Kültür Sanat Tarihin en merak edilen kitabı

Tarihin en merak edilen kitabı

04.11.2009 - 01:00 | Son Güncellenme:

Dan Brown’un merakla beklenen kitabı “Kayıp Sembol”, 15 Eylül’de piyasaya çıktı. Kitabın Türkçesi birkaç hafta sonra Altın Kitaplar etiketiyle raflarda olacak.

Tarihin en merak edilen kitabı

ABD’de piyasaya çıktığı ilk günde 1 milyon satan, Dan Brown’un son kitabı “Kayıp Sembol”, daha ilk sayfasında ‘gerçek’ten şöyle bahsediyor: “1991’de CIA Başkanı’nın kasasına kilitlenen doküman, bugün hâlâ oradadır. Metin, eski bir kapı ve yeraltında bilinmeyen bir yeri işaret eden, şifreli bir metindir.
Dokümanda ‘Orada bir yerde saklıdır’ ifadesi mevcuttur. Bu kitaptaki Masonlar, Görünmeyen Kolej, Güvenlik Bürosu, SMSC, Noetik Bilimler Enstitüsü gibi bütün kuruluşlar gerçekten mevcuttur. Bütün törenler, bilim, sanat eseri ve abideler gerçektir.”
Dan Brown’ın “Kayıp Sembol”ünün merkezinde, İstanbul yakınlarında Soğanlık Hapishanesi’nde insanlığını kaybedip canavara dönüşen bir katil var. Kitabın ilk cümlesi de ona ait: ”Sır, nasıl öleceğini bilmektir!”
Önceki kitaptaki katilden farkı, bu seferkinin doğuştan beyaz saçlı bir albino değil, vücudunu dövmeleriyle örterek “sanat eseri haline getiren” bir kokainman olmasında. Öyle ki, “dev cinsel organı bile dövmeli”.
Bu cümle ise yazara utangaç bir erkek çocuğu sesi veren kitabın cinsellikle ilgili tek ifadesi.

Kesik bir el
Son cümleleriyle birbirine bağlanan kısa kısa bölümlerle, dünyanın ve insanlığın en büyük sırrını çözmek vaadiyle okurunun ayağını yerden kesmiş Brown. Ve simgebilimci Langdon’la birlikte ABD’nin başkentinde, meclis binasının tünellerinde ve kubbesinde Mason sırlarıyla örülü bir dünyaya gömmüş.
Kıyamet, Langdon’ın canciğer dostu Mason Peter Solomon’dan olduğunu sandığı bir telefonla meclis binasına gelmesiyle başlar. Langdon, meclis kubbesinin altında arkadaşını bulmak yerine onun kesik eliyle karşılaşır.
Kesik eli Mason yüzüğünden tanır. Simgebilimde yeri olan “Sırların Eli”ni simgeleyen bu el, insanı ‘tanrılaştıracak bilgiyi’ işaret etmektedir. Ancak Solomon’un avucundan çıka çıka meclisin bodrumundaki bir odanın numarası çıkar.
O odada Mason törenleri yapıldığını fark eden Langdon, böylece Peter’ın elini kesen vahşinin en azından yakın dostu ve kendisi kadar gizli sırlar konusunda uzman olduğunu anlar.

Heyecanlı ve gerilimli
Kitabın üzerine kurulduğu ve yerçekimini bulan bilimadamı Newton’ın 1936’da ortaya çıkan gizli mektubunda sözünü ettiği, “çok büyük bir sessizlikle saklanmazsa büyük bir hasara yol açacağını” bildirdiği gizli bilgi, kimya bilimi ve mistik bilgelik üzerinedir. Aynı anda aynı şeyi düşünen insanların zihin gücüyle fiziksel değişimlerin olabileceğine inananlar da işin içine girer.
Langdon aniden duruma el koyan, kısa boylu, gırtlak kanserinden mustarip, çekik gözlü CIA görevlisi Sato adlı kadının eline düşer. Bodrum katındaki odada karşılarına Mason piramidi de çıkar. Bu arada Langdon çantasında piramidin sırrını çözecek minyatür piramidi de taşımaktadır.

Masonların sırları
Taş ustalığı, Mısır’da piramit yapımında büyük bir aşama kaydettiğinden, Avrupa’daki taş ustalarının Mısır piramidini kendilerine simge olarak benimsemelerine neden olmuştur. Haliyle Masonların da sembolü haline gelmiştir.
Simgebilimci Langdon, böyle bilgileri ansiklopedik bir öğretici gibi sürekli birbiri ardına sıralar. Böylelikle ördüğü sırlar zinciri dolanmaya devam eder.
Dan Brown ustalığıyla halkaların hepsi bu sefer “Da Vinci Şifresi”ndeki gibi Magdalena’nın şarap çanağına değil de, Amerikan Meclisi bodrumunda şarap kupası olarak kullanılan kafatasına bağlanır.
ABD’nin başkentinin ülkenin kurucularının dört bir yana yerleştirdikleri taşlarda, Masonları yaratan taş örücülerinin törelerini benimsediklerini görürüz.
Katil hızla ilerlediği sırada, Newtoncu temel bilimin bu piramidi dönüştürebileceği anlaşılır. Son sırrın ‘söz’ olduğu da ifadesini kutsal kitapta bulur.
Sözün “Allaha Şükür” anlamına geldiği anlaşılınca Langdon yine didaktik edasıyla “Allahın sözünün ademin sözü” olduğunu açıklama ihtiyacı duyar. Katilin kimliğinin ortaya çıkmasından sonra Washington Abidesi’ne gelen günün ilk ışıkları büyük sırrı çözer.
Brown’un kahinliği sırlarla bitmiyor, metinde aradan zıplayan, okurunun keyfini artıran, “Kitaplar teknedir, ancak nadir birkaçına zamanının sesi olmak ve gelecek asırlarda duyulmak nasip olur” ifadeler de yer alıyor.n
Düzeltme: Geçtiğimiz sayıda Şebnem Şenyener’in “Pynchonvari bir Polisiye” başlığıyla yayımlanan yazısında “siyah diliyle konuşan dedektif”, bir tashih karışıklığı nedeniyle “siyah dedektif” olarak çıkmıştır. Düzeltir, özür dileriz.


Bu kez katil de sembol uzmanı
Brown’un “Kayıp Sembol”deki kahramanı, daha önceki “Melekler ve Şeytanlar” ve “Da Vinci Şifresi” kitaplarının da kahramanı olan, Harvard Üniversitesi simgebilim profesörü Robert Langdon. Langdon, bu sefer simgebilimden kendisi kadar haberdar olan; ancak sembolleri gerçek kabul ederek hayatla karıştıran, ailesini kesip biçen bir uyuşturucu müptelası ile baş etmek zorunda.
Yazarın kahramanına ve katiline duyduğu yakınlığı en fazla ifade eden şey ise; kitabının hikayesini gerçek sırlar, kuruluşlar ve inançlar üzerine kurarak hayatla karıştırmasında.



2012’de sinemalarda, Robert Langdon’ı yine Tom Hanks oynayacak
“Kayıp Sembol” ilk gün yakaladığı 1 milyon satışla tarihin en hızlı satılan romanı unvanını kazandı. İlk haftada ise 2 milyonluk satış rakamına ulaştı. New York Times, Amazon, Barnes&Noble’ın çok satanlar listesinden haftalarca inmedi. “Da Vinci Şifresi” dünya çapında 80 milyon adet, “Melekler ve Şeytanlar” 39 milyon adet sattı. “Kayıp Sembol”den de benzer rakamlar bekleniyor.
Bunca ilgiye mazhar olan roman kaçınılmaz olarak Hollywood’a da transfer oldu. Tıpkı “Dan Vinci Şifresi” ve “Melekler ve Şeytanlar”da olduğu gibi Robert Langdon’ı Tom Hanks’in oynaması, filmi Ron Howard’ın yönetmesi bekleniyor. Planlanan vizyon tarihi 2012.

Yazarlar