Kültür Sanat Kumbarayla geçmişe yolculuk

Kumbarayla geçmişe yolculuk

20.05.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kumbarayı 1928 yılında Türkiye’ye getiren ve para biriktirme alışkanlığının küçük yaşlarda başlamasını amaçlayan İş Bankası, düzenlediği sergiyle izleyicileri hoş bir yolculuğa çıkarıyor...

Kumbarayla geçmişe yolculuk

Yasemin Bay
Pek çoğumuzun çocukluğunun en değerli simgelerinden biri olan kumbara, bir sergiye konu oldu.
Türkiye İş Bankası Müzesi’nde açılan ve hazırlıkları bir yıl süren “Bir Kumbara Öyküsü” sergisinin konsepti, metin yazarlığını da üstlenen Gökhan Akçura’ya ait. Tasarımını Emre Senan’ın gerçekleştirdiği “Bir Kumbara Öyküsü”nde İş Bankası ile özdeşleşen kumbaraların yanı sıra kumbaraların Türkiye’deki serüveni belgeler, objeler, fotoğraflarla anlatılıyor. Hatta sergide İş Bankası Kumbara Dergisi’nin kapakları ve o dönemde kumbara üzerine yapılmış reklamlar, ilanlar da yer alıyor.
İş Bankası Müzesi’nin ilk süreli sergisi olan “Bir Kumbara Öyküsü”, bankanın kumbarayı getirişinin 80. yılı anısına düzenlendi. Gökhan Akçura, kumbaranın her dönemde karşımıza çıktığını söylüyor:
“Mesela Antalya Müzesi’nde antik dönemden kalma bugünkülere benzeyen toprak kumbaralar görüyoruz. Ama çağdaş anlamda bankayla ilişkili kumbaraların ortaya çıkışı 19. yüzyıla dayanıyor.

Humbaradan kumbaraya

Türkiye’deki durum için ise sözcüğün kendi tarihine bakmak gerekiyor. Kumbara sözcüğü humbaradan geliyor. Humbara, Osmanlı İmparatorluğu’nda kullanılan bir tip mermi; içinde demir tanecikleri olan yuvarlak bir top. Topları yapanlara da humbaracı deniliyor. Fakat bu, telaffuza uygun bir sözcük olmadığı için halk arasında zamanla kumbaraya dönüşüyor.
Savaşların azalması ve belki de o mermilerin geçerliliğini yitirmesi üzerine humbaracılar bu objeleri ne yapsak diyorlar. Sonunda üstüne delik açıp içini boş bırakıyorlar. Böylece toprak kumbaralar oluşuyor.”
Hepimizin bildiği klasik kumbaraların Türkiye’de kullanımı ise İş Bankası ile başlıyor. Akçura kumbaranın Türkiye’ye getiriliş öyküsünü şöyle anlatıyor:

2 bin tane yapılmıştı

“1928 yılında Türkiye İş Bankası’nın Genel Müdürü Celal Bayar, dünyada gitgide büyüyen kumbara olayını uygulamak istiyor. '2 bin kumbara yaptıralım’ diyor. Yönetim kurulu bu sayıyı çok buluyor fakat Bayar, ısrar ediyor.
Türkiye’de o zaman güzel, büyük kumbaralar yok; Almanya’dan ithal ediyorlar. Bu ilk partiyi de 1928 yılının sonunda bir tasarruf haftası ilan ederek dağıtıyorlar. İnanılmaz bir rağbet oluyor kumbaraya. Çünkü, o dönemde Türkiye ulusal ekonomiye geçiyor. Dünya krizi karşısında yerli malını öne çıkaran hükümet, tasarruf fikrini yaygınlaştırarak para biriktirmeyi teşvik ediyor.”
Kumbaraya dair her şeyi görebiliyoruz bu sergide. Pek çok kumbaranın yanı sıra ilanlar, afişler, sadece kumbaraya dair yazıları içeren Kumbara Dergisi...
Gökhan Akçura tarafından kaleme alınan ve sergiyle eş zamanlı olarak yayımlanan 256 sayfalık kitap da İş Bankası kumbarasının doğuş sürecini, tasarruf bilincinin oluşumu için yapılan reklam çalışmalarını, kumbaranın toplumsal hayata etkileriyle birlikte anlatıyor.
Sergi 15 Eylül’e kadar ziyarete açık olacak. Ardından ise İzmir’de sergilenecek.

Yazarlar