Gündem Rüyamda bir ses 'Bu çocuk kurtuluşunuz olacak' demişti

Rüyamda bir ses 'Bu çocuk kurtuluşunuz olacak' demişti

24.10.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

15 Temmuz’da şehit olan Yasin Naci Ağaroğlu’nun annesiyle konuştuk. Acılı anne oğlunun adını bilerek Naci koyduğunu ancak alim olup hepimizi kurtaracağını düşündüğünü, şehit olacağının aklına gelmediğini söyledi...

Rüyamda bir ses Bu çocuk kurtuluşunuz olacak demişti

Antalya’nın Korkuteli ilçesindeyiz... 15 Temmuz’da şehit olan Yasin Naci Ağaroğlu’nun ailesini ziyaret ediyoruz. Bizi kapıda annesi, babası, ve kız kardeşleri karşılıyor. Bir de henüz 2 yaşındaki yeğeni. Evin her bir köşesi Kuran-ı Kerim’le dolu. Baş köşede duran 22 yaşındaki şehit Yasin Naci’nin fotoğrafı herkesin içini yakıyor. Anne Zehra Ağaroğlu fotoğrafı bir kez eline alınca defalarca öpmeden yerine bırakmıyor.

‘Aklıma gelmezdi’

Annesinden bize Yasin’i anlatmasını rica ediyorum. Yaş dolu gözleri parlıyor ve oğlunun fotoğrafına bakarak hamileyken bir rüya gördüğünden bahsediyor; “Yasin’e hamileyken rüya görmüştüm. Bir ses bana ‘Bu çocuk sizin kurtuluşunuza nasip olacak’ dedi. İsmini o yüzden Yasin Naci koyduk. Kurtuluşumuz olur diye düşünüyordum. Şehit olarak bizi taçlandıracağı aklıma gelmezdi. Oğlum ailesine şefaat oldu.”

1994’te annesi ve babası öğretmen olduğundan tayin oldukları Adana’da dünyaya geliyor şehit Yasin Naci. Eğitim hayatında hep başarılı olan şehit Yasin Naci’nin Hukuk ve bir yandan da İlahiyat’ta okuduğunu öğreniyoruz. İlahiyat’tan tek dersi kalmış ve darbe sabahı sınava girmiş. O gece şehit olmasaydı bu yıl hem İlahiyat hem de Hukuk’tan mezun olacaktı. Onun yerine olaylardan sonra annesi Zehra Hanım ve babası Osman Bey Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne giderek oğullarının diplomasını teslim alıyor.

Haberin Devamı

‘Vatanını korumak için sokağa çıktı’

Ailesi son kez bayramda görüyor Yasin Naci’yi. Birlikte Ankara’ya gidiyorlar. Birkaç gün daha vakit geçirdikten sonra anne ve baba Ağaroğlu Trabzon’a geçiyor. Zehra Hanım, “15 Temmuz darbe gecesi Trabzon’daydık. Telefonla konuşuştuk. Gece 02.00’den sonra haber alamadık” diyor.

Yasin Naci yurttaki arkadaşlarıyla Kızılay Meydanı’na gidiyor oradan da kalabalıkla birlikte TBMM’nin önüne yürüyor. Genelkurmay’ın önünde açılan ateşten kurtulur kurtulmaz üzerlerinden helikopterin açtığı ateşle şehit oluyor. Zehra Hanım oğlunun nasıl şehit olduğunu soğukkanlılıkla anlatıyor. “Vatanını korumak için sokağa çıktı. Tanımamız açısından cenazesine de baktığım için tüm videoları seyrettim. Oğlum öldü, ben tek parça olmasına şükrettim” diyor. Bu cümleden sonra bir anne için en büyük acının ne olduğunu anlıyorum.

Haberin Devamı

‘Çok hassas ve ağırbaşlı bir çocuktu’

Söyleşimizin devamında Yasin Naci’nin hayallerinden bahsediyoruz. Spor yapmayı sevdiğini, voleybol ve futbol takımlarında kaptanlık yaptığını, yüzmeye gittiğini anlatıyor annesi. “Çok ağırbaşlı bir çocuktu. Hassas bir yapısı vardı Yasin’in. 28 Şubat döneminde benim başörtüsünden dolayı çalışmam yasaklanınca evde maaş teke düştü. O zaman Yasin ilkokulu bitirmişti. Ablasına ‘Çalışıp harçlığımı kazanayım’ demişti. Her şeyi çok ince düşünürdü evladım...”

Yasin Naci’nin en çok neyi sevdiğini sorduğumda annesi bir an gülümsese de şükrederek başka bir durumdan bahsediyor: “Yasin arabaları çok severdi, merakı çoktu. Hız yapmayı da severdi. Bir trafik kazası sonucu ölseydi kahrolurduk. Bu şekilde şehit olmasıyla, mekanının cennet olmasıyla teselli buluyoruz. Allah emanetini güzel bir şekilde aldı. Allah şehit ailelerine sabır versin diye dua ederdim. Gerçekten de vatan sağ olsun deniyormuş.”