Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İskoç hakem Craig Thomson, 20. dakikada Oğuzhan’a tartışmalı bir sarı kart gösteriyor... Hareket faul değil. Öyle olsa bile kartlık değil. Bizim futbolcuların yüzlerinde ve bakışlarında Thomson’a “İnsafa gel” ifadesi var...

Ama Thomson yanlış anlıyor. “İnsaf”a değil, “infaz”a geliyor.

29. dakikada Gonzalez topla ceza alanımıza girerken, kendisini izleyen Beck’e omuz atıp düşürüyor. Önce yarım adım, sonra da 1 adım atıyor, kendini yere bırakıyor. Artistik bir hareket... Thomson, 5 numaralı yardımcı hakemin uyarısıyla penaltı veriyor. Yanlış, haksız, gaddar bir karar bu. İnfaz demem ondan. Daha da gaddarca olanı, yüzde yüz gol pozisyonunda verilen penaltı kararından sonra gösterilmesi gereken kartın rengi “sarı “olmalı... FIFA International Board’ın bu sezon uygulamaya konan kararı böyle. Ama Thomson kuralı da, kararı da, kartı da şaşırıyor.

Haberin Devamı

Beşiktaş için maçın bittiği an... Adalet olmayınca oyun da olmuyor. En azından Beşiktaş artık bu oyunda yok! Maçtan önce hep birlikte favori gösterdiğimiz, alkışladığımız, takdir ettiğimiz ve Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkacağına inandığımız takım, artık hayal kırıklığı yaşatıyor.

Maça çıkan onbiri, onbirdeki oyuncuların, sonradan girenlerin performansını tartışmak anlamsız. Beşiktaş, o çok iyi bildiğimiz savunma şaşkınlığını 9. dakikada kaybettiği top sonrası yenen golle sergiliyor. Yine hücum, yine baskı, yine kaptırılan top.... Penaltı rezilliği. 10 kişi kalmanın çaresizliği...

Peşpeşe gelen gollerle yarım düzinelik hezimet! Aboubakar’ın kırmızısıyla sahada 9 kişiye düşüyorlar. Oyun içinde kalanların da motivasyou bozuluyor. Şoku atlatamıyorlar. Birçok yönüyle Cem Papilalı Samsunspor maçını (2003-04 / 1-4/ 5 kırmızı kart ) andıran, hesapta olmayan olaylarla tarihe “kara gün” olarak geçen bir maç bu. Şampiyonlar Ligi’nin ve Süper Lig’in yenilmez takımı Beşiktaş, böyle kaybetmemeliydi. Tek tesellimiz ne? Hiç değilse formaları siyah-beyaz değildi!

Bu sonuç çok travmatik. Hem yönetim, hem Şenol Güneş, hem de futbolcular açısından. Soğukkanlı ve gerçekçi analizler gerekiyor. 2009’daki 8 gollü Liverpool maçını da unutmamalı... Tekerrür eden tarihten kurtulmalı!

Haberin Devamı

Bir de şu var: Beşiktaş zaten, sürekli olarak UEFA Avrupa Ligi’ne katılıyordu. Dön-dolaş yine aynı turnuva... Bu kadar dolaşmaya, üzülmeye ve kahrolmaya değer miydi? Sanmıyorum.