Attila Gökçe

Attila Gökçe

agokce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Spor gündemimizi belirleyen yöneticiler maalesef “homo polemikus” sendromuyla yer alıyor hayatımızda. Sürekli iddialar, tezler, karşı tezler, alay ve karalamalar, olmadı suçlamalarla sadece kendilerinin “temiz”, “akıllı”, “suçsuz”, “günahsız” ve “büyük” olduklarını ilan ediyorlar.
Arkalarında milyonlarca taraftarları da var ya. O taraftarlardan büyük bir bölümü de gözü kapalı onları onaylıyor, her tartışmada safları sıklaştırarak çatışmadaki yerlerini alıyorlar ya, gerisi kolay!
Homo Polemikus, Pazar-Pazartesi gecesi (00.39) akşamı Galatasaray Spor Kulübünün bildirisiyle sahneye çıktı. 21.haftanın maçlarından yola çıkarak Fenerbahçe-Kasımpaşa maçında hakemin (Fırat Aydınus) sarı-lacivertli iki oyuncuya kırmızı kart gösteremediğini, ev sahibinin kazandığı iki golden birinin de ofsayt olduğunu ileri sürdü. Bu iddialarına dayanak olarak Fenerbahçeli yöneticilerin Sivasspor yenilgisinden sonra hakemleri tehdit etme alışkanlığını sürdürdüğünü ifade ederek, “ Rakip zirvede yalnız mı bırakılmak isteniyor?” sorusuyla meydan okunuyordu: “ Bu koşullarda oynanacak MP Antalyaspor - Galatasaray maçında hakemlerin ne şekilde maç yöneteceğini yakinen takip edeceğimizi spor kamuoyunun bilgisine sunarız!”
Homo Polemikus bir tane değil ki! Hemen karşılığını buldu bildiri... Fenerbahçe de edebi sanat(!) denemesiyle “Sporun manipülatif eylemlerle yönetilemeyeceğini, borsa ile futbolun farklı şeyler olduğunu, spor müsabakalarının kumpas ve kurgu açıklamalarıyla değil, sahada kazanılacağını, Fenerbahçe’nin sadece bir rakip olmadığını ÖĞRETEMEDİĞİMİZ İÇİN tüm kamuoyundan özür diliyoruz.”
Elbette her insanın bildiğini öğretme isteği olabilir. Bu konudaki çabalarının başarısızlığı da nezaket anlayışına göre bir özür gerektirebilir. Ancak muhatabına çatarak, onları küçümseyerek, ağız içine konuşur gibi imalı suçlamalarla bunları bağdaştırmak o kadar kolay değil. Galatasaray’ın kendi maçından saatler önce rakiplerinin oynadığı oyunlardan adaletsiz hakem kararlarını seçerek “yakın takip”e soyunması ise tam anlamıyla “manipülasyon” (kurgulama) örneğidir. Şimdi “homo polemikus”lara asla katılmadan şu soruyu da sormamıza izin verilsin: Antalyaspor - Galatasaray maçında Sabri’nin Tita’ya müdahalesine ne buyrulur? Yakın takipten “tırsan” Halis Özkahya’nın bu pozisyonu yok saydığını iddia etmek mümkün müdür?
Her neyse... Homo Polemikus’lar asla şifa bulmazlar. Onların iktidar ayaklarından biri de çatışma ve tartışmadır. Ortamı kendi çıkarlarına değiştirmek için denenebilecek her türlü tartışmayı ve suçlamayı deneyebilirler.
Sizi de zıvanadan çıkarabilirler. Gaza gelmeyin, dikkatli olun!

Haberin Devamı

Derbi’nin aktörleri

Haberin Devamı

Bu derbide bir kaç aktörü izleyeceğiz. Beşiktaş’ta Gökhan, Olcay, Almeida ve Oğuzhan Olimpiyat’taki ilk maçın kötü anılarından kurtulmak için çaba gösterecekler. Kaleci Tolga takımın en güvenilir oyuncusu. Veli ve Atiba sessiz, gösterişsiz kahramanlar. Takımın en istikrarlı oyuncuları. Unutmayalım, listede bir de Jermain Jones var.
Galatasaray’a dönersek... Muslera, Melo, Sneijder, Burak ve Drogba’yı ilgiyle izleyeceğiz. Selçuk’un yeni Mancini düzeninde oyun kurucu lider kimliği örselenmiş gibi. Umut Bulut’u da unutmamak gerekiyor.
En keyifli ikili mücadelelere gelince... Telles - Gökhan Töre, Sabri - Olcay, Almeida - Semih ve Dany - Burak olabilir. Tabii, oynarlarsa!

Haberin Devamı

Mancini ve Sabri

Güzel bir oyun, akıllıca hazırlanmış pozisyonlarda ustaca atılmış golleri keyifle alkışlamak için seyrediyoruz futbolu. Ama bunu engelleyenler var. Hadi, saha dışındakileri, tribündekileri görmeyelim. Saha içindekilere ne diyeceğiz? Mancini, Burak Yılmaz’ın kendisine dirsek attığını iddia ederek hakeme yakınan Antalyasporlu Koray Aslan’a “Numara yapma!” diyor. Koray da görüntüleri izlemesini öneriyor. Oyun esnasında Koray’ın tedavisi yapılırken yaşanan bu diyalog hiç de iyi bir örnek değil. Oldum olası teknik adamlarla rakip futbolcuların tartışmasını sevmem ben.
Galatasaray’ın ruhu olarak sevdiğim, sarılıp kucakladığım Sabri Sarıoğlu da Fenerbahçe yönetiminin bildirisiyle dalga geçiyor ve “Biz puan kaybedince rakibi tebrik etmesini biliriz. Bunu bazılarına öğretemediğimiz için özür dileriz!” diyor.
Sus be Sabri. Bırak “homo polemikuslar” ötsün. Senin o çirkinliklere hiç ihtiyacın yok!