğini sayarken biz de gözyaşlarımızı tutamıyoruz. Açıkçası ne Kazakın kendini karikatürize ettiği "güneş istirahatinde" tiyatrocu; ne Ali Poyrazoğlu ve Fethi Kantarcının canlandırdığı Avustralyalı gurbetçi baba-oğul; ne de sevdiğine kavuşmak için sürekli kaçıp askerliğini uzattıkça uzatan müzmin er Karlıdağ (Yavuz Bingöl) amaçlandığı yerde bizi güldürüyor. Filmin en komik yeri iki dedesinin de adını taşıyan Avustralya doğumlu Türk vatandaşı Seyfi Paulün Çanakkaledeki Anzak Şehitliğinde gömülü büyükdedesini ziyaret ettiğinde sarf ettiği sözler: "Eğer ben iki ulusun meyvesiysem neden yıllar önce birbirlerini öldürmek zorunda kaldılar?" Daha da fenası görsel olarak profesyonelce çözümlenmiş ve gerçekleştirilmiş, Kardak krizini hicveden, Egedeki Türk-Yunan gerginliğinin depremle ilintili fantastik bir temele oturtulması. "Eşkıya"nın ölümü gibi "O Şimdi Asker"in adası da yakışmıyor filmin bütününe. Athena Gökhanın sevgilisi (meraklısına Şebnem Schaeffer) ile buluşmayı iple çektiği izin gününde subay ailelerini eğlendirmek zorunda kaldığı sahne ise gerçekten komik. Gökhan, belki kendini oynadığı için, filmin Günsürden sonra en başarılı aktörü. Pelin Batu hâlâ çözümleyemediği aksan sorunu yüzünden güzelliğine gölge düşürüyor. Diğer kadın oyuncular Seray Sever ve Özlem Tekin ise sırf filme feminen şöhret katmak için onlara sahne yazılmışçasına işlevsizler. "O Şimdi Asker" uzaktan tam bir komedi gibi görünüyordu. Gerçekten de içinde ideal bir absürd mizah potansiyeli barındırıyor. Bedelli askerlik yapmak üzere her türden insanın toplandığı asker ocağına hüzün yerine neşe egemen olması beklenir. Alt tarafı 28 gün sonra terhis olacaklar. Ama hepsinin tuzu kuru değil. Parayı zor denkleştirenin durumu zor, parası olanın sorumluluğu çok, kimi doğacak çocuğunun heyecanı içinde, kimi canından bezmiş, kimi yaşlı, kimi ünlü... Yön: Mustafa Altıoklar Gör: Soykut Turan Sen: Levent Kazak Müz: Jingle House Oyn: Mehmet Günsür (Nihat), Levent Kazak (Artist), Athena Gökhan (Kendisi), Özcan Deniz (Yüzbaşı Volkan), Pelin Batu (Müzeyyen), Ali Poyrazoğlu (Hüseyin), Metin Belgin (Albay), Ercan Saatçi (İşçi Murat) "O Şimdi Asker"