Skorer Amerikan yardımı

Amerikan yardımı

29.06.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:

Milli Takım’ı, Avrupa’nın en iyi dört takımı arasına götüren yol, Antalya’daki bilimsel kamptan geçiyor. Fizik uzmanı Scott Piri, oyunculara, vücutlarının ihtiyacı kadar sıvı almasını bile öğretirken, beslenme uzmanı Megane Magano futbolcu eşlerine vitaminlerini kaybetmeden sebze pişirmenin püf noktalarını gösteriyordu

Amerikan yardımı

Süper Lig biteli daha 24 saat bile olmamıştı. Uzun ve çekişmeli bir sezonun yorgunluğunu, stresini üzerinden atamayan futbolcuları, bu kez üzerlerindeki terleri kurumadan, yeni bir görev bekliyordu. Avrupa Şampiyonası kadrosuna davet edilen Türk futbolunun tarihe geçecek yıldızları, 11 Mayıs’ta Teknik Direktör Fatih Terim’in daveti üzerine ilk kamplarını gerçekleştirmek amacıyla soluğu Antalya’da aldılar.
Fatih Terim’in 5 günlük Antalya kampındaki asıl amacı, milli dava uğruna yorucu ve uzun bir maceraya adım atacak oyuncularını hem bir nebze olsun dinlendirerek ligin yorgunluğunu üzerlerinden atmalarını sağlamak, hem de şampiyonanın ön hazırlık devresine başlamaktı.  Üstelik Fatih hoca, Antalya kampında oyuncularını rahat edebilmeleri için her türlü ayrıntıyı gözden geçirmiş, futbolcularına ‘Eşlerinizi ve sevgililerinizi de bu kampa getirin’ diyerek aile ortamı oluşturulmasını sağlamıştı.
Ligleri devam eden ve yurt dışında forma giyen futbolcular dışında 10 eksikle toplanan takımımızda Antalya kampı, bir kamptan çok tatil havasında gerçekleştirildi.  Beş günlük kampın büyük bir bölümünü yapılan mangal partileri ve hazırlanan reklam çekimleri ile geçiren futbolcular, geriye kalan vakitlerini aileleri ile geçiriyor, bu arada kendilerine uygulanan özel sağlık testleriyle de şampiyona öncesinde son durumları gözden geçiriliyordu.

Haberin Devamı

Kim bu Amerikalılar
İşte, kamp boyunca en çok konuşulan iki Amerikalı uzmanın, futbolcularla tanışması da Antalya’da gerçekleşti. Fatih Terim tarafından Amerika’dan getirtilen performans arttırıcı fizik hareket uzmanı Scott Piri ve sağlıklı beslenme uzmanı Megane Magano ile tanışan futbolcular, milli takımın eşofmanını giyen bu iki Amerikalı’yı, kendi aralarında ‘Bunlar da kim ?’ diye konuşarak karşılıyor, ancak ilerleyen günlerde her ikisiyle de yakın dostluklar kuruyorlardı. Özellikle beslenme uzmanı Megane’ı görünce oldukça şaşıran oyuncular, belki de hayatlarında ilk kez bir bayan uzmanla çalışıyorlardı.
Amerikalı beslenme uzmanı Megane, Antalya kampı boyunca oyuncuların beslenme alışkanlıkları konusunda titiz bir araştırma gerçekleştirdi. Oyuncuların sabah yaptıkları kahvaltıdan, gece yattıkları saate kadar ne yiyip içtiklerini tek tek not eden Megane, daha sonra tuttuğu rapor doğrultusunda Fatih Terim’le görüşerek yapılması gerekenleri anlattı.
Futbolcuların beslenmeleri yapılan çalışmayla programlanırken, Scott Piri tarafından yapılan her çalışmadan sonra tartılan ve kiloları ölçülen oyunculara, uygulanacak sıvı takviyeleri de belirlendi. Bu çalışmada amaç, her oyuncunun antrenman sırasında kaybettiği sıvının anında yerine koyularak, enerjinin en yüksek seviyede tutulmasıydı. Bu program, turnuvanın sonuna kadar devam etti. Her oyuncunun kaybettiği sıvıyı anında yerine koymayı amaçlayan Amerikalılar, hazırladıkları özel vitaminli suları özel suluklarla içirerek, her oyuncuya gereken miktarı verdiler. Antrenmanlar sonrasında futbolcuların ellerinden içleri kırmızı renkli suyla dolu özel suluklar hiç düşmedi.

Haberin Devamı

Sebze dersi
Antalya kampında, Amerikalı beslenme uzmanı Megane’a en büyük ilgiyi futbolcu eşleri gösterdi. Oyuncularla birlikte Megane’ın verdiği beslenme birifinglerine giren ve besin değerlerini yakından öğrenen futbolcu eşleri, Amerikalı uzmandan sebzelerin vitamin değerlerini kaybetmeden nasıl pişirileceğini bile öğrendiler.
Megane’ın otelin mutfağında topladığı futbolcu eşleri, hayat arkadaşlarının bundan sonraki futbolculuk yaşamlarında ihtiyaç duydukları gerekli enerjiyi ve vitaminleri nasıl alabilecekleri konusunda, tam anlamıyla ders aldılar. Megane ile birlikte sebze pişiren, yemek yapan eşler, bir futbolcunun nasıl beslenmesi gerektiği ve neleri yiyip içmesi konusunda da önemli birikimler elde ettiler.
Fatih Terim’in Avrupa Şampiyonası öncesindeki bilimsel çalışmaları, sadece futbolcuların performanslarını kısa sürede en üst seviyeye çıkarmayı amaçlamıyordu. Terim, oyuncularını ve ailelerini de bu zorlu maratona en iyi şekilde hazırlamayı kafasına koymuştu.
Teknik adam işin psikolojik boyutunun zorluğunu daha önceki deneyimleri nedeniyle yakından biliyor, bu sorunu halledebilmek için de işin uzmanını göreve getiriyordu. Prof. Dr. Üstün Dökmen, Antalya ve Almanya kamplarına gelerek, hem futbolcuları, hem de teknik heyeti bu stresli döneme hazırlamak için çalıştı. Oyuncularla kamp boyunca çeşitli seanslar yapan Üstün Dökmen, ‘takımdaşlık ruhu’ konusunda önemli dersler verdi.
Oyuncuların ailesel yaşamlarını da inceleyen Üstün hoca, Antalya kampı boyunca bu konuya özel çalışmalar yaptı. Futbolcuları eşleriyle birlikte seansa alan Üstün Dökmen, öyle güzel şeyler anlattı ki, futbolcuların eşleri, kendisinden bir kez daha randevu istedi. Antalya kampı boyunca Üstün Dökmen’in tavsiyelerini can kulağıyla dinleyen Milli Takımımız, ‘Küçük şeylerden mutlu olmasını bilen’ ekip haline geldi. Fatih hoca ise Avrupa Şampiyonası’nda yarı finale gidecek başarı dolu yolun ilk temelini bu kampta yaptığı ilk konuşmayla başlatıyordu. Oyuncularına ‘Avrupa’ya kendimizi hatırlatmaya gidiyoruz çocuklar’ diyen Fatih hoca, takımına sonuna kadar gideceklerinin mesajını vermişti.
Avrupa Şampiyonası öncesinde Milli Takımız’ı bekleyen en kötü sürprizler ligde oynadığı son maçta sakatlanan Servet Çetin ile Antalya kampı sırasında sakat olduğu ortaya çıkan Gökhan Gönül oldu.
Fatih Terim, Gökhan Gönül’ün, Fenerbahçe’nin son maçlarında kendini riske ederek sakat sakat oynadığını ve durumunun şampiyonada oynayamayacak kadar kötüye gittiğini öğrenince, öfkeden çılgına döndü. Sakatlığını saklayarak milli takıma gelen Gökhan’a çok kızan Terim’in, bütün hesapları alt üst olmuştu. Doktorlarla görüşerek tarak kemiğinin içinde ödem oluşan futbolcunun turnuvaya yetişip yetişemeyeceğini sordu. Ancak durum hiç de iç açıcı değildi. Gökhan’ın tedavisi için her yolu deneyen Terim, genç oyuncuyu dünyaca ünlü doktor Wolfart’a yollayarak yaklaşık bir hafta boyunca tedavi edilmesini sağladı. Ancak durum değişmemişti. Almanya kampında durumunda düzelme görülmeyen Gökhan Gönül, kadrodan çıkartılıyordu. Genç oyuncu durum kendisine bildirildiğinde gözyaşlarını tutamadı. Böylece kamptan ilk ayrılan isim Gökhan oldu.

Haberin Devamı

Almanya’da neşeli günler
Avrupa Şampiyonası’nın hazırlıklarının ikinci ayağını Almanya’da yaptığı kampla sürdüren ve burada Slovakya, Uruguay ve Finlandiya ile oynadığı üç hazırlık maçıyla kendini deneyen Milli Takımımız, oldukça neşeli bir kamp ortamı geçirdi.
Özellikle Fatih Terim ile oyucuları arasında gerçekleşen, çekişmeli ‘ayak tenisi’ maçları, kampa damgasını vurdu. Terim ile yardımcılarından Oğuz Çetin ve Metin Tekin’den oluşan takımla, defalarca karşı karşıya gelen Emre Belözoğlu, Tümer Metin ve Tuncay Şanlı’dan oluşan üçlü, her defasında yenilgiden kurtulamadılar.
Hocalardan kurulu takım, oynadıkları her maçta yıldız futbolculardan oluşan takımı yenmeyi başarıyor, ortaya koyulan iddiaların tümünü kaybeden futbolcular, hocalarını tebrik etmek zorunda kalıyorlardı. Fatih hocanın klasikleşen cümlesi artık oyuncuların ezberindeydi. Terim, galibiyetin keyfini çıkarırken, futbolcularına takılarak, ‘Ne yapalım çocuklar. Tıp bu konuda henüz çare bulamadı. Bendeki bu teknik Allah vergisi. Başkasına nakledemiyorlar’ diyordu.

İşte Terim anayasası

Amerikan yardımı



“Cesur, coşkulu ve onurlu futbol oynayın”

“Bu futboldan hem zevk alın, hem zevk verin”

“Herkesten iyi oyuncu olduğunuzu gösterin”

Ay-yıldızlı futbolcuların finallerdeki iyi futbol ve yarı finale çıkarak tarih yazmalarındaki motivasyonun 3 sırrı da belliydi.
Fatih Terim her maç öncesinde, oteldeki yemekte yapılan toplu konuşmanın yanı sıra masaları tek tek gezerek, oyuncuları maçlara hazırlıyordu. Sürekli oyuncularla birlikte oldu, zaman zaman futbolun dışına çıktı, bire bir sohbetler yaptı. Malzemecisinden, oyuncusuna kadar herkesle müthiş bir diyalog kurdu. Sık sık espriler yaparak, oyuncuları stres ve gerilimden uzak tuttu.
Ama oyunculara hep üç başlık sunuyordu:
1- ”Cesur, coşkulu ve onurlu futbol oynayın”.
2- ”Bu futboldan hem zevk alın, hem zevk verin”.
3- “Herkesten iyi oyuncu olduğunuzu gösterin”

Buzlar zor eridi
Amerikan yardımı



Antalya’da göze batan en çarpıcı olay hiç şüphesiz Fatih Terim ile Başkan Hasan Doğan arasında esen soğuk rüzgarlar oldu. Sponsor firmaların birinin verdiği piknikte iyice su yüzüne çıkan kırgınlığın nedeni aslında kamp öncesinde yaşanan bir olaya dayanıyordu.
İtalya hükümeti tarafından yaptığı hizmetler dolayısıyla Fatih Terim’e özel bir törenle devlet nişanı veriliyor, ancak Terim’i bu özel günde, federasyonu tam anlamıyla yalnız bırakıyordu.
Terim’in kırgınlığının farkında olan ve olayın tamamen bir iletişim eksikliği nedeniyle gerçekleştiğini söyleyen Başkan Hasan Doğan, daha sonra Fatih hocayı telefonla arayıp tebrik etse de, gerginlik Antalya kampına kadar süregelmişti. Antalya Valiliği’nin daveti üzerine kampın üçüncü gününde bir spor salonunun açılışına katılan Terim ve Doğan, soğuk selamlaşmanın ardından kısa süreli sohbette bulunuyor, ertesi gün yapılan barbekü partisinde ise Fatih hoca, uzun süre Başkan Hasan Doğan’ın yanına gitmeyerek tepkisini açıkça belli ediyordu. Bu durumun farkında olan Başkan Hasan Doğan, Almanya kampında yaptığı ziyaret esnasında Fatih Terim’le yemek yiyerek ve konuşarak aradaki buzları eritti. İkilinin arasındaki buzların erimesinde, Yönetici Levent Kızıl’ın da büyük çabası oldu.

Haberin Devamı

Babalık izni
Milli Takım Antalya kampı için toplanırken, aday futbolculardan biri olan Hakan Kadir Balta’nın heyecanı doruktaydı. Eşi dokuz aylık hamile ve doğurması an meselesi olan Hakan Balta, bir yandan eşinin yanında olmak istiyor, diğer yandan da futbol kariyeri açısından çok önemli bir dönemeç olan Avrupa Şampiyonası öncesinde yapılacak kampı kaçırmak istemiyordu.  Sıkıla sıkıla durumu telefonla aradığı hocası Fatih Terim’e açtı. Terim, Hakan’a ‘Antalya kampına gelme ve çocuğun doğarken eşinin yanında ol. Daha sonra Almanya kampında bize katılırsın’ dedi. Balta, hocasının bu jesti karşısında çok sevinerek teşekkür etti. İki gün sonra yeni doğan oğlunu kucağına aldı, üç günlükken de güçlükle ayrılarak Almanya kampının yolunu tuttu. 

‘Herkes alsın’
Almanya kampının ilk günleri geride bırakılırken, prim konusu oyuncular arasında da konuşuluyordu. Kampa 27 futbolcu katılmış, ancak bu oyuncuların 4’ü şampiyona öncesinde kadrodan ayrılarak geriye UEFA’nın istediği 23 kişilik kadro kalacaktı.
Kaptanlar; Rüştü, Emre Belözoğlu ve Nihat’ın isteğiyle kendi aralarında bir toplantı yapan oyuncular önemli bir karar aldılar. Kaptanlar, ‘Arkadaşlar buraya hep birlikte geldik, inşallah finale kadar da hep birlikte gideceğiz. Bu yüzden prim konusunu aramızda halledelim. Biz primlerin 27 oyuncuya da dağıtılmasını isteyeceğiz. Buna ne dersiniz ?’ diye sordular. Herkes bu fikri benimsemişti. Alınan ortak kararın ardından kaptanlar bu kez Fatih Terim’in kapısını çaldılar ve kararı hocalarına aktardılar. Terim, oyuncularının bu düşüncesi karşısında oldukça duygulanmıştı.  Fatih hoca, o gün takımının gerçek bir ekip ve aile havasına büründüğünden emin olmuştu.