Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kundurama kum doldu türküsünü hatırlar mısınız? Haydi o türkünün sözlerini azıcık değiştirerek Alanya tribünlerine çıkalım ve birlikte söyleyelim: Duvara mıh çakarım, sen sallan ben atarım.
Beşiktaş futbol takımı haftalardır aynı türküyle alkışlanıyor. Rakipleri duvara mıh çakıyor, Beşiktaş sallanıyor… Beşiktaş sallanıp oynadıkça, ya da oynayıp sallandıkça rakipleri Karius’un kalesine gelip gol atıyor. Bu durumda golcülerin Karius’u aşması gerekiyor. Dün Burak bu işi yaparak hem Karius’u hem de Alanyaspor’u aştı.
Ayrıntılara girersek… İlk yarıdaki istatistikler hep Beşiktaş’ın önde olduğunu gösteriyor. Topla oynamada denge var: 51/49… Beşikttaş daha çok şut atmış, daha fazla isabetli şut atmış. Ayrıca gol pozisyonuna giren oyuncu sayısı da az değil… Atiba, Gökhan, Caner, Burak, Boyd, Elneny… Beşiktaş kötü mü oynuyor? Hayır. Peki etkili oynuyor mu? Ona da hayır. Siz haftalardır iyi top oynuyorsunuz ama, golleri rakipleriniz atıyor. O golleri önleyemiyorsunuz. Onlar mıh çakar gibi golleri atarken, Beşiktaş sallanıyor.
O gollerin temelinde, evet, Beşiktaş’ın iflah olmaz savunma hataları var. Dünkü Fernandes golünde örneğin, Gökhan Gönül, yüzü kendi kalesine dönük, kendisinden daha uzun rakibi Fernandes’in önünde şöyle azıcık sıçrıyor. Yüz yüze karşılasa en azından zamanlamasıyla vurdurmayabilirdi. Vuruş isabetini bozabilirdi. Olmadı. Aynı Gökhan, hücumda daha rahat gol pozisyonuna giriyor, şut çekiyor. Gol olmuyor ama çaba gösteriyor. Saygı duymak gerek. Karius’un hatalı goller zincirine de bir yorum getirelim: Sergen Hoca, gerçekçi bir açıklama yaptı. “Gelecek yıl Karius’la birlikte olamayacağız” dedi. Gayet normal, kiralık sözleşmesine uygun bir açıklama bu. Peki zamanı mı? Hayır! Alman kalecide motivasyon da biter, moral de. Şekilde görüldüğü gibi.
Beşiktaş’ı anlatırken Alanyaspor’u yok sayamayız. Başarılı bir antrenörle sezona başladılar. Sergen Yalçın’dan kazandıkları hücum felsefesini sürdürdüler. Beşiktaş gibi sallanmıyorlar. Daha gerçekçi, daha bütüncül bir oyun oynuyorlar. Beşiktaş doğru işler yaparken, onlar golü bularak en doğrusunu yapıyorlar. Fernandes’in golü hiç tesadüf değil.
Yine de olumlu futbolunu, pas başarısını, hücum oyununu bırakmıyor Beşiktaş. Belli ki Sergen Yalçın devre arasında o sakin duruşuyla ‘hardal’ gibi sözler etmiş. Beşiktaş’ta gecikse de yedikleri gole karşı bir isyan futbolu izliyoruz.. Burak Yılmaz’ın kafa golü, hücum rollerini üstlenmeye başlayan Elneny’nin isabetli ortasıyla atılıyor. Eh, artık o ortaya da asist dememiz gerekiyor.
Halis Özkahya, 487 gün sonra Beşiktaş maçında görev aldı. Dahası geçen yıldan beri tartışmalı yorum ve kararların ortasında. Başarısız, tuhaf bir sezon geçiriyor. Oysa uluslararası maçlarda en çok görev alan üç FIFA hakemimizden biri o. Yine de dünkü maçı olabildiğince iyi yönetti. Penaltı kararını anında verdi. Sonrasında VAR odasıyla konuşup beyaz noktayı bir kez daha gösterdi.
Sonuç olarak şunları söylemek gerek... Beşiktaş şampiyonluk şansını ilk kaybeden büyük oldu. Moral olarak boşluk içindeler. Böyle bir dönemde oynamak zordur. Her şeye rağmen oynadılar ve iyi bir geri dönüş yaptılar. Bu havadan sıyrılıp UEFA kapısını açmak için devam etmeleri gerekir.
Kan, ter ve gözyaşı... Burada ter döken tüm sporculara da elçilik yaparak kanını ve canını veren şehitlerimize rahmet, gözü yaşlı milletimize de baş sağlığı dilerim...