Kültür Sanat Savaşa karşı 'ayaklanma’

Savaşa karşı 'ayaklanma’

09.10.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bienalin en kapsamlı sergilerinden Entrepolis’e ev sahipliği yapan Antrepo No.3’ü gezmeyi sürdürüyoruz. Bu bölümde savaş karşıtı eserler dikkat çekiyor

Savaşa karşı ayaklanma’

Aslı Onat

Geçen hafta uğradığımız İstanbul Bienali mekânlarından Antrepo No.3’teki gezimizi sürdürüyoruz. “Entrepolis” başlığı altında toplanan çalışmaları incelemeye Antrepo’nun kapısından girip sola dönerek devam edelim.
Soldaki merdivenlerden aşağıya inince sağda görebileceğiniz, Rainer Ganahl’ın “Susturulmuş Sesler”i, gazetecilik mesleğinin içinde olanlar için daha da anlamlı bir mesaj niteliğinde.  İstanbul’da gazetecilerin öldürüldüğü 21 bölgede bisikletiyle dolaşan Ganahl, bu bölgelerin açıklamalı fotoğraflarını bir panoya yerleştirmiş. Ayrıca panonun iki yanına koyduğu bisikletlere zincirler bağlamış. Gezdiği bölgelerden birinde yere tebeşirle “Gazeteci burada 1996’da öldürüldü” yazmak isteyen Ganahl, polis tarafından karakola götürülmek istenmiş. Sanatçı, bienale katıldığını söyleyince, polis de tehditler savurarak gitmesine izin vermiş...

Filistinliye uzun yol eziyeti
Milano’da yaşayan sanatçı kolektifi Multiplicity’nin “Road Map / Yol Haritası” adlı işi de İsrail-Filistin sorunu üzerine çarpıcı bir çalışma. Multiplicity, 13 ve 14 Ocak’ta ellerinde AB pasaportları, Kudüs’ü çevreleyen alandaki sınır önlemlerinin yoğunluğunu ölçmeye karar vermiş. Ve 13 Ocak’ta 60 numaralı karayolu boyunca İsrail pasaportuna sahip bir kişiyle beraber Kiriat Arba yerleşiminden Kudmin yerleşimine; ertesi gün de Filistin pasaportuna sahip bir kişiyle beraber Hebron’dan Nablus şehrine yolculuk etmişler. İki yol da aynı enlemde başlayıp bitiyor ve bazı noktalarda kesişiyorlar.
İsrailli yolcunun iki enlem arasında gidip gelmesi bir saat alırken, Filistinli yolcu bu mesafeyi tam beş buçuk saatte kat edebilmiş. Çünkü özel izin belgelerinin olmadığı durumlarda İsrailli askerlerin nöbet tuttuğu sabit ya da geçici kontrol noktalarından geçmek ya da etraflarından dolaşmak durumunda kalmış...  Yan yana yerleştirilen ikişer televizyondan birinde yolculuğun görüntüleri verilirken, diğerinde de iki yolculuğun durakları karşılaştırılıyor. Filistinli yolcunun güzergahı ekranda belirginleştirilerek olayın vahameti daha da vurgulanıyor.
Bienalin en vurucu işlerinden biri sayılan “Son Ayaklanma - Son Ayaklanma 2” Moskovalı üç sanatçıdan oluşan AES+F’nin elinden çıkma. Günümüz insanlarının birbirlerine uyguladıkları şiddeti bir Rönesans tablosu estetiğiyle anlatan çalışmada gerçek savaşları bir oyuna benzeten ekip, hapishane işkencelerini modern çağ 'vakyrie’lerinin (Kuzey mitolojindeki periye benzeyen yaratıklar) sadist eylemlerine benzetiyor. Grup, kurban - saldırgan, erkek - kadın arasında fark kalmadığına, dünya ideolojisinin tarihin ve ahlakın sonunu kutladığına dikkat çekiyor.
Michael Rakowitz’in “Görünmeyen Düşman Varolmamalı”sı da Irak ile bağlantılı bir yerleştirme. Nisan 2003’teki Amerikan işgali sonrasında müzeden çalınan sanat yapıtlarından yola çıkan proje, Rakowitz’in bu paha biçilmez eserleri yeniden oluşturmaya 'teşebbüs’ etmesiyle ortaya çıkmış. Arapça gazete kağıtları kullanılarak oluşturulan ve Mezopotamya kültürünü yansıtan yapıtları incelerken fonda New Yorklu Arap grup Ayyoub’un arabesk yorumuyla Deep Purple klasiği “Smoke on the Water”ı dinlemek, odada ironik bir atmosfer yaratıyor.