Gündem Raketlerin muhteşem mücadelesi

Raketlerin muhteşem mücadelesi

08.05.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

TEB-BNP Paribas İstanbul Open’da şampiyon olan Roger Federer ile buluştuk. İstanbul’a ilk kez geldiğini ve kendisine gösterilen ilgiden memnun kaldığını belirten sporcu, Türk tenisinin gelişmesine katkıda bulunmak istediğini söyledi

Raketlerin muhteşem mücadelesi

EB-BNP Paribas İstanbul Open (ATP) Erkekler Turnuvası’nda dünyanın en iyi tenisçiler yarıştı. Turnuvanın bir numaralı seri başı, dünya tenisinin iki numarası İsviçreli raket Roger Federer, İstanbul Open’ın kupa kaldıran isim oldu. 26 Nisan-3 Mayıs tarihleri arasında Garanti Koza Arena’da gerçekleşen turnuvaya çok sayıda tenissever katıldı. Turnuvanın bir numaralı seri başı Roger Federer’e büyük bir ilgi vardı. Benim de takip ettiğim bu turnuvada Türkiye’nin spor açısından ne kadar önemli değerlere sahip olduğunu gözlemledim.
Turnuvanın diğer gözde sporcusu ise dünyada Türkiye’yi temsil eden Marsel İlhan’dı. İyi bir performans sergileyen Marsel İlhan, evinde turnuvaya erken veda etti.
Geçen yıl dünyanın en iyi kadın tenisçilerini ağırlayan Garanti Koza Arena bu yıl da İstanbul Open’da erkekleri ağırladı. Büyük bir spor kompleksi olan Koza World Of Sports, 50’ye yakın tenis kortunun yanı sıra yüzme, basketbol, voleybol, futbol, masa tenisi, bale gibi sporların keyifle yapılacağı bir spor merkezi.
Kısa sürede sporseverlerin çekim merkezi olan merkezde turnuvaya katılan sporcular hem kondisyon çalışması yaptılar hem de tenis antrenmanlarını tamamladılar.
Turnuvada şampiyonluğa ulaşan Roger Federer, Türkiye’nin 81 ilinden gelen yaklaşık 30 minik tenisçiyle buluştu ve antrenman yaptı. Oldukça neşeli gözüken ve çocuklarla şakalaşan Federer, yarım saat minik tenisçilerle yakından ilgilendi.
‘Ailece yine geleceğiz’
Çocukların ellerindeki büyük tenis toplarını imzalayan ve fotoğraf çektiren sporcu, tüm tribünleri selamlayarak korttan ayrıldı.
Spora ve sporcuya örnek davranışlar sergileyen Roger Federer, kupa seremonisinde çarpıcı açıklamalarda bulundu.
“Boğaz gerçekten harika” diyen İsviçreli tenisçi, “İnanılmaz bir yer. Burada bir kahve içmek, Boğaz’a bakıp rahatlamak isterim. Keşke tenis oynamayıp da burada rahatlasaydım. Eşim bugün iki kez aradı nasıl olduğunu sordu. Ona harika olduğunu söyledim ve bir gün hep birlikte ailece buraya gelmek istiyoruz. Bir yıl boyunca çok seyahat ettik onun için bugün orada kaldı. Umarım birlikte geliriz” dedi.

Haberin Devamı

‘Her şey çok güzeldi’

İstanbul’a ilk kez geldiğinin ve turnuva için satışa çıkan biletlerin iki saatte bittiğinin hatırlatılması üzerine Roger Federer, şunları söyledi: “10-15 yıl önce İstanbul’un üstünden geçmiştim. Burada tenisin bu kadar popüler olduğunu bilmiyordum. Umarım gençlere ve çocuklara ilham kaynağı olurum; buradan iyi tenisçiler çıkar ve ben de Türk tenisinin gelişmesine katkıda bulunurum.” Birçok müthiş atmosfere tanık olduğunu kaydeden Federer, “İstanbul’da bu kadar popüler olduğumu bilmiyordum, performans sergilediğim her maçta çok heyecanlıydım. Kazanmak ve gösterdiğiniz ilgiyi hak etmek için elimden geleni yaptım. Bu turnuva kazandığım, kaybettiğim tüm turnuvalar arasında en iyileri arasında” diye konuştu.

Haberin Devamı

SEDAT DOĞAN

Baharın müjdecisi: Hıdırellez

Hıdırellez, Türk dünyasında baharın gelişini müjdeleyen mevsimlik bir bayram olarak 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece yurt genelinde çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Hızır ve İlyas’ın yeryüzünde buluştukları gün olarak kutlanan bugünle ilgili farklı rivayetlerden bahsediliyor.
Hz. Hızır’ın zor durumda olanların imdadına yetiştiği, bereket ve şans getirdiği deniliyor. Denizlerin peygamberi olan Hz. İlyas ile buluştuğu gün ise Ruz-ı Hızır (Hızır günü) veya Hıdırellez olarak anılıyor. Baharın gelişi, umudun ışığı, bereketin müjdesi olarak birçok farklı kültür tarafından kutlanıyor. Peki iki gün önce Türkiye’nin birçok bölgesinde kutlanan bu gelenek nereden geliyor?
Kökeni ilk çağlara dayanıyor
Hızır ve Hıdırellez’in kökeni hakkında ortada birçok bilgi var. Bazıları Hıdırellez’in Mezopotamya ile Anadolu kültürlerine ait olduğunu, bazıları ise İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültür ve inançlarına ait olduğu fikirlerini ortaya atmış.
Hıdırellez ilk çağdan itibaren Mezopotamya, Anadolu, İran, Balkanlar, Doğu Karadeniz ülkelerinde baharın gelişi için sevinçle kutlanan bir gelenek olarak görülmekte.

AYÇA YAVUZ

Kanatsız melekler

Anneler Günü, Türkiye’de ve dünyada bütün anneleri anmak ve onları gururlandırmak amacıyla her yıl mayıs ayının ikinci pazar günü kutlanıyor. Bu kutlamaların, asırlar öncesine Sümerlere kadar gittiğini biliyoruz.
Tarihi belgeler, Sümerlerin bahar aylarına çeşitli isimler vererek doğurganlık, analık, doğanın yeniden uyanışı adına kutladıklarını gösteriyor.
Yakın tarihe baktığımızda ilk resmi kutlamanın Amerika’da 1872’de Julia Ward Howe tarafından barışa adanan bir gün olarak tasarlanması sonucu Boston’da yürüyüşle yapıldığını görüyoruz.
Yine bir başka kaynak, Ann Maria Reeves Jarvis adlı ABD’li kadının 73 yaşında ölmesinden sonra kızı tarafından başlatılan bir gelenek olduğunu ve günümüze kadar farklı kültürlerde farklı kutlamalarla geldiğini gösteriyor.
Neden öldükten sonra?
Anna Jarvis, annesini kaybettiğinde 41 yaşındaydı ve annesine yaşarken yeterince ilgi göstermediğini düşünüyordu. Ann Maria 1905 Mayıs’ının 2. pazar günü ölünce, kızının yıllarca sürecek üzüntüsü de başlamıştı.
1907’ye gelindiğinde Anna Jarvis arkadaşlarıyla birlikte her mayıs ayının 2. pazar günü, anneler için kutlama yapmaya karar verdi. 1 yıl sonra başlayan kutlamalar hızla yaygınlaştı ve ABD Başkanı Woodrow Wilson, 1914’te Mayıs ayının 2. pazar gününü ‘Anneler Günü’ ilan etti.
Türkiye’de ise…
Anneler Günü Türkiye’de resmi olarak ilk 9 Mayıs 1955’te kutlandı. İnsan hayatında bir benzeri daha bulunmayan kutsal varlıklar anneler, bu kutlama sonrasında her yıl mayıs ayının ikinci haftasında anılıyor ve gururlandırılıyor. Her çocuğun, annesine, gücü yettiği ölçüde, armağan vermesi ise o günün güzel bir geleneği olarak sürdürülüyor.

Haberin Devamı

Hıdırellez gecesi neler yapılır?

Haberin Devamı

Hıdırellez, genellikle yeşillik, ağaç alanlarında, su kenarlarında kutlanmakta. Hıdırellez gecesi, Hızır’ın uğradığı yerlere ve dokunduğu şeylere bereket vereceği inancıyla çeşitli uygulamalar yapılır.
Para keselerinin, tencerelerin, ambarların ağzı açık bırakılır. Ev, bahçe, araba vb. isteyen kişiler, gün doğumu öncesine kadar gül ağacının altına isteklerini yazar ve gömer. Hızır’ın kendilerine yardım edeceğine inanırlar. Ateş yakarak, dilek dilerler ve yaktıkları ateşin üzerinden atlarlar.

Haberin Devamı

BEYZA ATEŞ

Bilim insanları e-konferansta buluştu

NASA ve Oxford’dan iki Türk bilim insanı, Mektebim Koleji öğrencileriyle E-konferansta buluştu. Kuşadası’ndaki NASA Gözlemevi’nin koordinatörlüğünü yürüten Mert Koçar’ın da katıldığı görüşme, Nasa/JPL- Celtech’den Dr. Umut Yıldız ve MSC Oxford Üniversitesi’nden Selçuk Topal’ın katılımıyla gerçekleşti.
Mektebim Koleji Bahçelievler, Silivri, Çorlu ve Beylikdüzü Kampüsü öğrencilerinin katıldığı E-konferansta bilgi ve tecrübelerini paylaşan bilim insanları, dünyanın oluşumu, dünyadaki yıldızların sayısı, evrenin çapı, güneş ve dünyanın konumu hakkında bilgi vererek ve video yayınlayarak sunum yaptılar.
Canlı yayında öğrencilerin sorularını yanıtlayan bilim insanları, “İnsanı uzaya taşıyacak ilk uzay aracı Orion uzayda şu an ne yapıyor?” sorusuna, “Orion Aralık 2014’te ilk testini 4 kişiyle yaptı. Çok konforlu ve uzun uzay yolculukları için yeniden bir yapılanmaya gitti. Özellikleri geliştirilerek araca uygulandı. Yeni testler devam ediyor. Bunları başardığımızda dünyada büyük yankı uyandıracak” dediler. “Yenilenebilir enerji kaynaklarını da uzayda kullanabilir miyiz? Kullanılsa nasıl olurdu?” sorusuna ise “Şu anda onunla ilgili çalışmalar yapılmadı.
Uzaydan önce biz yeryüzünde uygulama yapmalı ve yaygınlaştırmalıyız. Doğal kaynaklara önem verip korumalıyız. Bunu uzayda uygulamak ikinci etap olacaktır. Biz öncelikle dünyadaki boyutu aşmalıyız” dediler.

FERHAT ÖZKAN

DNA zincirinde rekora koşuyoruz

Daha önce Nu Skin Greater (Çin) tarafından 28 metre olarak yapılan ve dünyanın en uzun DNA modeli olarak tarihe geçen zinciri, Mektebim Koleji öğrencileri 30 metre olarak yeniden yaparak rekor kırmaya hazırlanıyor. Özel malzemeler ve öğrenci koçları eşliğinde DNA maketinin yapım çalışmalarına başlayan öğrenciler, ilerleyen günlerde modeli tamamlayarak Guinness Rekorlar Kitabı’na girmek için başvuruda bulunacak ve rekor denemesini gerçekleştirerek ödülü Türkiye’ye kazandırmak için mücadele edecekler.

MEKTEBİM’DEN HABERLER

Geleneksel satranç turnuvası sona erdi

Tekirdağ İl Satranç Temsilciliği koordinasyonunda bu yıl ikincisi gerçekleştirilen satranç turnuvası Mektebim Koleji Çorlu Kampüsü ev sahipliğinde yapıldı.
Tekirdağ ilinden 120 satranç sporcusunun katılımıyla düzenlenen turnuvada, minikler, küçükler ve yıldızlar kategorilerinde yarışan kız ve erkek sporcular iki gün heyecanlı dakikalar geçirdiler. Çorlu Gençlik ve Spor İlçe Temsilcisi Feridun Demirel’in katılımıyla gerçekleşen ödül töreninde konuşan Kampüs Müdürü Dilek Cambazoğlu “Mektebim Koleji olarak çocukların sosyalleşmesinde ve kendini gerçekleştirmesinde sporun öneminin bilincindeyiz. Okulumuzda sporu ve sporcuyu desteklemek adına bu tarz organizasyonları sürekli gerçekleştiriyoruz” dedi. Dereceye giren öğrenciler kupa, madalya ve çeşitli hediyelerle ödüllendirildi.