Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Mitolojik bir öyküyle başlayalım... Titanlar dünyasının kudretli lideri Kronos, günün birinde kahinleri dinler: “Çocuklarından biri tarafından devrileceksin!.” O günden sonra karısı Rhea’nın doğurduğu her çocuğu yiyip yutarak iktidarını sürdürmeye çalışır. Ama Rhea da nereden baksan ana yüreği taşıyor... Son çocuğunu kurtarmak ister. Kronos’a kundağa sarılı bir taş bebek verip yutturur. Kurtardığı çocuğu Zeus, kehanetteki gibi babasını devirip Olimpos’a “Tanrılar Tanrısı” olarak yerleşir. Altın Çağ’ı başlatır. Kronos’un çocukları dahil her şeyi yiyip yuttuğu dikkate alınarak gücünü simgelemek üzere “zaman”ı temsil ettiğine inanılır. En duyarlı zaman ölçer olarak bildiğimiz “kronometre” sözcüğü de Kronos’un bize bıraktığı mirastır.
Elimizdeki kronometre ile futbola dönersek...
Geçen hafta Mustafa İlker Coşkun’un Galatasaray - Karabükspor maçındaki bitiriş düdüğü medyada geniş bir tartışma alanı yarattı. Galatasaray’ın 2-1 önde olduğu maçta, Sneijder’in usta işi pasıyla gol pozisyonuna giren Burak Yılmaz, belki de haftalardır süren hasretini bitirecek, büyük moral kazanacaktı. Coşkun tam da o fırsat anında 90+3’ü bitirdiğini ilan etti. Maça eklenen “en az üç dakikalık süre” dolmuştu. Taraftarlar homurdanıp, kararı protesto ettiler. Futbol otoriteleri, hakemin güzelim pozisyondan seyirciyi de sporcuyu da mahrum ettiğini söyleyip Coşkun’u kınadılar.
Kayseri’deki Erciyesspor - Fenerbahçe maçında da Halis Özkahya, skor 1-1 iken 4 dakika uzatma verdi. Anonsa dikkat edelim: “Müsabaka en az dört dakika daha oynanacaktır!” Bunun anlamı şu: O uzatma dakikalarında da oyun farklı nedenlerle durabilir. Hakem o süreyi de eklemek zorunda! Emenike golü atıp Fenerbahçe’ye 3 puanı getirdiğinde kronometre 4.22’yi gösteriyordu. Hakem, hem seyircinin ve oyuncunun hakkını gözetmiş, hem de uzatmadaki duraklamayı dikkate almıştı. Onun kronometresine de saygı duymalıydık! Orada da Erciyesliler itiraz etti, ama büyük takım (Fenerbahçe) kazandığı için medyada eleştiri yoğunluğu oluşmadı!
Hakemler, elbette (45+), (90+) kararları nedeniyle de eleştirilip değerlendirilebilir. Bu işi hakem hocaları, gözlemciler, mentörler zaten yapıyor. Ama biz skor değişikliğine bakıp taraftar tepkilerine kendimizi kaptırarak eleştirmeyelim.
Hakemleri hiç değilse Kronos’a yedirmeyelim!

Haberin Devamı

Özkahya ve Caner’in dramı

Haberin Devamı

Halis Özkahya Kayseri’de asıl hatayı Caner - Yasin temasında yaptı. Önce tartışılabilecek bir sarı kart gösterdi Caner Erkin’e... Sonrasında Erciyessporlu Yasin’in topun üzerine kapanarak faul beklediği pozisyonda, görüldü ki Caner üç kez tekmeliyor... Önce topu kurtarmak için topa vuruyor. Sonra ikinci ve üçüncü vuruşunu rakibine (meslektaşına) yapıyor. Bu kural dışı hareketin karşılığı doğrudan kırmızı kart. Özkahya, yine ihraçla sonuçlanacak ikinci sarıyı bile göstermiyor. Burada psikolojik ayrıntılar söz konusu... Halis Özkahya, geçen yıl Galatasaray - Fenerbahe maçında Meireles’in tükürük olayı ile yıpranmış ve travmaya uğramış bir hakem. O maçtan sonra ilk kez Fenerbahçe maçında düdük çaldı. O anda yardımcı hakem Cem Satman’la dördüncü hakem Serdar Akçer’in onu uyarıp uyarmadıklarını bilmiyorum. Tutukluğunu kendi adıma anlamaya çalışıyorum.

Haberin Devamı

Orman ve Yılmaer’e saygı

TSYD’de bir sabah, mavi gözlü heybetli bir adam, “Buraya sosyal üyelik şartlarını kimden öğrenirim” diye sordu. Onu kahve içmeye davet ettim, bilgilendirdim. O kahve içimi iki - üç saatlik keyifli, unutulmaz sohbetle güzel bir dostluğun başlangıcı oldu. Abdülkadir Bey giderken, “Siz beni değil, oğlumu tanırsınız” dedi. Fikret Orman’ın babası olduğunu en sona saklamasını takdirle karşıladım. Tevazuu, dünya görüşü bu kurt sanayiciye ayrı bir derinlik katıyordu.
Hasan Yılmaer, 71’de TGS tarafından AKŞA’ya genel yayın müdürü olarak atanmıştı. Hayatımda bu kadar çok soru soran, haberin ıcığını cıcığını çıkaran, analitik parıltılarla sıradan haberi manşete taşıyan pek az usta gördüm. Hasan Abi de onların başında yer alıyordu.
İki değerli insanı da yitirdik. İnanıyorum ki Hasan Abi, sonsuz aleme geçerken yine ilk soruyu soran kişidir. Abdülkadir Bey’le sıkı bir Fener - Beşiktaş sohbetine dalmışlardır.
Beşiktaş Başkanı Fikret Orman’a, sevgili kardeşlerim Esat ve Galip Yılmaer’e, saygıdeğer ailelerine başsağlığı diliyorum. Huzur içinde uyusunlar.