Kültür Sanat Koca baskısına ‘yeter’

Koca baskısına ‘yeter’

17.10.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Koca baskısına ‘yeter’

Koca baskısına ‘yeter’





Koca baskısına ‘yeter’
"Yeter / Enough" - Yönetmen: Michael Apted / Senaryo: Nicholas Kazan / Görüntü: Rogier Stoffers / Müzik: David Arnold / Oyuncular: Jennifer Lopez (Slim), Billy Campbell (Mitch), Tessa Allen (Gracie), Ginny (Juliette Lewis), Dan Futterman (Joe), Noah Wyle (Robbie), Fred Ward (Jupiter), Janet Carroll (Bayan Hiller) / 2002 ABD yapımı, 115 dakika.

Günümüzün hem sinema, hem müzik alanında isim yapmış starlarından Jennifer Lopez üzerine kurulmuş olan "Yeter", tipik bir kadın filmi. Garson olarak çalıştığı kafede zengin ve yakışıklı Mitch ile karşılaşan Slim, çok geçmeden beyaz atlı prensiyle evlenir, bir de kızları olur. Ne var ki hayat ‘Külkedisi’ masalından farklıdır, cicim yılları fazla uzun sürmez. Kaçamağını yakaladığı kocası, Slim’in üzüntüsüne duyarsız kalır. Evin, arabanın olduğu kadar, genç kadının tüm hayatının sahibi olduğunu ve dilediğini yapmakta özgür olduğunu düşünür çünkü. Ekonomik özgürlüğünü ve hayatının direksiyonunu kendi elleriyle evlendiği adama teslim etmiş olmanın bedelini ödeyen genç kadın duruma itiraz ettiğinde şiddetle karşılaşır. Çare evi terketmek, kendi ayakları üzerinde durabileceği yeni bir yaşam kurmaktır. Ancak emektar Michael Apted’ın yönettiği filmin niyeti bunları tartışmak değil. Hedeflenen gerilim yüklü kıran kırana bir mücadele. Dolayısıyla koca maço olmanın ötesinde tam bir psikopat. Slim’in, üstelik kızını da beraberinde götürerek, hayatından çıkmasına izin vermiyor. Kanunların zengin ve güçlü kocasından yana olduğunu gören Charles Bronson genç kadın, "Death Wishödeki misali kendi başının çaresine bakma yolunu seçiyor.
Julia Roberts’lı "Yatağımdaki Düşman / Sleeping with the Enemy" benzeri öncüllerinden farklı olarak, Lopez’in güçlü ve dövüşken bir kadın portresi çizdiği film, finaliyle kadın izleyiciyi pek rahatlatıyor. Ancak ‘Krav Maga’ dövüş tekniğini uygulamak herkesin harcı değil. Koca baskısından, ev hapsinden kurtulmanın yolu, yan gelip Alem Dergisi karıştırmaktan değil, bir meslek sahibi olup kendi ayakları üzerinde durmaktan geçiyor.

Başrollerini dört genç oyuncunun paylaştığı "Ruhlarla Dans", sürpriz finaliyle son haftaların korku / gerilim filmlerinin arasından sıyrılıyor.
"Ruhlarla Dans / Soul Survivors" - Yönetim ve Senaryo: Steve Carpenter / Görüntü: Fred Murphy / Müzik: Daniel Licht / Oyuncular: Melissa Sagemiller (Cassie), Casey Affleck (Sean), Wes Bentley (Matt), Eliza Dushku (Annabel), Angela Featherstone (Raven), Luke Wilson (Peder Jude), Allen Hamilton (Doktor Haverton) / 2001 ABD yapımı, 85 dakika.

Yönetmen Steve Carpenter, komple bir sinemacı. 1980 yılından beri çektiği korku / gerilim türündeki küçük bütçeli filmlerini kendi yazmış, görüntülemiş, kurgulamış. Carpenter, özgün adı "Ruh Kurtarıcıları" olan son çalışmasıyla bu kez daha iddialı bir projeye sıvanmış. Yapımcılar "Geçen Yaz Ne Yaptığını Biliyorum" ve "Şehir Efsaneleri / Urban Legend"ı finanse eden takım. Kevin Costner’ın Oscarlı filminden esinlenmiş bizdeki adıyla "Ruhlarla Dans" yine bir korku / gerilim çalışması ama "teen slasher" değil. Anlatılan çok daha gizemli bir öykü.
Liseden yeni mezun dört arkadaş farklı üniversitelere yollanmadan önce eski bir kilisede düzenlenen partide bir araya gelirler. Parti dönüşü Cassie’nin kullandığı araba, iki tekinsiz tipin neden olduğu kaza sonucu yoldan çıkarak hendeğe yuvarlanır. Erkek arkadaşı Sean’ın ölümüyle sonuçlanan kazadan kurtulan Cassie suçluluk duygusu içinde bunalıma girer. Kazadan kurtulan eski sevgilisi Matt ile Annabel’in teselli etmeye çalıştıkları genç kız gerçek, düş ve halüsinasyonların birbirine karıştığı kâbus dolu günler yaşamaya başlar.
John Carpenter ile herhangi bir akrabalığını tespit edemediğimiz yönetmen, ilginç çıkış noktasını yeterince geliştirememiş. Gerilimi ayakta tutmak için bazı zorlama sahneler de söz konusu, ancak sürprizli finaliyle belli bir albenisi olan bir çalışma bu. Başrollerde Ben Affleck’in kardeşi Casey, "Amerikan Güzeli"nin sorunlu genci Wes Bentley gibi tanıdık oyuncularla birlikte yetenekli yeni yüzlerden Melissa Sagemiller’ı izliyoruz.

Mucizevi bir buluşun her şeyi hareketsiz hale getirmesi fantezisi üzerine kurulmuş film, hareketli bir komedi.
"Zamanı Durduranlar / Clockstoppers" - Yönetmen: Jonathan Frakes / Senaryo: Rob Hedden, J.David Stern, David N.Weiss / Görüntü: Tim Suhrstedt / Müzik: Jamshied Sharifi / Oyuncular: Jesse Bradford (Zak), Paula Garces (Francesca), French Stewart (Dopler), Michael Biehn (Gates), Robin Thomas (Zak’in babası), Julia Sweeney (Zak’in annesi), Lindze Letherman (Kelly), Jason Winston George (Richard), Linda Kim (Jay) / 2002 ABD yapımı, 94 dakika.

Hangimiz zamanı durdurmayı, çevremizdeki her şeyi hareketsiz hale getirdikten sonra özgürce dilediğimizi yapmayı düşlememişizdir? Haftanın gençlik komedisi "Zamanı Durduranlar" işte böyle bir fantezi üzerine kurulmuş. Gerçi burada zaman durmuyor, söz konusu, Einstein’dan esinlenen bir bilimadamının buluşu olan saatin marifetleri. Düğmesine dokunulduğu anda likit nitrojen yayan bu çok özel kol saati, insan vücudundaki molekülleri hızlandırarak, gerçek zamanın hızlandırılmış versiyonu olan ‘hiperzaman’ boyutuna geçişi sağlıyor. Bu şekilde molekülleri hızlandırılmış hiperzamandakiler görünmez hale gelirken, normal zamanda yaşayan insanlar moleküllerinin daha yavaş hareket etmesi nedeniyle zamanda asılı kalmış gibi görünüyorlar. Biraz karışık oldu ama film son derece basit ve eğlenceli.
Bilimkurgusal çıkış noktasını kendisinin de pek ciddiye almadığı bu gençlik komedisi daha çok alt ‘teenager’ izleyici grubuna hitap ediyor. İlk "Terminator / Yokedici"de insan neslinin gelecekteki kurtarıcısını kollamak üzere zamanımıza düşen olumlu karakteri canlandıran Michael Biehn ise bu kez karanlık Bay Gates (Microsoft’la ilişkisi yok)tiplemesiyle karşımızda.

1960’ların devrimci karşı kültür hareketinin liderlerinden Abbie Hoffman’ın inişli çıkışlı yaşam öyküsünü belgesel tadında anlatan "Özgürlük İçin", Amerikan bağımsız sinemasından ilginç bir örnek.
"Özgürlük İçin / Steal this Movie" - Yönetmen: Robert Greenwald / Senaryo: Bruce Graham / Görüntü: Denis Lenoir / Müzik: Mader / Oyuncular: Vincent D’Onofrio (Abbie Hoffman), Janeane Garofalo (Anita Hoffman), Kevin Pollak (Gerry Lefcourt), Jeanne Tripplehorn (Johanna Lawrenson), Donal Logue (Stew Albert), Kevin Corrigan (Jerry Rubin), Alan Van Sprang (David Glenn), Troy Garity (Tom Hayden), Ingrid Veninger (Judy Albert) / 2000 ABD yapımı, 108 dakika.

Amerikan bağımsız sinemasından gelen haftanın sürpriz filmi, geleneksel değerlerleri sorgulayarak dünyayı değiştirmek için yola çıkan efsanevi 68’ler kuşağının kilit isimlerinden Abbie Hoffman’ın yaşam öyküsü üzerine belgesel drama tadında bir deneme. Toplumsal konformizme kaşı tavır alan beyaz orta sınıf gençliğin temsilcisi Hoffman’ın kavgası 65’ler Mississippisi’nde siyahların vatandaşlık hakları davası için savaşımıyla başlar. Hemen akabinde polisle başı derde girer ve sakıncalılar arasında yerini alır. Abbie’nin esas çıkışı Vietnam Savaşı’na karşı verilen mücadeleyle gerçekleşir. Altmışlı yıllar ilerledikçe radikalleşen, direnişten devrim çağrılarına dönüşen gençlik hareketinin lideri, Johnson’ın çoğunluğu siyah ve Latin kökenli 50 bin çocuğu ölüme gönderdiğini mitinglerde haykırdığında, Vietnam’dan yola çıkarak toplumun geleneksel değerlerini sorgulayan Yeni Sol’a karşı cephe oluşturan hükümet güçlerinin hedefi haline gelir.
Birleşik Devletler milli marşının doğaçlama elektro gitar versiyonuyla açılan "Özgürlük İçin", televizyon için yaptığı filmlerle tanınan Robert Greenwald’ın imzasını taşıyor. Özgün adı, Abbie’nin yazdığı kışkırtıcı "Steal this Book / Yürüt Bu Kitabı"ndan esinlenmiş film, radikal eylemcinin inişli çıkışlı yaşam öyküsünü anlatırken döneme ilişkin belgesel görüntülerden yararlanmış. Hoffman ilginç bir şahsiyet. Kendini Amerika’nın bir yetimi olarak gören, Woodstock devletinde yaşadığını söyleyen uzun saçlı romantik bir devrimci, varoluşçu bir âşık.
Azimli bir politik eylemci, ancak tutarlı bir politik felsefesi yok. Böylece, uyuşturucuyla müdahaleyi bahane etmenin yanı sıra, savaşı ve ulusal güvenliği öne sürerek her türden hükümet karşıtı hareketi bastıran Nixon yönetiminin kucağına kolay düşüyor; FBI baskınları, polis ve cezaevi girdabında kimlik değiştirerek kaçak yaşamak zorunda kalınca ruhsal sağlığını yitirmeye başlıyor.
Sadece tek bir kopyayla (Alkazar Sineması’nda) gösterime girecek olan "Özgürlük İçin", bir film süresi içine kolay sığmayan fırtınalı bir hayatı röportaj tekniğinden yararlanarak anlatan ilgiye değer bir biyografik çalışma. Pahalı prodüksiyonların derinliksiz yan rollerinde harcanan Vincent D’Onofrio, Abbie’nin gelgitlerini ustaca veren yorumuyla has bir aktör olduğunu kanıtlarken, yaşamını paylaşan kadınlardan america’nın (özellikle küçük harfle yazılıyor) annesinde (romantik komedilerden hatırladığımız) Janeane Garofalo parlak bir kompozisyon çizmiş. Dünyayı değiştirmek için yola çıkmış çiçek çocuklarının romantik devrim yıllarından nostaljik tablolar çizen bu bağımsız yapımı izlemeye çalışın.